Kibar Feyzo’nun medya ve televizyon hevesi!

Hasan Balcı

Bu haftaki makalemi farklı başlık ve konularla okurlarla paylaşmak istiyorum.

Kadınlarımızın gerek demokratikleşme, gerekse hak mücadelesinde hangi özverilerle çalıştıklarını, direndiklerini sokaklarda görüyoruz.

Zülüm, baskı, şiddet, taciz, tecavüz vb. gibi şeyleri en çok kadınlar yaşıyorlar. Gericileşme en çok kadınlara kaybettiriyor. Bu yüzden kazanılmış haklarını kaybeden kadınlar sokaklarda mücadelenin en başat unsurları olarak mücadele ediyorlar.

Devletin resmi rakamlarına göre 300 kadın erkekler tarafından katledilirken 171 kadın ise şüpheli bir biçimde hayatını kaybetti. Kadın örgütleri Türkiye’nin her yerinde daha fazla kadın ölmesin diye mücadele ederek direniyorlar.

Siyasi partiler kadınların en çok ezildikleri, taciz edildikleri yerlerin başında geliyor. Gerek kadının kendini ifade edebilmesi gerekse yönetime gelebilmesi açısından, Siyasi partiler adeta bir cendere görevini görüyor. Taciz ve Tecavüzlerinde yaşandığı en önemli alanlardan biri yine siyasi partiler.

Kamuoyuna yansıyan CHP içindeki taciz tecavüz iddialarını gazetemizde yayınlamıştım.

Vicdanlı başörtülü kadınlara vitrin mankeni tabirini kullanan Recep Tayyip Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu bütün türbanlı kadınlardan özür dilemeye davet etmişti

Hangi Kılıçdaroğlu?

Partisinde tacizler, tecavüzler, kadına yönelik şiddete dair tek bir laf etmeyen Kılıçdaroğlu

Sadece Kılıçdaroğlu mu sessiz kaldı?

Partinin kadın kollarından sorumlu başkanı Aylin Nazlı Aka’dan tek bir ses çıkmadı.

Partinin Kadın il başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan tek ses çıkmadı. Partinin İstanbul kadın kolları başkanı Yeşim Ağırman’dan tek bir ses çıkmadı. Şişli ilçe Başkanı oya Akman’dan tek bir ses çıkmadı. Peki, Şişli kadın kolları başkanından ses çıktı mı? Hayır!

Bu suskunluğun tek sebebi var. Sahibinin sesine olan biat, parti içindeki girift çıkar ve belagat işleri. Yukarıdan aşağıya sıraladığım bu hiyerarşik sorsan bunlar bu ülkenin en büyük DEVRİMCİLERİ. Neyi deviriyorlar derseniz.

Boy sırasına göre sıraladığım bu siyaset esnafları rant devşirdikleri için konuşmuyorlar. Konuşurlarsa üst akıl ya bunların belediyede ki işlerinden çıkarlarından olacaklarını bildiklerinden 3 maymunu oynuyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi Şişli İlçe Örgütü’ne nasıl operasyon yapıldığını gazetemiz sürekli ayrıntılarıyla yazıp çiziyor.

Belediye başkanının dümene konulduğu bu operasyonun ana karargâhı 10 Arpalıkçılar olarak adlandırılan, CHP’yi ortadan kaldırmaya onu kapatıp bir vakıf haline getirmek için yemin etmiş, sözüm ona solcu, sosyal demokrat geçinen tasfiyeci bir çete. Politik söylemleri liberallerden daha geri. Şişli’de bu operasyonun başında bulunan isim Muammer Keskin. 

Anımsayalım; Şişli Kent konseyinde Muammer Keskin zorbalığı demiştim, buna kent Konseyi sözcüsü avukat hanım itiraz etmişti. Kent konseyine yaptığı operasyonun benzeri şimdi Şişli CHP İlçe Yönetimi’ne yapılıyor. Avukat Hanım, o gün ettiği sözlerden utanıyor mu acaba?  Üstelik elimde bu konuyla ilgili birçok belge olduğu halde.

Muammer Keskin, CHP Şişli İlçe Örgütü’nü ele geçirmek için her şeyi yapıyor. Makam rüşvetinden yöneticilere yönelik mobbing ve baskıya dair bütün yöntemleri kullanıyor. Partiden istifa eden edene.

Sabah programları dahil, Şişli’nin Kibar Feyzo’su televizyon programından televizyon programına koşuyor. Şişli’de bir tuğlayı diğerinin üzerine koymayan bu şahıs neden ve nasıl televizyonlara çıkabiliyor?

Kibar Feyzo, televizyonlara başarılarından, hizmetlerinden ötürü değil krizde olan medya ve televizyon sektörünün bir pazar malı olarak televizyonlara parasını ödeyerek, üstelik Şişli halkının emeğini kendi babasının malı gibi savurarak çıkıyor. Yani, reklam haber yapıyorak televizyonun parasını ödeyerek çıkıyor televizyonlara.

Ne anlatıyor Kibar Feyzo?

Tencere tava, Laga luga!

Kendisine Şişli İlçe Örgütü’ne neden kamera taktırdın, sonra niye söktün? Şişli İlçe Örgütü’nden hangi evrakları yürüttün? Belediye yolsuzlukları ile ilgili tek bir dosyanın sorulduğunu gören duyan var mı?

Şişli’de her türlü itibarı yerle bir olan bir belediye başkanı bu tür medya da manipülasyon yaparak, Şişli’de ki rezaletlerin üstünü örttüğünü sanıyor. Tıpkı devekuşu misali.

Şişli Belediyesi önünde işçiler direnmeye devam ediyorlar. Elinde mahkemece işe dönüş kararı olan Turan Aktaş işe alınmadığı gibi diğer belediye işçileriyle birlikte belediye kapısında süründürülmeye devam ediyor. Emek düşmanı Muammer Keskin koymuş adını işçiler.

Son olarak, Kuştepe’deki romanların belediye başkanına tepkisine değinmek isterim.

Seçimlerde oylarını alabilmek adına Kuştepe ve İzzetpaşa’da yaşayan romanların önünde kırk takla atan Muammer Keskin, seçimlerin ertesi gününde bütün sözlerini unutarak romanları terk etti. Önce romanların kanaat önderlerine sırtını çevirip onları belediyede işlerinden atarak bu insanları aileleriyle birlikte bankamatikçi ilan etti.

Pandemi sürecinde yanlarına bile uğramadığı Kuştepe’de yaşayan romanların ihtiyaçlarına belediyeden attığı kanaat önderleri yetişti ve buradaki vatandaşlara ihtiyaç maddeleri dağıttı. Bugün Şişli Gazetesi’nde okudum romanlar Kuştepe Meydanı’nda Kibar Feyzo’yu ti’ye almışlar.

Romanlar, Muammer Keskin’e eksik etek diyorlar. Romanlara sorun siz kime eksik etek dersiniz.

Romanları, kendi siyasi geleceklerinde çantada keklik zannedenlere şu müjdeyi vereyim. Romanlar kendi siyasi partilerini Güzel Parti’yi kurdular. Bundan sonra İzzetpaşa ve Kuştepe deresinden romanlardan alsanız alsanız havayı alırsınız.

Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle pandemi sürecinde sokaklarda çalışan, seyyar satıcılarla uğraşmayın talimatını vermesine rağmen. Kibar Feyzo’nun zabıta müdürü hâlâ sokaklarda seyyar kovalıyor.

Bir sonraki makalem zabıta müdürü ile ilgili olacak önemli şikâyetler geliyor.