Kitapları ve 5.000 bine yakın verdiği konferanslar ile insanların kalbinde bir ışık yakmayı başaran Orhan Kural doğal yaşamı insanlara empoze etmeği hedefliyor.
Kendine özgü, aynı zamanda yapılması Kuran ve Peygamber sünnetleri ile paralel giden prensipleri insanlara anlatmaktan bıkmayan bir yapısı var. Nerede bir yanlış görse hemen onu düzeltmek adına müdahale etmeyi kendine görev bilmiş.
Bu sebeple çoğu kez başı beladan kurtulmamış, insanlardan tepki almış, tenkit görmüş, buna rağmen bildiği doğrulardan vaz geçmemiş bir kişilik. Onun için tek başına bir doğal yaşam savaşçısı diyebiliriz.
İTÜ madencilik fakültesinden mevzun, 1973 yılında ABD New York Colombia Üniversitesinde yüksek lisans öğrenimi yaptı. 1978 yılında İTÜ maden fakültesinde kömür kimyası dalında doktor unvanı aldı. Almanya da Mannheim Rothenburg Odt, Lünberg ve Goethe Enstitüsünde eğitim aldı. 1989 da İTÜ de prof oldu.
Orhan Bey, asıl mesleğiniz ve tahsiliniz nedir?
Orta öğrenimim Kadıköy Maarif Kolejinde tamamladım. Daha sonra İTÜ Madencilik Fakültesinde okudum. Asıl mesleğim madencilik, kömür üzerine ihtisasım var. Bu konulardan da konuşmalıyız. Aslında Nişantaşı’nda dünyaya gelmişim. Yani Şişlili sayılırım.
Kendinizi tanıtırken Gezginim diyorsunuz. Gezgin ile Turist arasında ne fark vardır?
Turist ile gezgin arasında çok fark vardır. Turist lüks otellerde açık büfelerin zevkini çıkarır. Alışveriş merkezlerinde vakit geçirir. Brezilya’da açık büfede aldığınız yemek kadar para ödersiniz.
Tabağınız tartılır ağırlığına göre para ödersiniz. Turist dinlenmek eğlenmek ister. Hakiki bir gezgin gittiği her yerde bütün detayları inceler. Devamlı arayış içindedir. Yeni şeyler keşfetmek ister. Biz Gezginler Kulübünü onun için kurduk.
Bir insan gezdikçe problem çözme özelliğiniz artar. Dünyayı gezen insanın ufku genişler. İletişim kurmayı öğrenir. En güzel ilim gezmek, görmektir. İnsanlara verilen hayat tarzı” Tebdili mekânda ferahlık vardır” felsefesidir. Gezmek için çok büyük paralara ihtiyaç yok. Yeter ki gezgin olmaya kara verin.
Çoğu zaman dışarıda gördüğünüz insanların hayatlarına müdahale ediyorsunuz. Hatta bazıları ile mahkemelik bile oldunuz. İnsanlar bundan hoşlanmıyor. Niye insanların özel alanlarına giriyorsunuz?
Eğer bir fikre inanıyorsanız onun aynı zamanda savunucusu olmalısınız. İnsanların bu kadar duyarsız olmaları beni üzüyor. Açık büfelerde tabaklar doluyor, yiyemeyecekleri kadar alıyorlar, yarısı tabaklarda kalıyor. Hemen müdahale ediyorum. O tabakta kalan yemekte Afrikalı bir çocuğun rızkı var.
Orhan Kural nelerden hoşlanır?
Kitap okumaktan hoşlanırım, Gazete okurum ama sabit bir gazetem yoktur. Her görüşten fikirleri analiz ederim. Belgesel seyretmeyi çok severim, ufkum açılır. Gezip yeni yerler görmeyi çok severim. İnsanlara doğal hayatı empoze etmekten çok mutluluk duyarım. 5000 yakın konferans verdim, her çağrılan yere giderim, hatta bazen aileler davet eder onlara dahi giderim. Yeter ki insanlık adına bir şeyler yapabileyim.
Hoşlanmadığınız şeyler nelerdir?
Orhan Kural magazin seyretmez, maç seyretmez, sigarayı ve sigara içenleri sevmez. İnsana zarar veren hiçbir şeyi sevmez. Çok uykuyu sevmez, çok az uyurum. Özel günleri hiç sevmem. Mesela Anneler Günü, Sevgililer günü, babalar günü hepsi saçmalık.
Düşünün annesi olmayan bir kişinin anneler gününde çektiği acıyı. İsrafı sevmem, özellikle su israfı en üzüldüğüm şeydir. Ellerimi yıkadığım suyu bile çiçeklere dökerim israf etmem. Avcıları sevmiyorum, futbolu sevmiyorum. Elbise markaları ile öğünenleri sevmiyorum. Yolda sigara içen birini görsem hemen müdahale ederim. Bu yüzden çoğu zaman da başım belaya girmiştir. Ama doğru bildiğimden şaşmam.
Bugüne kadar kaç ülke gezdiniz? Bunların için en etkilendiğiniz ülke neresi oldu?
Bugüne kadar 200 den fazla ülke gezdim. Rekor bende yani. Ama içlerinde en etkilendiğim yer Butan Krallığı oldu. Tam bana göre bir ülke. Mesela orada sigara satılmıyor, maç yasak, ağaç kesmek çok büyük suç. Neredeyse insan öldürmek kadar büyük bir suç.
Hiç AVM yok. Geleneksel kıyafetler şart. Kültürlerinin bozulmasına asla müsaade etmiyorlar. Senede belli bir turist sayısı alıyorlar ülkelerine. Onun dışında turist kabul etmiyorlar. Kültürlerini o kadar güzel korumuşlar ki, hayran olmamak mümkün değil.
Refah seviyesi yüksek olan bir ülkenin halkı da mutludur mutlaka, ne dersiniz?
Buna hiç katılmıyorum. Dünyanın en fakir ülkesi Bengaldeş’dir. Ama dünyanın en mutlu halkı oradadır. Mutluluğun gelir seviyesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Hırsın olduğu yerde mutluluk yoktur. Ne demişler Para ile saadet olmaz.
Bütün canlılarda olduğu gibi hayvanlar konusunda da çok duyarlısınız. Vajeteryan mısınız?
O Kural: Volter ne demiş?” Hayvanlar benim dostumdur, onları yemem.” Hem biliyor musunuz Mevlana Hazretleri ve Hazreti Ali de Vajeteryandı. Kediyi, köpeği kuşu seviyoruz. Kuzuyu niye yiyoruz. Alternatifi varsa yememeyi tercih ederim.
Mesela Sivri sinekten bahsedelim. Bugün sivri sinekler olmasaydı ameliyatlar olmazdı. Anestezi sivri sineklerden öğrenilmiştir. Sokmadan önce o bölgeyi uyuşturur, sonra sokar. Bu sebepten hiç acı duymayız. Hasta bölgeyi sokar, bir anlamda tedavi eder. Eskiden Güvercinler, Leylekler için vakıf kuran bir anlayış vardı.
Pek çok kitap çıkardınız, Kitapların resimli bölümlerini de dünya karikatür sanatçısı Muhuttin Köroğlu çizdi. Kitaplarınızın kâğıt kalitesi 3. sınıf. Bunu da iktisat olsun diye mi yapıyorsunuz.
Önemli olan kitabın içeriğidir. İnsanlara anlatmak istediklerimdir. Kitaplarımda kullandığım kâğıt kadar ağaç dikerim. Tüketim ve üretimi eşitlemek için. Bir insanın hayatını değiştirebilirsem ne mutlu bana.
Dünya İçin Bir Şey Yap kitabım yapmak istediklerimi anlatıyor. İnsan inandığı gibi yaşamalı. İnsanlara hitap çok önemlidir. Doğruları verebilmek adına. Mesela bu konu da camiler de çok önemlidir. Camiler bir eğitim yeridir. Çünkü büyük bir kitleye hitap ediliyor. İnsanda vicdan çok önemlidir.
Dinimiz de bunu emrediyor. Merhamet, hoşgörü, sevgi, yaratılan her şeyi sevmek. Ne de demiş Peygamber Efendimiz.” İki günü birbirine eşit olan kayıptadır”. İnsan tekâmül eden bir varlıktır. Bu mezara kadar sürer. Her gece o günün muhasebesini yaparım, vicdanımı sorgularım.Bu Peygamber sünnetidir.
Asıl mesleğim Madencilik ve kömür üzerine ihtisas yaptım demiştiniz. Türkiye’de ki kömür madenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye dünyada ilk onun arasındadır. Hem tüketim hem de üretim konusunda. Bugün artık kömürün yerini doğalgaz aldı. Ona da karşıyım. Bugün kömür sadece termik santrallere veriliyor. Termik santralleri çözüm olarak görüyorum. Nükleer santrallere sıcak bakmıyorum.
Orhan Bey, güzel bir söyleşi oldu. Son olarak söylemek istediğiniz nedir?
Bu dünya, bu ülke Allah’ın bize emanetidir. Ona güzel bakmak, iyi davranmak kulluk görevimizdir. Medeniyet ufak detaylarda saklıdır. Çok ufak gibi görünen şeyler çok büyük hasarlar verebilir. Mesela tek bir pil 1 ton suyu kirletir.
Eskiler yağmur yağmadığı zaman toprağı sularlardı. Solucanlar, toprak altında ki canlılar susuz kalmasın diye. Hayat dinlemesi güzel bir melodidir. Her şey de bir ahenk, bir matematiksel hesap vardır.
Resimde, şiir de şarkı da matematiksel bir değer taşır. Hatta Kuran-ı Kerimde bile matematiksel ölçüler vardır. Günlük muhasebe çok önemlidir. Bunu herkes yapmalı. Günlük muhasebe dinimizde de vardır.
Bu güzel söyleşi ile saygılarımı sunuyorum size, teşekkür ediyorum.