Cumhuriyet Halk Partisi ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AKP karşıtlığını ve muhalefetini somut olarak; beşli müteahhit çetesi olarak belirttikleri grup üzerinden yapıyorlar. Bu iddialarına gerekçe olarak da Sayıştay’ın tespit ettiği, kamu kurum ve kuruluşlarının kimi harcamalarındaki usulsüzlükleri gösteriyorlar. Bütün dayanakları bunlar.
Sayıştay’ın CHP’li belediyeler için hazırladığı raporlar ile ilgili tek laf etmiyor tıpkı Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında olduğu gibi. Toplumun bu ikiyüzlü siyaseti yuttuğunu sandıkları için bulundukları mecradan bir türlü çıkamıyorlar. Doğu Perinçek bile tek başına iktidar olacağız derken 100 yıllık bir parti dostlarımızla iktidar olacağız diyor.
Kimdir Kılıçdaroğlu’nun dostları? Merkez sağa kendi elleriyle bina ettikleri, 90’lı yıllara damgasını vuran devrimcilerin bindirilip işkenceye ölüme götürüldüğü Toros marka arabaların bakanı Meral Akşener,
Sivas katliamında Aziz Nesin’i yakmaya yemin etmiş Temel Karamollaoğlu, AKP yere düşüp dağıldığında ortalığa dağılıp saçılmasın diye kurulan Davutoğlu ve Babacan ve Çözüm sürecinde dün AKP’nin MHP’si olan HDP, CHP’nin ortağım dediği kümülatif bu.
İkinci Cumhuriyet savunmanlarının politik temsiliyeti olan 10 Aralıkçıların teslim aldığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında ki CHP bu arada 3 parti yumurtladı. Bu yumurtalardan biri Kılıçdaroğlu’na Has….tir çekti. İkinci yumurta biz solcu değiliz dedi. Üçüncü yumurta ise daha ağır konuşarak Kılıçdaroğlu’na kripto AKP’li dedi. CHP’den başka yumurtalar saçılacak mı ortalığa göreceğiz?
Parti içindeki ayrışmalar, tartışmalar, belediye başkanlarının kamuoyuna yansıyan yolsuzluk haberleri, parti içindeki despotizm, taciz tecavüz skandalları, fetullahcı gladio ile ilişkiler derken sabah oldu erken.
Bu bilanço eşliğinde CHP dostlarıyla iktidar olacakmış!
Yerel seçimlerde, “Yolsuzlukların üzerine gidip geçmiş yönetimlerin yolsuzluklarını yargıya taşıyacağız” diyen CHP’nin yargıya taşıdığı herhangi bir yolsuzluk dosyası olmamıştır. Bırakın yolsuzluk dosyasını henüz bir dosya kapağı bile yoktur. Özellikle büyük şehir belediyelerindeki yolsuzlukları gündeme getirerek seçimleri kazanan CHP’nin bu konuyla ilgili attığı herhangi bir somut adım yoktur.
Kılıçdaroğlu bıkmadan usanmadan her salı CHP Meclis Grup Toplantısı’nda bunları anlatıyor. Kılıçdaroğlu yolsuzluklardan söz edince de akla birçok soru geliyor:
Kılıçdaroğlu, Şişli Belediyesindeki ve CHP’li diğer belediyelerdeki rezaletleri biliyor mu? Biliyorsa göz mü yumuyor? Zira, CHP Şişli İlçesi ve İstanbul İl Yönetimi bunların hepsini biliyor.
Birlikte anımsayalım; İçişleri Bakanlığı’nın müdahalesiyle görevden alınan Ataşehir ve Beşiktaş Belediyeleri’ndeki yolsuzluklara Kılıçdaroğlu kol kanat olmuştu. Kamuoyunun bildiği önemli bir gerçek ise Ataşehir’deki yolsuzluklarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bir biçimiyle isminin geçiyor olmasıydı.
Şişli Belediyesi’ndeki usulsüz ihaleleri kim kontrol edip alıyor? Kılıçdaroğlu’nun beşli çete ifadesini aynen kullanırsak; bu ihaleleri Gönen Orhan şirketler topluluğu çetesi mi idare ediyor? Burada oluşturulan havuz nasıl işliyor? Genel merkez, kimi CHP’li vekiller, il yönetimi, belediye başkanı ve onun etrafında kümelenen bu çete bu ihalelerden ne kadar nemalanıyor?
Teşvikiye Mahallesi’nin iradesini teslim alamayan Muammer Keskin, yanına belediye müteahhidini alarak Teşvikiye Mahallesi’nde toplantılar yapıyor yeni kararlar alıyor. Bir belediye müteahhitle, üstelik ismi bir sürü kirli ihalelere karışmış bir müteahhitle Teşvikiye Mahallesi’nde nasıl bir karar alabilir?
Şişli Belediyesinde, 27.01.2021 tarihinde, Teşvikiye Mahalle Meclisi ile yapılan toplantıya Başak Akbıyık, Sinan Eryılmaz, Muammer Keskin, Gönen Orhan katılıyorlar. Toplantının gündemi; Teşvikiye Mahalle Meclisi ve Şişli Belediyesi arasında katılımcı demokrasiyi arttırmaya yönelik fikir ve uygulamalar.
Bu toplantıda; belediye başkanı ve yanında götürdüğü belediye müteahhitti katılımcı demokrasiyi keşfediyor ve bir dizi kararlar alıyor. Katılımcı demokrasi ilkesinin tanımı dolayısıyla, kişilerden bağımsız olarak yürütülmesi gereken o toplantıda; Şişli Belediyesinin yasalar dahilinde, kurumsal kimliğini dönüştürerek aşağıdaki alanlarda TMM katılımcılığının artırılması için gerekli dönüşümleri nasıl sağlayabileceği tartışıldı.
Delegeler tarafından, belediye dahilinde kurulan ihtisas komisyonlarına, 5393/24 sayılı yasanın tanıdığı hakla, TMM’nin ilgili çalışma grubunun davet edilmesi talep edildi. İhtisas komisyonlarının toplanmaması durumunda, belediye alt birimlerinde, katılımcılığı kolaylaştırılacak yönde politikalar izlenmesi talep edildi.
Belediye meclis toplantılarının, 5393/20 sayılı yasanın tanıdığı hakla, TMM delege ve üyelerinin katılımına ve görüş bildirimine açık olduğu, salgın nedeni ile üye sayısı sınırlanan toplantılara katılımımızın kolaylaştırılması talep edildi.
Şubat/2021 ilk meclis toplantısında, katılımcı bütçe projesinin değerlendirileceği, mahalle meclislerinin de Kent Konseyi ile birlikte bütçeye katılımcılığının sağlanmasının hedeflendiği öğrenildi.
Belediyenin yetki alanında olduğu uygulamalardaki katılımcılığın şimdilik sınırlı kaldığı, yapılması planlanan kent parkı projesi tasarımına son onayın TMM ve Şişli Belediyesi tarafından birlikte verilme hedefinin önemi vurgulandı.
Teşvikiye mahallesinde bu duyarlılığa sahip olan belediye başkanı Şişli’nin diğer mahallelerinde neden bu duyarlılığı göstermiyor sorusunun yanıtı şudur:
Çünkü, Teşvikiye mahalle halkı belediye başkanının müteahhitlere peşkeş çekmesine direniyor, yüzüne tükürüyor. Kuştepe, Okmeydanı gibi mahalleler, ne belediye başkanının ne de belediye meclisinin zerre kadar umurunda değildir. Teşvikiye Mahallesi bu toplantılarının ne kadar içinde bunu birlikte göreceğiz. Görünen şudur; belediye müteahhidi Gönen Orhan ile birlikte Muammer Keskin Teşvikiye mahallesini idare etmektedir.
Sayıştay raporlarında Şişli Belediyesi ile ilgili tespit edilen otuz küsur usulsüzlük nedir?
Şişli belediyesinde CHP’li meclis üyeleri bütün bu rezalete ses çıkarmazken muhalefet meclis üyeleri neden ses çıkarmıyor?
AKP’li meclis üyelerine soruyorum; benzin istasyonu istediğiniz için mi sesiniz çıkmıyor? Çıkardıklarında Muammer Keskin “Siz benden benzin istasyonu istediniz vermediğim için şimdi bağırıyorsunuz” demişti.
Bu soruların yanıtını aslında bütün Şişli halkı biliyor. Nasıl bir rezaletle karşı karşıya olduğumuzu herkes biliyor.
Makalemin birinci bölümünde Gönen Orhan’ın kısa geçmişi üzerinden bir özeti okurlarla paylaşmıştım. Gönen Orhan için bir kronik tarih yazısı yazmaya kalksam herhalde bu en az on bölüm sürerdi. Okurun kafasını şişirmeden yıllardır soyulan, soyulurken seyredilen Şişli’nin nasıl soyulmaya devam ettiğini birlikte konuşalım istiyorum.
Gönen Orhan’ın Şişli’ye nasıl kanalize olduğunu anlamak için Muammer Keskin’in adaylık sürecini iyi anlamak lazım. Şişli ilçe başkanlığı seçimlerinde delegelerin oyunu alamayan Muammer Keskin daha sonra parti içinde yapılan ayak oyunu ve 10 Aralıkçıların ısrarı üzerine aday yapılmıştı.
O ayak oyunlarının baş mimarlarından biri Gönen Orhan’dır tekrara düşmek istemiyorum lütfen bu konular ile ilgili merak edenler Şişli, Tercüman ve Son Havadis gazetelerinde ayrıntılarıyla yazdığım bu operasyonları okuyabilirler. Yıllardır belediye başkanları tarafından soyulan Şişli’nin hazin öyküsüdür yazdıklarım. İstanbul’un en gözde ilçesi siyaset baronları tarafından adeta köye dönüştürülmüştür.
Gönen Orhan Şişli ilçe delegesi, il delegesi ve kurultay delegesi hangi saikle ve kimler tarafından yapıldı? Olası bir CHP iktidarında Gönen Orhan’ın yapacağı işler gayet açık değil mi?
Şişli Belediyesinde bu adamın makamı nedir? Neden başkanın odasının yanında kendisine bir oda tahsis edildi. Kendi şirketlerindeki elemanlardan kaçını belediyeye kaynak yaptı. Bunlar gerçekten belediye çalışanı mı, belediyeye çalışmaya geliyorlar mı ve ne kadar maaş alıyorlar?
Bu insanlardan sözleşmeli memur yapılanlar var mı? Bakın belediye meclisi gerekli görevini yerine getirmediği için biz dışarıdan halk ve kamu adına bu takipleri yapıyor kamunun ve yoksulun Şişli’de ki haklarını gözetip denetliyoruz.
Şişli Sağlık Müdürünü kim ve neden değiştirdi? Yıllardır belediyede görev yapan bu sağlık müdürünün yerine getirilen doktor hangi sözleşme şartları ve maaşla işe başladı. Bütün bu rezaletler olurken Belediye Meclisi ne yapıyordu?
Cumhuriyet tarihine ihale rezaleti olarak geçebilecek olan, ihaleyi alan firma sahibinin ihale koşul ve şartnamelerini hazırladığı iddiası olsa olsa Muammer Keskin belediyesinde olur ki öyle oldu.
Bir sonraki makalemde Belediye etrafında kümelenen değnekçilerin artık belediye başkanından umudu nasıl yitirip döküldüklerini, Kibar Feyzo’nun Maho ağa edasıyla Meclis üyelerine dağıttığı ulufeleri, emek düşmanı, polis muhbiri Belediye Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi olayları ve Nişantaşı, Teşvikiye mahallesinde olanlar arasındaki Peşkeş çekilen arsaların kovalent bağını kaleme alacağım.
HDP’li meclis üyelerinin de avucuna ulufe verildi mi? Zira tutuklanan Belediye Başkanının şoförü belediye önünde direnen işçilerden birine dirsek atmıştı. Makam sahibi olunca Partileri ne olursa olsun devlet oluyorlar.
Ulufe olayını kesinleştirip öyle yazacağım.