Terör örgütü Ergenekon ile geçmiş yıllarda mücadele eden imajını son gözaltılar sırasında zedeler bir çıkış gösteren Dündar bugün kü köşe yazısı ise operasyonu destekler mahiyetteydi. "Zanlıların yakasındaki iki rozet" başlıklı bir yazı kaleme alan Dündar, Genelkurmay Başkanlığı'nın dünkü "aramaların, cumhuriyet savcısının istemi ve katılımıyla, askeri makamlar tarafından yerine getirildiği"ne yönelik açıklamasını olumlu bulduğunu söyledi. Bu açıklama ile Genelkurmay'ın "Operasyon bize rağmen değil, bizim tarafımızdan -en azından desteğimizle- yapıldı" dediğini yazan Dündar, şunları dile getirdi:
"Böyle olması çok daha iyi... 'Askere rağmen girdiler' havası, devlet kurumları arasında ciddi bir çatışma alameti olurdu. Ayrıca 'Asker zanlıları kolluyor' gibi bir izlenim vererek, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni zan altında bırakırdı. Doğru tavır, iddiaların açıklığa kavuşması için hukuka yardımcı olmak, hatta -daha önceki bazı örneklerde yapıldığı gibi- bünyedeki darbeci, çeteci unsurları kendiliğinden ayıklamaktır. Darbeler döneminin ebediyen kapanması ve 'Ordu müdahale için fırsat kolluyor' görüntüsünün silinmesi için en iyi yol budur. Aksine bir koruma kalkanı, hem askeri töhmet altında bırakır, hem muhtemel darbecilere cesaret verir."
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün gözaltına alınması sırasında Atatürk ile ilgili sözlerine de göndermede bulunan Dündar, "Bu konuda ikinci önemli nokta, kimsenin Atatürk sevgisi üzerinden bir savunma yapmaya kalkmamasıdır. Atatürk'ü sevmemek suç olmadığı gibi, sevmek de suç değildir. Toplumun geniş kesiminin paylaştığı bu sevgi, sıkça yapıldığı gibi, kişisel hesapların maskesi yapılmamalıdır. Böylesi bir tavrın en çok Atatürk'e zarar vereceği de hesaba katılmalıdır. Atatürk'ü gerçekten sevenlerin, onun 1909 İttihat ve Terakki kongresinde yaptığı konuşmasındaki şu sözlerini dernek, parti, kışla kapılarına asmasını tavsiye ederim: 'Ordu siyasetten ayrılmalıdır. Partinin asker üyeleri ya siyasetten ayrılarak orduda kalmalı ya ordudan istifa ederek siyasete devam etmelidir. Siyaset ile askerlik bir arada olamaz. Ordu mensupları siyasi örgüt içinde kaldıkça hem parti kuramayacağız, hem de ordumuz olmayacaktır. Orduya dayanan siyasi örgüt de millet bünyesinde kök salamamaktadır. Bunun için bir an evvel siyasette kalmak isteyen ordu mensuplarını, istifa suretiyle ordudan çıkaralım.'
Silahlı provokasyonlarla, darbe hesaplarıyla siyasete müdahale hesabı yapanların, kişisel çıkar peşinde koşanların yakasında ne TSK ne de Atatürk rozeti bulunmasını isteyen Dündar, "O yakalara bu rozetler değil, sadece hukukun eli yapışmalıdır. Tabii o ele yapışan başka siyasal çıkar hesaplarının yıkanması kaydıyla..." diyor.