Muammer Keskin’den kendisine yapılan hamleye karşılık, Canan Kaftancıoğlu hamlesi geldi.
Canan Kaftancıoğlu’nun Şişli Belediyesi’ne gelmesi, öyle geçerken uğranılmış bir ziyaret değildi.
Muammer Keskin ve yakın ekibi tarafından planlanmış bir organizasyondu. Yapılan sunumların ve afişlerin hazırlanma sürecinden tutun, işçilerin çiçek verme organizasyonuna ve yığınla yardım kolilerin oluşturulmasına kadar bir planlama olduğu aşikar.
Şimdi, bu hazırlığın ve organizasyonların yapılması da, normal şartlarda gayet normal ve olması da gerek.
Ama işin arka planında, bu hazırlığın ve organizasyonun yapılmasını zaruri ve zorunlu kılan da gelişmeler var.
Nedir bu gelişmeler?
Muammer Keskin’in, koronavirüs sürecinde Şişli’de yapılması gereken sağlıklı bir organizasyon yapmadığı yönünde, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na hatta CHP Genel Merkez’e kadar eleştiri ve şikayetler gitti.
Bu şikayetler öyle bir hal aldı ki, Muammer Keskin şikayetlere cevap yetiştirmekten adeta iş yapamaz hale geldi.
Peki, bu şikayetler nereden ve nasıl çıktı?
Muammer Keskin, koronavirüs sürecinde bir hastalık yaşadı. Bu nedenle de, 20 gün evden çıkamadı. Muammer Keskin’in belediyeye gelememesi neticesinde Şişli Belediyesi’nin üzerine adeta ölü toprağı döküldü. Şişli Belediyesi’nde yaprak kımıldamaz hale geldi.
Bu süreçte gösterdi ki, Muammer Keskin’in olmadığı belediyede boşluğunu dolduracak bir yöneticinin olmadığını ya da Muammer Keskin’in kendisi yokken bir yönetici istemediğini gösterdi. Üçüncü bir şıkta yok zaten.
Bir de bu ve buna benzer eleştiri ve şikayetler yine en yakınlarından gidince ortalık iyice karıştı.
Diğer taraftan, doğal istek ve beklentileri olanlara da cevap verilemeyince, Şişli Belediyesi ile ilgili CHP yönetimine giden şikayetler hat safhaya çıktı.
Mesela; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Şişli Belediyesi’nin sorumluluğuna verdiği ilçeler vardı. Özellikle de Kağıthane burada çok önem arz ediyor. Çünkü, Kemal Kılıçdaroğlu Şişli’yi almanız yetmez, Kağıthane Belediyesi’ni de almanızı istiyorum dedi. Bu görevi de Muammer Keskin’e verdi.
Bu durumu bilen, CHP Kağıthane’de istek ve beklentileri karşılanmayınca şikayetlere başladı. Buna birde, Şişli’deki CHP’nin ‘akil’ insanları da dahil olunca, Şişli mercek altına alındı.
Çünkü, şikayetler Muammer Keskin’in yakınlarından veya yakınındaymış gibi görünenlerden gidiyordu. Buda olayları daha vahim kılıyordu.
Öyle bir hal aldı ki, Muammer Keskin’in görevden alınması dahi konuşulmaya başladı.
Şunu net olarak söyleyebilirim, Muammer Keskin’in yanında gözüküp, bir sonraki dönem belediye başkanlığı için aleni bir şekilde çalışmalar dahi başladı. Ve bu aleni bir şekilde de ifade edilir hale geldi.
Daha fazlasını şu an için yazmayacağım. Çünkü, bunu ne Şişli kaldırabilir, ne de Muammer Keskin. Ama gerçek olan şu ki, benim uyarıp ta gerçekleşmeyen bir yazım şimdiye kadar olmadı. Şimdilik bu kadar yeter! Yaşayıp göreceğiz.
Ben sadece geçmişte olduğu gibi yine tarihe bir not düşmek istedim. Yarınlarda bu yazılarımın anlamı daha da önem kazanacak.
Size şunu söyleyebilirim, benim yazdığım bu paragrafı lütfen bir yere not edin!
Muammer Keskin, yaşananların bir kısmının farkına vardığı için, bir hamle yapma zorunluluğu ortaya çıktı. Bu süreçte yaşanan eleştiri ve şikayetleri, tek tek yok etmek zorunda olduğunu gördü. Dolayısıyla da, Canan Kaftancıoğlu ziyaret etmesi sağlandı. Bunun üzerinde de ciddi çalışma ve planlamalar yapıldı.
Benim yazdıklarımın bir yorum ve analiz olmadığını, yaşananlardan alınmış bir bilgi olduğunu belirtmek isterim. Ama bu yazdıklarımın ispatını, Canan Kaftancıoğlu’nun bir sözü ortaya koymuştur.
Canan Kaftancıoğlu; ‘Muammer Keskin Başkanım diyor ki, Başkanım reklam yapmadığımız için yaptığımız hizmetler görünmüyor’ açıklaması, benim yazdıklarımın ispatı oluyor.
Yani, ben gerekeni yaptım, ama reklam yapmadığım için bu görünmedi mesajı net olarak verildi. Canan Kaftancıoğlu da buna şahitlik etmiş oldu. Böylelikle bu krizde şimdilik aşılmış oldu.
Yani işin aslı, Canan Kaftancıoğlu’na, başkanım benim yaptıklarım işte bunlar denildi. Yani, geç oldu, güç oldu, ama olduğu gösterildi. Sonuç itibari ile, Canan Kaftancıoğlu’na mesaj net bir şekilde verildi.
Yani, yani benim yazdıklarımın doğru olduğu, Muammer Keskin ile ilgili bir şikâyetin varlığı gün yüzüne çıkmış oldu. Bu yapılan hamleyle de bu eleştiri ve şikayetlere karşı verilmiş bir cevap olmuş oldu.
Muammer Keskin’e de, bu durum bir zafer kazanılmış gibi gösterilecek!
Doğru mu? Evet doğru. Taki, bir diğeri ya da diğerleri gelene kadar!
Ben de derim ki, bu özveri ve bunca mücadele, testi kırılmadan yapılsın. Benim bu istediği de doğru mu? Buna kimse hayır diyemez herhalde?
Peki, tüm bunlara rağmen, şikayetler engellenemez veya engellenmez ve eleştiriler de düzeltilemez yada yapılmaz ise, gerisini varın siz düşünün!