Hilal Tv Basında Bugün Programında Feridun ve Arzu Erdoğral çiftinin sorularını yanıtlayan eski milletvekili Haşim Haşimi önemli açıklamalarda bulundu.
Abdullah Öcalan ve ona yakın olduğu iddia edilen kesimler ve kişiler bir kopukluk olduğu iddia ediliyor. DTP bu iddialarda nasıl bir rol üstleniyor sizce yani seçimlerden sonra meclis içerisinde ılımlı bir hava oluşturmaya çalışıyor. Söylemler hakeza DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün açıklamaları da vardı. Bu manada takiyye olduğu da söyleniyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçimlerden önce oluşacak meclis tablosu içerisinde en azından herkes normalleşme sürecini bekliyordu. Bu anlamda mecliste bulunan siyasi partilerin açıklamaları da bu yöndeydi. Demokratik Toplum Partisinin de açıklamaları bu yöndeydi. Fakat süreç sebebiyle bir takım gerginliklerin doğacağı bana pek sürpriz gelmedi.
DTP için söylenen husus şu; Kendini soyutlayabilir mi? PKK veyahut Abdullah Öcalan’dan, bir çok köşe yazarımız, siyasi partiler bu yönde bir takım açıklamalarda bulundular. Bu muhtemelen zor bir şey çünkü bir yerde DTP ile PKK’nın tabanı kesişiyor. Yani bizim bu gerçeği görmemiz lazım. Bir takım konularda İmralı çıkışı siyaseti de olduğu bilenen bir gerçek. Dolayısıyla PKK’da olan onlarca insan yani kuzenleri, kardeşleri, yakınları, akrabaları PKK’da olan onlarca insan DTP’ye destek veriyor. Hatta DTP’de siyaset yapıyor siyaset yönetiyor.
Yani bu hususun olabilmesi için mevcut psikolojik ortam bir kere buna müsait değil. Yani bir kere psikolojik bariyerler, engeller var ama bu bir gerçek olduğu gibi Demokratik Toplum Partisinin yaptığı açıklamalara göre bir normalleşme isteği ortaya çıkıyordu. Bu son dönemlerde özellikle Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının açıklaması biraz ortamı gerginleştirdi.
Aslında Diyarbakır bizim için kaledir tanımlaması doğru bir tanımlama değil artık çünkü Ak Parti için de bir kaledir. Yani Ak Partide bu seçimlerin sonucunda az buz değil üç beş değil ciddi manada bir oy aldı. Yani bu oyu da süreç sebebiyle yani Ak Partinin bölgede göstermiş olduğu adaylarla değil Ak Parti liderliği işte Başbakan’ın karizmatik yapısı, Cumhurbaşkanlığı süreci vesaire bu sonucu getirdi. Şimdi bu anlamda Demokratik Toplum Partisinin son dönemlerde Ak Partiye yönelik tartışmalarından ziyade DTP’nin seçim sonuçlarını ciddi bir manada görmesi gerekiyor.
Kaldı ki 14.06.2007 tarihinde DTP parti meclisinin yapmış olduğu bir açıklamada şöyle deniliyordu; “Milliyetçi kesimlerin, muhalefet partilerin özellikle CHP’nin ve diğer bazı devletin kurumlarının Ak Partiye yönelik eleştirileri, suçlamaları Ak Parti hükümetini zaafa uğratmak amaçlıdır” şeklinde bir açıklamaları olmuştu ki bu doğru bir tespitti. DTP’nin de son dönemlerde bu anlamda bir takım eleştiri yöneltmesi bana göre gerçekçi değil. Tamda burada da hükümetinde özellikle bir gerilim siyaseti yönetmesi doğru olmaz. Yani gerilim üzerinde inşa edilen bir siyaset DTP’ye yarayacak, normalleşme sürecide Ak Partiye yarayacak. Onun için bence olması gereken doğru yolda budur.
Baştan beri baktığımızda Tuncay Bakırhan grubunun zafer kazanmaması DTP’li milletvekillerinin daha ılıman konuşması gerçekten umutları biraz var etmeye başladı ama Diyarbakır belediye başkanı Osman Baydemir’in açıklamaları dediğiniz gibi ortamı gerdi. Aslında ben şu konuyu biraz daha açmanızı istiyorum Sayın Haşimi, DTP’nin gerçekten PKK’dan uzak bir siyaset izlediğini göstermesi için ne yapması gerekiyor. Çünkü böyle bir iddia var. Başbakan Erdoğan açıkça Abdullah Öcalan’ı terörist başı ilan et diye bir çağrıda bulunmuştu, ne yapması gerekiyor. Ak Partinin gerilimden faydalanamayacağını söylediniz. Bu süreçte Ak partiyle birlikte diğer partilerinde bazen açıklamaları oluyor, onlarında ne yapması gerekiyor. Bu konuda da görüşünüzü almak isteriz.
Bir kere DTP’de farklı eğilimler var. Yani farklı görüşler var. Bu tahtada yazıyor yani ılımlılar var biraz daha radikal düşünenler var. Anlayış olarak biraz sosyalizm biraz Kemalizm biraz feminizm belki de eşittir bu kararların sonucu olarak Demokratik Cumhuriyet ekseni diye ortaya konulan konsept var vesaire vesaire… Yani bu da doğal, bir siyasi partide değişik görüşlerin olması son derece doğal.
Tabi burada önemli olan husus bence şudur yani sürecin gerginleşmesi doğru sonuç getirmez, şu anda Osman Baydemir hakkında açılan bir soruşturma bana göre yanlıştır. Yani bir kere bu tür uygulamalar siyaseti zorlaştıran şeylerdir. Gerçi sayın başbakan soruşturmayla bir ilgisinin olmadığını söyledi ama sonuçta bunlar süreci gerginleştirir. Şu çok önemli bana göre; bir kere 90’lı yıllardan şu ana kadar bölgede hep DEP, HADEP, DEHAP ve en sonunda DTP sürecinin bir tekeli vardı. İlk defa bu tekel kırılmıştır.
Burada istesek de istemesek de DTP kulvarında bir gerilimi ortaya çıkarır. Yani DTP bu olgu karşısında duygusal düşüneceğine seçim sonuçlarını bir kere iyi görmesi lazım. Bunu kendi eksikliklerini, yanlışlıklarını, hatalarını görürse bence siyasetin normalleşmesi için katkısı olmuş olur keza hem hükümetin hem diğer siyasi partilerimizin de bir gerçeği görmesi lazım artık yani milyonlarca insan bir siyasi partiye oy veriyor.
Bu siyasi parti şunu kınamadı şunu dışlamadı şunu terörist ilan etmedi tavrıyla ikide bir suçlama yöneltmemeli. İfade ettiğim gibi bu tür telaffuzlar bir kere bizi sonuca götürmez. Sonuç getirmiyor. Çözüm getirmiyor.Kaldı ki başka bir gerçekte şudur; belirttiğim gibi öteden beri bu sürece oy veren destek veren bir kitle söz konusu yani aynı tabandan oy alan bir siyasi parti dolayısıyla bir kere bunu görmek için PKK’nın kuruluşuna biraz vakıf olmak lazım. PKK’nın kuruluş esası, amacı Abdullah Öcalan’ın karizmatik kişiliği etrafında şekillendi.
Ezeli ebedi lider, yanılmaz lider, hata yapmaz lider anlayışı çok güçlü bir şekilde yerleştirildi. Yani siyasal süreç üzerinde etkili bir güç. Öcalan’ın Kürt meselesine gölgesi var bunu görmek zorundayız. Bu, şu anlama gelmiyor elbette; DEP politikaları, gerginlik üzerine inşa edilmiş siyaset, bu olgular bunun için gerekçe değil. Orda önemli olan husus şu; bizi ne çözüme götürür? Burada Ak Partinin ciddi bir şansı söz konusu…
Özetliyorum üç dört kelimeyle; Demokratik Toplum Partisi gerilim siyaseti üzerinde düşünce ortaya koymamalı, gerek muhalefet partilerinin ama özellikle bence özellikle Ak Parti hükümetinin bölgede almış olduğu oy tablosu çok açıktır, bu anlamda açılımları devam ettirmeli yani öteden beri ifade ettiğim bir husus var; bu sorunla ilgili Ak Parti şanslı bir parti çünkü bölge insanı destek veriyor ayrıca Ak Parti yıllardan beri geçmişi milli selamet partisi, refah partisi, fazilet partisi hepsi bölgeden ciddi manada oy almıştır. Bu anlamda Türkiye’nin her köşesinden, her bölgesinden oy alan bir siyasi partidir.
Yani ancak böyle Türkiye ortalaması olan Türkiye’nin her yerinden her köşesinden oy alabilen bir siyasi parti çözüme giden yolu diri tutabilir. Bu anlamda doğrusu yük Ak Partinin omuzlarındadır. Bir kere daha tekrarlıyorum; normalleşme Ak Partiye yarayacak, gerilim siyaseti de DTP’ye yarayacak. Doğru olan husus hükümetin bu meseleyle yüzleşmesidir artık yani ekonomik kalkınmanın, icraatların yanında bölge halkının değerlerini göze alarak yeni anayasa şekillenirken bunu göz önünde tutmasıdır.