Muhalefete Ne Gerek!

Bekir Özer

                                                  

  Seçimlere dört ay kaldı...
  İstanbul’da seçimi kazanan Türkiye’nin dörtte birini kazanmış sayılır...
  Diyebiliriz ki burayı aldın mı, seçim çantada keklik demek...
  Bunu CHP biliyor mu?..
  Elbette biliyor...
  Peki, bildikleri halde neden birbirlerine verip veriştiriyorlar...
  Gürsel Tekin, milletin İstanbul için umut gördüğü Sarıgül’e ‘’ Altı ilçeyi Sarıgül yüzünden kaybettik ‘’ diye gazetelere beyanat veriyor…
  Sarıgül cevap bile vermiyor...
                                    x
  Allah aşkına...
  Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan şu günde, bu laga lugalarla karşıya prim vermenin bir anlamı var mı?..
  Daha önce de yazmıştım...
  Bunlarda disiplin yok...
  Disiplinin olmadığı yerde, herkes başına buyruk hareket ediyor...
  Şu anda olduğu gibi... 
                                    x
  Ama...
  Bu son şans...
  Artık genel başkan Kılıçdaroğlu’nun yumruğunu masaya vurma zamanı geldi, geçiyor bile...
  Yoksa kendisi dahil herkes yolcu...
  

 GAVAT…
                                    
  Başbakan ‘’ yedirmem ‘’ deyince, zeytin, ekmek aklıma gelmedi değil...
  Ne zaman ki sevgili eşim ‘’ yok daha neler ‘’ diye müdahale edince, anladım ki katran karası boyalı saçı ve bıyığıyla‘’ Gavat ‘’ diyen Vali gündemde...
                                       x
  Vali, idareci demek...
  İdareci de, idare eden demek...
  Bunda idare-midare hak getire...
  Ağzına geleni halka söylüyor...
  Ya bilmiyor...
  Ya bu vasfı yok... 
  Her ikisi de mazeret değil,  hemen gitmesi gerek...
  Ama...
  Gitmiyor...
  Başbakan da ‘’ yedirmem ‘’ deyip onaylıyor...
  Ne bileyim ben...
  Yedirmem deyince, insanın aklına ekmek, zeytin, helva, melva geliyor...
  Yoksa Allah korusun bunun yenecek bir tarafı mı var?..
  Allah bize değil, yedirmem diyen sahibine bağışlasın...
                                        x
  Neyse...
  Daha fazla bir şey demeyeyim...
  Buna en güzel cevabı ortaokul hocam, ellerinden saygıyla öptüğüm şair Fikret Kuşçuoğlu güzel şiiriyle cevap vermiş, okuyalım:

   Gavat şiiri
  
  Ağzından çıkanı, duysun kulağın
  Utan makamından yapma vali bey
  Sönecek balonun, geçecek çağın
  Hakikat yolundan sapma vali bey
  
  Kızınca adama Gavat demişsin 
  Yakışmaz ağzına, ayıp etmişsin
  Özür dilemeden çekip gitmişsin
  Bozma rahatını, tepme vali bey

  Çabuk tut elini, düzelt gafını
  Gün akşam olmadan dile affını
  Yer mi Adanalı gavat lafını
  Haşlama halkını, yapma vali bey

  Devlet erkanıyla seçkin zevatla
  Tören alanında, kızla avratla
  Sayın vali ne işin var gavatla
  Edepten adaptan kopma vali bey
  
  Çok su götürecek, bu gavat sözü
  Kavas dedim diyor, kızarmaz yüzü
  İstifaya gider, bu işin özü
  Utan makamından, yapma vali bey

  
  AFFETMEZ…

  Bu köşenin yazarı yasal olmak kaydıyla kurulan her sendikaya alkış tutar...
  En önemlisi de üniformalı bir kamu kurum ve kuruluşu olarak adını altın harflerle tarihe yazdıran EMNİYET-SEN ve SİME-SEN’ in kurucuları...
  Mahkeme polislerin kurduğu Emniyet-Sen’i örnek gösterip, askeriyenin sivil personeli için müracaata bulunulan Sime-Sen’in de kuruluşuna müsaade etti...
                                        x  
  Bu yasal bir kuruluş...
  21. yüzyılda artık bunlardan korkmamak lazım...
  Bunlar ne eskinin Pol-Bir’i, ne de Pol-Der’i...
                                      x
  Şimdikinin de ne Kamu Sen’i, ne Memur-Sen’i, ne Kesk’i...
  Tamamı muhafazakar kesim... 
  Kendi içlerinde herhangi bir partiye yanaşanları da hemen tasfiye ediyorlar...
                                      x 
  Yöneticileri sendikanın sorunlarını iletmek üzere tüm siyasi partilerle görüşüyor...
  Hepsinden de olumlu cevap alıyorlar... 
  En son mecliste vekili bile olmayan Fazilet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kabalak ile görüşüp teşekkür ettikleri için, aniden bir soruşturmaya tabi tutuldular...
 Sadece teşekkür ettikleri için...
                                     x
  Bundan bir şey anlamadınız değil mi?..
  Ben de anlamadım...
                                     x                                                      
  Bu polislerin yüzde 87 si yüksek okul mezunu olup, yüzde 85 ‘i seçimde AKP ye oy verdi...
  Başbakan ‘’ Biz Muhafazakar, Demokrat bir Partiyiz ‘’ diyor...
  Diyor da...
  Muhafazakar ve Demokratlıkta düşünce ve görüşme özgürlüğü bildiğim kadarıyla suç değil...
  Sendika kurdukları için görevden atılıp çoluk çocuklarının ele-güne muhtaç olmasının da, vicdanla bağdaşır bir tarafı yok...                           
                                            x 
  O zaman...
  Bu devirde bunlarla uğraşılacağına...
  On bir ay içinde 37 polisimizin neden intihar ettiğiyle...
  Bir parti Genel Başkanına teşekkür ettikleri için soruşturma geçirenlerin sorunlarıyla...
  Sendika seçiminde oy kullandıkları için disiplin kuruluna verilenlerle...
  Sendika kurdukları için görevden atılanların ailelerinin sorunlarını görmezden gelmeyip, bu işin hemen halledilmesiyle uğraşılıp, halktan olumlu not alsınlar...
                                            x
  Yoksa... 
  Bu kul hakkıdır...
  Polisler affetse bile... 
  Aileleri ve halk affetmez..