Kıbrıs Türk Barış Kuvveti'ne bağlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı, Komando Alayı ve Topçu Alayı'nın sancak devir teslim töreninde bir konuşma yapan KTBK Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu önemli mesajlar verdi.
Korgeneral Kıvrıkoğlu, yek vücut olunması gereken ve çok ihtiyaç duyulan bu safhada KKTC halkının hedefi olan "Kapsamlı ve adil çözüme" ulaşma ile örtüşmeyen ve KKTC'nin güvenliğini risk altına sokabilecek eylem ve söylemlere tanıklık ettiklerinin altını çizdi.
Korgeneral Kıvrıkoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Kıbrıs'ın tarihini, özellikle yakın tarihini bilmeyenler, Kıbrıs'taki mevcut olağanüstü koşulları ve Kıbrıs sorununu bir bütün olarak algılayamayanlar ya da tarihe ve içinde bulunduğumuz koşullara, sadece belli bir ideolojinin penceresinden bakabilenler, suni yetki tartışmaları meydana getirmekte, Türkiye'yi Anavatan gibi değil, sıradan komşu bir yabancı ülke, Türk ordusunu, o yabancı ülkenin ordusu gibi görmekte ve Türkiye'ye karşı egemenlik iddialarında bulunmaktadırlar.
Türk Ulusu'nun, Kıbrıs Türkü'nün acısına ortak olma, zor anında yardımına koşma duygusundan ve dünya üzerinde özgürce ve insanca yaşadığını görebilme özleminden, Türk ordusunun, Kıbrıs Türk'ü için gözünü kırpmadan kendini feda edebilme kararlılığından kaynaklanan, tarih boyunca da aynı temelde var olan, akrabalık ve kan bağışla birbirine sıkı sıkıya bağlı Anavatan-Yavruvatan ilişkisini ise, basit bir iletişim, temas ve menfaat düzeyine indirgeyerek, Türkiye'nin, kendi güvenlik ortamını sürdürebilmek
için, Kıbrıs Türk'üne sadece ekonomik destek sağlayan bir fonksiyon olarak tanımlama yanılgısına düşmektedirler. Ancak, Kıbrıs gerçeğini çok iyi bilen ve ordusunu bağrından çıkaran KKTC halkının, hiçbir zaman desteğini alamayan, kahraman halkımızın hiçbir kesiminden itibar görmeyen bu kişiler, KTBK Komutanlığı'na veya KTBK Komutanlığı üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dil uzatmayı, belli bir kesime karşı rüştünü ispatlama ve mevzi kazanma yöntemi olarak görmektedirler.
KKTC halkının hedefine ulaşmasına yönelik gayretlerin dışında kalan, adeta Rum propaganda ve politikalarına alet olan ve oldukça marjinal bir grubu temsil eden bu hayalperestleri, dikkat, ibret ve teeşşürle izlemekteyiz.
Unutulmamalıdır ki; Kıbrıs Adası'nın içinden ya da dışından, bilerek veya bilmeyerek, doğrudan ya da dolaylı olarak Rum politikalarına söylem, eylem ve uygulamalarıyla destek veren, katkıda bulunan kişi, kurum, kuruluş ve örgütler, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de Türk ulusunun şaşmaz sağduyusu ve Türk askerinin daima hukukun içinde kalan kararlı duruşu karşısında, hüsrana uğramakta ve yok olmaktadır.
Bu kesimlere boşa çaba harcamak yerine, Türkiye'nin ve KKTC'nin güvenliklerini ilgilendiren milli ortak sorunu olan Kıbrıs sorununun, kapsamlı, adil ve kalıcı çözümü yönündeki gayretlerimize katılarak, müşterek enerjimizin yaratacağı sinerjiyi hatırlatmakta yarar görüyorum" dedi.
İHA/habertürk