SIKMABAŞ BİZANS MODASIYDI

İslamın doğuşundan sonra 17 yıl kadar kadınlar örtünmemiş,

Hz. Muhammed’in eşlerine nasıl yanaşılıp konuşulacağı, Müslüman kadınların hangi akrabalarıyla haremlik selamlık olmadan görüneceği ayetleri 627 yılından sonra Medine’de bildirilen ayetlerle belirlenmeye başlamıştır. Özellikle kadınların örtünmesi konusundaki Ahzab (59 âyeti) ve Nur (31 âyet) Sûreleri bildirilme tarihi konusunda Hicret’in yani Müslümanların Medine şehrinde bulunmasının 5. yılı ile 8. yılı arasında geldiği konusunda birlik vardır. Bu da İslam’ın başlangıcından (610) 17 yıl sonraya isabet eder (627). Ahzab Suresi’nin bildirilmesine kadar, İslamın doğuşundan sonra 17 yıl kadar kadınlar örtünmemiş, haremlik selamlık bir hayat yaşamamışlar, kimse onları örtünmeye, erkeklerden uzak durmaya teşvik etmemiştir.

Bu gerçek bugüne kadar kimsenin üzerinde durmadığı gözden kaçan önemli bir noktadır 17 yıl kadının örtünmesi İslamda öncelikli bir konu olmamıştır. Ahzab Sûresi 59. âyeti şöyledir: “Ey Peygamber, zevcelerine, kızlarına, müminlerin kadınlarına de ki dış esvapların üzerlerine giysinler. Bu onların tanınıp taaruza uğramamalarına daha fazla hizmet eder.” Burada dikkat edileceği gibi kadınların örtünmesinin bir sebebi de İslamın doğuşundan yaklaşık iki bin yıl önce yazılan Babil yasalarındaki gibi kadınların, özellikle hür kadınların dışarıda gezerken taarruza ve tacize uğramasını, rahatsız edilmesini önlemektir. Dikkat edilirse ayet kölelere ve cariye kadınlara örtünme zorunluluğu getirmemektedir. Peygamber’in İslamı yaymaya başlamasını kapsayan ilk 17 yıl içinde kadınların örtünmesi konusunda hiçbir öneri ve emir getirilmemiş, ilk 17 yıl boyunca Müslüman kadınlar başı açık olarak rahat kıyafetlerle İslam toplumunda yaşamlarına devam etmişlerdir. İslam toplumunun kalabalıklaşması köle kadınların çoğalması ile Müslüman hür kadınların özellikle evlerinin dışında köle kadınlardan ayırıcak bir giyim tarzı ihtiyacı doğmuştur. Yahudi ve Hıristiyanlık örneğinde olduğu gibi bu sorun başörtüsü ile halledilmiştir. Özellikle Müslüman kadınların başının örtünmesinin istenmesi onun toplum içinde köle kadınlardan kolayca ayırt edilmesi ve statüsünün toplum içinde kolayca belirlenmesiyle ilgilidir. Açık saçın cinselliği çağrıştırması ve kadının bu yüzden günaha girmesi ile ilgisi yoktur. Örtünmenin esas amacı zaten Kur’an’ın Ahzap Sûresi 59. âyetinde ‘..Örtünün bu dışarı çıkınca sizin taarruza(tacize) uğramınızı önler..’ diyerek çok açık belirtilmişir. Hür kadının örtünmesi kuralı İslamın ortaya çıkışından 2300 evvelki Hamurabi yasalarında da Hıristiyanlık öncesi Roma’da da aynı amaçla ortaya konmuş Yahudi ve Hıristiyanlar da bu geleneği aynen uygulamışlardı. Kadının örtünmesi evde oturmasının teşvik edilmesi çok eski bir geleneğinin devamı olarak olarak o dönem İslam toplumunun şartları doğrultusunda kadınlar için getirilmiş sosyal bir düzenlemedir.

İslam düşünürü Mevlana’nın (ölümü 1273) örtünme, kadını gizleme, toplum içine çıkartmama konusundaki görüşü şöyledir: “Kadına her ne kadar gizlenme, örtünme [tesettür] emir edersen onda kendini gösterme isteği artar. Kadının gizlenmesinden dolayı halkın da onu görme isteği artar. şu halde sen iki tarafın isteğini kızıştırıyorsun sonra da bu yaptığını doğru bir iş [islah-ı emir] sanıyorsun. Oysa ki bu iş bozgunculuğun [ayn-ı fesad] ta kendisidir. Eğer o kadının tabiatında [cevherinde] kötülüğe yönelik eğilim yoksa yasak etsen de etmesen de o kendi kişiliği doğrultusunda hareket edecektir. Gerçekten de kadına yapma, etme, görünme demek, isteği arzuyu arttırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.” (1)

GÜNÜMÜZDEKİ SIKMA BAŞ 12. YÜZYILDA BİZANS’TA MODAYDI

Son yıllarda çok İslamı öne çıkararak politika yapan çevreye yakın kadınlarda bir simgesi haline gelip moda olan sıkma baş aslında zamanımızdan 800 küsur yıl evvel Bizans’ta da modaydı.

Oldukça enteresan konu da zamanla Bizans’ta kadın baş örtüsü modellerinin değişmesiydi. Bizim 20. Yüzyıl sonu 21.başı keşfettiğimiz bu sıkma baş onlar tarafından çok önceden keşfedilmişti. Aynı kültürel ve sosyal yapılar aralarında bin yıldan fazla fak olsa da aşağı yukarı aynı sonuçlara ulaşabiliyor.

Bizans’ta da aynen İslam ülkelerinde olduğu gibi kadının yaşamı ve kaderi aynıydı. Başını örter, yanına bir refakatcı almadan ve iyice örtünmeden sokağa çıkmaz, evde de haremlik selamlık bir yaşam sürerdi. Ham Bizans’ta hem Osmanlı öncesi ve sonrası İslam ülkelerinde Bütün bu görüşler, örtünen ve erkeğin sözünü dinleyen kadının iyi ve namuslu olduğu, eğer dinlemezse kadının ahlaki yönden makbul olmadığı görüşünün hakim olduğuydu.

“Bizans’ta, sessizlik bir ziynettir [süstür] deyimi kadınlar için söylenmişti.” (2) “Kadının yüzü onun en tehlikeli silahını saklıyordu. Bu da kadının diliydi. Aşağı yukarı bütün dillerde ortak bir deyim vardır; o da en iyi kadın fazla konuşmayan kadındı.” (3)

Bu görüşü ilk defa İslam dünyasında Türkiye Cumhuriyeti tamamen olmasa da kısmen kırma başarısını gösterdi. Tarihte sosyal bir gereklilikten ortaya çıkan kadının örtünmesi geleneğinin dinsel zorunluluk haline getirilip bugün kutsallaştırılmaya çalışılması, sıkma başın adeta bir simge haline gelmesi, dinin politikaya alet edilmesi girişimleri kadının toplumdan uzaklaştırılarak tekrar erkek hegomanyası ile vesayet altına alınarak tekrar pasifize edilmesinin diğer bir parçasıdır. Diğer bir ifadeyle kadının toplumdan uzak tutulması, saklanması Mevlana’nın dediği gibi ayn-ı fesad yaratmaktan başka bir işe de yaramaz.

Bizans’ta yüzyıllara göre kadın örtünmesi/başlığı modelleri

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Yükseltilmiş Zeminler: Modern Yapılarda Fonksiyonellik ve Estetik Çözüm
Zor Zamanlarda Okunacak Dualar ve 1 Saatte Geri Getirme Duası
Ankara Psikolojik Danışmanlık Merkezi Hangi Alanlarda Hizmet Veriyor
Afyon Tel Örgü, Afyon Panel Çit ve Afyon Beton Direk: Altyapı Güvenliğinde Yenilikçi Yaklaşımlar
Kayseri’de Yangın Güvenliği ve Yangın Söndürme Sistemleri