Belediye Başkanı Mustafa , sağcı, solcu, yoksul, zengin, Ermeni, Kürt, Yahudi, Alevi demeden ’herkesin başkanı’ olmayı başarmış. Ama ortada küçük bir sorun var! Halk, artık onu ’ü seçeriz!” diyen bile var...
45 ilden daha büyük... Gündüzleri 3 milyon nüfusuyla İstanbul’un finans, ticaret ve hizmet merkezi... Türkiye’nin 500 büyük firmasından 420’si ’de...
Böyle bir mozaiğin her rengi tarafından sevilebilmek, herkese nasip olmaz. Mustafa ’de sevmeyen yok! Gönlü AKP’de olanlar bile konu belediye oldu mu, oyunu ona vermekte zerre tereddüt etmiyor. 2004’teki yerel seçimlerde bir rekora imza atarak ikinci kez belediye başkanı seçildi. Oyların yüzde 70’ini alarak... Bu kez, 2009’da rekorunu yenilemeye hazırlanıyor. Hedef, yüzde 80!
Sanki İsveç’ten bahsediyor
Bu, her siyasetçinin imreneceği bir performans. Peki ’e... Bayram öncesi alıyorum randevuyu... Cuma günü akşamı buluşuyoruz ’de herhangi bir apartmana girip, en az 10 dairenin kapısını çalıyor. ’İyi akşamlar, ben Mustafa ’de çakılan her çiviyle yeni bir projenin temeli atılıyor. Bir alışveriş merkezi mi yapılıyor, belediye girişimciye her türlü desteği veriyor ama karşılığında haraç benzeri bağış almıyor. Onun yerine “Bir çivi de siz , çakıyorlar. İşte 56 ilköğretim okulu böyle yenilenmiş. 22 ilköğretim okulu ise yıkılıp baştan inşa edilmiş, Avrupa’daki okullarla yarışacak kadar modern her biri. Bilgisayar ve fen bilgisi laboratuvarları, kütüphaneleri, tiyatro, konferans ve spor salonlarıyla... Okulların büyük bölümünde sınıflarda kara tahtaların yerini akıllı tahtalar almış. Şaka gibi gelecek pek çok veliye ama gerçek çocuğunuzu mu merak ettiniz, internet bağlantınız varsa, sınıfına girip, dersi izleyebiliyorsunuz!
Yıkılıp yeniden yapılan okullarda derslik sayısı 16’dan 50’ye yükseltilmiş. Bu sayede çift tedrisattan, tek tedrisata geçilmiş. Sabah saat 9.00’da başlıyor eğitim, öğleden sonra 14.30’a kadar... ’e... “Kolay gelsin hemşerim” deyip küreği kaptığı gibi işe koyuldu. İşçilerle şakalaşarak harç kardı. “Harç karmayı nereden biliyorsunuz?” dedim, ve ekibi... Tüm mahallelerde seçim çalışması çoktan başlamış. İlçede toplam 20 bin kişilik bir ordu var... İçlerinden 500’ünü bizzat kendisi eğitmiş. Tıpkı 1980’den önce Turan Güneş, Mustafa Üstündağ ve Orhan Eyüboğlu gibi CHP liderlerinden öğrendiği gibi... Ne yazık ki CHP onları unutmuş, belki de sandıktan çıkamamasının bir sebebi de bu. Ekipteki her kişi, altı kişiyi sandığa getirmekle görevli. Bunun anlamı tam 120 bin seçmen! Ekiple beraber etti mi 140 bin. “. İş bununla da bitmiyor. Seçimde her türlü hileyi engellemek için de şimdiden önlemlerini almışlar. Belediye Meclis Başkanı Bayram Özata ve Avukat Murat Haznedar, hukuksal eğitim veriyor. Sandıkta nasıl davranılması gerektiği, mazbatanın nasıl alınacağı, seçim kütüklerinde nelere dikkat edileceği konularında... arıyor. “Ee, neredesiniz?” Anlaşıldı, hep bir saat önce gitmek gerek! Pazara vardığımda saat 10... , eşiyle beraber masaya getiriyor Binboğa’yı... Ardından Ali Kocatepe, o zaten haberliymiş, zira Belediye Meclis Üyesiymiş. Tam patatesli gözlemeye elimi atacağım ki, Sinan Çetin ve eşi görünüyor uzaktan, onlar da masaya... Sanki film platosu, davet verseniz bu kadar olmaz! Sinan Çetin ilk kez geliyormuş, eşi Rebecca ise müdavimi pazarın. Binboğalar da öyle, “Sabah erken gelmek lazım, öğlene bir şey kalmıyor” diyorlar.
“Hani yarınlar bizim olacaktı?”
Bir yandan organik kahvaltımı yaparken, bir yandan soru yetiştiriyorum masadakilere. Sinan Çetin’e “Sizce ’ün sorumluluğundaydı. ’Yarınlar Bizim’ o zaman herkesin dilinde... Taksim’de o kalabalık benim şarkıyı haykırıyor. ’Özgürlük ve barış tüm insanların özlemi olacak yarınlarda... Anam bacım kardeşim, eşim dostum yandaşım, daha da mutluyuz yarınlarda...’ Bir an duruyor, ”Şimdi yolda durduruyorlar, ’Hani yarınlar bizimdi, ne oldu? Özgürlük ve barış hani tüm insanların olacaktı?’ diye hesap soruyorlar bana... Ben de oturdum, bir şarkı daha yazdım“ diyor ve başlıyor söylemeye pazarın ortasında: ”Sorma, bunca seneler geçti... ‘Bu yarınlar ne zaman bizim olacak’ diye sorma... Yarınlar emek ister... Yarınlar yürek ister... Yarınlar barış ister... Yarınlar birlik ister... Sen şöyle bir bak geriye... Hangisinde sen varsın?.. Emek mi, yürek mi, barış mı, birlik mi?..“ Gözleri doluyor söylerken, dinlerken bizim de!.. Bu şarkı ’e, tıpkı onu seven diğer destekçileri gibi, sanki ’Yarınlar Birlik İster’ bu kez gerçek olacakmış gibi!