Eski dediğim yaklaşık 15 yıl önce falandı. İstanbul’un her köşesinden geçen kırmızı kırmızı 302’ler ve körüklü halk otobüsleri olurdu. Bu otobüslerin dikiz aynasının hemen üstünde: şoförle konuşmak yasaktır… Yaşlılara ve hamile kadınlara yer veriniz… Gibi şeyler yazardı.
O zamanlar hakikaten şoför ile mecbur kalınmadıkça konuşulmaz, yaşlılara ve kadınlara yer verilirdi. (Otobüslerde abla, teyze, amca… Lütfen buyurun oturun ile başlayan muhabbetler ya da küçük tebessümler olurdu) Birçok kere şahit olmuştum, 60 yaşındaki amcanın yerinden kalkıp torunu yaşındaki kıza yer verdiğini, buyur ettiğini…
O zamanlar demek ki saygı nedir, ahlak nedir bilinmezmiş (!)
Sonraları ise;
İstanbul’un birçok yerinde halk otobüslerinin yerini tramvaylar-metrobüsler aldı. Bu araçlar daha kaliteli daha donanımlı ve yukarda mevzu bahis olan yazılardan uyarılardan genellikle arındırılmış olarak yayıldı.
Çünkü güya! Görgü, çünkü saygı, çünkü teknoloji, çünkü modernlik geldi!
Adı üstünde halk otobüsü,
Hamile kadın doğuracak olsa bile! Halkın malı ya pardon babasının malı ya! Babasının işyerinde personelin masası önüne oturup çalışma masasının üstüne de ayağını uzatır gibi otobüste öyle oturmaya başladı yeni nesil!
Ayakta duramayarak titreyen amcamın, her frene basıldığında bastonu gözüne batacak bile olsa… Utanmadan batan bastona yüz çevirir oldu yeni nesil.
Neyse… Bugün bunu yapan arkadaşların sonunu çok merak ediyorum! :)
Hani dünya yuvarlak ya! :)
Bugün gençliğinde bunu yapan adamı, yarın yaşlandığında da o titrerken galiba iteceklerJ Yarın o da bastonuyla ayakta durma savaşı verirken, onun bu durumunu alay konusu edecekler.
Ne kadar sesini yükseltse de herhalde kızdığı nesil kulaklığından yükselen ecüş bücüş müzik yüzünden bir şey duymayacak!
Atalarımız bir zamanlar Avrupa’yı fethetti de onların saygıdan bihaber oluşları yüzünden bırakıp geri geldi, idarelerini bile kendi ellerine verdi. Biz bıraktık kaçtık amma onlar kültürleri ve teknolojileriyle içimize girdiği gibi kültürümüzü de saygımızı da alıp gitti.
Bozulan kültürümüzün sebebi teknolojiyse: yeni nesil Avrupa’ya ve teknolojisine özenip kültürümüzü bozuyorsa; o zaman eğitim kurumlarımızda ve görsel medyada kültür-ahlak-toplumsal saygı ve toplu taşıma kullanma adabı gibi derslere ve yayınlara ağırlık verilmeli. Görsel medyada yine reklam aralarında bile olsa en azından saygı-ahlak konusunu işleyen mini filmler olmalı, bu tür şeyler kanunla zorunlu hale getirilip desteklenerek, kültür deformasyonunun önüne geçilmeli! Benden söylemesi… !denizbatu!