Teşvikiye Mahallesi sakinleri Marmara Üniversitesinin Nişantaşı Kampüsünün bulunduğu yeşil alanı Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in DAP Yapı firmasına peşkeş çekmesine tepki gösterip mahalle örgütlenmelerini kurmuşlardı. Depremleri ve felaketleri konuştuğumuz şu günlerde mahalle halkının taleplerinin ne kadar haklı, son derece basit ve anlaşılır olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Mahalle olarak diyorlar ki; “Bu alana konut yapılmasın, yeşil alan ve deprem toplanma alanı olarak olduğu gibi korunsun.” Müteahhitlerin adeta sözcüsü durumunda olan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin halkın bu haklı istemine kulak tıkadığı gibi kapıları da kapatmıştı.
Teşvikiye Mahallesi gibi Kurtuluş Tatavla'da Belediye zabıtaları tarafından sürekli rahatsız edilen simitçiye sahip çıkarak önemli bir dayanışma örneği göstermiştik. Şişli’nin Kibar Feyzo’su ve Belediye Meclisindekiler gariban simitçinin ekmek parasına göz diktiler.
Teşvikiye Mahallesi, belki bir umut olur gayesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına durumu anlatmak, desteğini almak için randevu talep etmiş, bir türlü Ekrem İmamoğlu’ndan randevu alamamışlardı.
Hangi İmamoğlu?
Cumhurbaşkanının kendini adam yerine koymayıp bir türlü randevu vermediği, verdiği zaman da altına kırık bacaklı sandalye koyduğu Ekrem İmamoğlu.
Ekrem İmamoğlu koronavirüse yakalanıp Nişantaşı’nda bulunan hastanenden taburcu olduğu gün yaptığı basın açıklamasında, bölge halkı kendisiyle görüşme fırsatını yakaladı.
“Her şey güzel olacak” sloganı ile yola çıkan Ekrem İmamoğlu ile görüşmek ancak yakalandığı Covid mikrobu için yattığı hastane çıkışına nasipmiş.
Mahalle sakinleri ve temsilcileri hastaneden taburcu olurken yakaladıkları Ekrem İmamoğlu’na önce kendilerine bir türlü vermediği randevuyu sordular ve sonra tepkilerini dile getirdiler.
Olası bir İstanbul depreminde İstanbul’un en önemli sorunlarından biri deprem toplanma alanları olarak ayrılan bölgelerin AKP iktidarı ve belediyeler tarafından yağmaya açılıp bu alanlara rezidans inşaatlarının yapılmasıydı.
Teşvikiye Mahallesi, bölgeye sahip çıkarak Belediye Başkanı ve ekibinin bu alanı göz göre göre TOKİ ve DAP Yapıya adeta peşkeş çekmesine karşı, mahalle olarak örgütlendiler ve Şişli Belediye başkanı Muammer Keskin’i dava ettiler.
Mahalle meclisleri bu yüzden çok önemlidir. Belediye Başkanlarının egemenliklerinin sirayet edemediği önemli örgütlenme alanıdır Mahalle Meclisleri. Mahalle Meclislerinde her görüşten insan olduğu için Belediye Başkanları bu tür örgütlenmeleri Kent Konseyleri, Demokrasi Meclisleri gibi kendi yancı ve yandaşlarıyla oluşturduğu yapılarla baskı altına almak istese de, buralara belediye başkanının ve Parti ilçe örgütünün kuvveti yetmez ki; Teşvikiye mahallesi örneğinde olduğu gibi Belediye Başkanı’nın gücü buraya yetmedi. Kent Konseyinde, Teşvikiye yağmasına ses çıkaran Kent Konseyi sekreterinin, palas pandıras nasıl enterne edildiğini daha önceki makalelerimde yazmıştım.
Ekrem İmamoğlu, Teşvikiye Mahallesi sakinleri tarafından kendisine yöneltilen, “Teşvikiye Mahallesi’nin yeşil alanlarının yağmalanmasının yanında mı? Yoksa mahalle direnişinin yanında mı olacaksınız?” sorusuna kırk yıllık siyasetçi edasıyla; “Bu konuyu derinlemesine inceliyoruz, daha sakin bir ortamda konuşmaya ihtiyaç var” dedi.
Teşvikiye Mahallesi sakinleri mahallerindeki bu alana sahip çıkmak adına başlattıkları bu girişimleri için birçok siyasi partiyi ziyaret ederek de destek toplamışlardı. Burada en somut öneri AKP Şişli İlçe Örgütünden gelmişti. AKP Şişli İlçe Örgütü, bu bölgenin Millet Bahçesi yapılmasını önermişti.
Halkın yanında olması beklenirken müteahhitlerin sözcüsü gibi davranan Şişli’nin Kibar Feyzo’su Muammer Keskin, sürecin soğutulması ve bölgenin müteahhitlere verilmesi için elinden geleni yapıyor. Şişli’nin başına bela edilen bu Kibar Feyzo; “Biz itiraz etsek bile bunlar buraya inşaatı yapacaklardı” deyip Nişantaşı ve Teşvikiye Mahallesi’ni kestirip atmıştı.
Tapu ve gecekondu sorunlarına bir gün olsun eğilmeyen, gecekondu bölgelerini müteahhitlere pazarlanacak birer arsa olarak gören Şişli’nin Kibar Feyzo’su, daha seçileli iki yıl olmadan hakkında bir sürü yolsuzluk iddiaları, şaibeli ihalelerle anılan, kalın tenekeli, zırhlı lüks araçları saltanatına katan bir belediye başkanı oldu.
Şişli, yıllardır bu kafayla yönetiliyor, yağmalanıyor. Her belediye başkanı sorunu bir önceki belediye başkanına atıyor. Oysa en az yirmi küsur yıldır Şişli, CHP ve türevleriyle yönetiliyor.
Mahallerinde kimsenin selam vermediği ne kadar amud – eğilen, biat eden, başkanın emir eri insan varsa bunlar özenle seçilip belediye meclisi üyesi yapılıyor. Seçildiklerinde de ya kendi işlerini kovalayıp sermayelerine sermaye ekliyor yada simitçinin, belediye emekçisinin işinden gücünden atılması için elinden geleni ardına koymuyorlar.
Bir önceki makalemde Kibar Feyzo’nun HDP’li belediye meclisi üyelerini yazacağımı söylemiştim. Belediye’nin kapısında direnen işçilerden birinin işinden gücünden edilmesinin baş sorumlusu Sarı Sendika, bir diğerinin sorumlusu ise CHP’yle ittifak yapan HDP’li meclis üyeleridir. AKP’yi zayıflatmak için bulunduğumuz yerlerde CHP’yi destekledik palavrasının iz düşümüdür meclis üyelikleri.
Hangi HDP? Meral Akşener’le kahvaltı yapmak ve Afrin’e atılacak bombaların üzerine ismini yazan Özlem Çerçioğlu’nun partisi ve bugün milletvekilleri ve belediye başkanlarını içeri tıkılmalarını sebep olan CHP ile yan yana olan HDP.
Hangi HDP? Belediye Başkanının usulsüzlüklerine, yolsuzluk söylentilerine, ihalelerine, belediye kapısında direnen, hakları belediye tarafından gasp edilmiş işçilere sesini çıkarmayan tam aksine, meclis üyeleri Kibar Feyzo’nun emir eri haline gelmiş HDP.
İttifak gereği belediye başkanına itiraz etmiyorlarmış. Hem ittifakta değiller hem de ittifaktalar, işlerine nasıl gelirse. HDP’ye sorsan İttifak değil, Meclis üyelerine sorsan ittifak.
Sadece Şişli’de değil, ittifak yapılan büyükşehirlerde ve ilçelerde belediyeciliği öğrendiler. Umuyorum HDP’in belediyecilik DNA’sını bozmazlar.
İşte, Şişli’nin Kibar Feyzo’su bunlarla döndürüyor çarkını.
Demokrasi Meclisi ve Kent Konseyi gibi Türkiye devrimini üstlenmiş öncü kurumlarında gündeminde yağma, talan yok. Gündemlerinde avanta-ül iane var.
Yıllardır erketelerin gözetiminde Şişli Belediyesi soyulup soğana çevrildi. Şişli’nin Kibar Feyzo’su ile ilgili yazdığım makalelere insanlar oldukça iyi tepkiler veriyorlar. “Söyleyemediklerimizi söylüyor, içimize su serpiyorsun” diyen onlarca mail aldım. Yukarıda ifade ettiğim gibi daha seçileli iki yılı doldurmadan bir belediye başkanı bu kadar mı halkın nefretini kazanır.
Sokakta, belediye zabıtaları tarafından tezgâhları dağıtılan, ekmek paraları engellenen insanlardan, belediye işçilerine, tapu sorunundan, belediye hizmetlerine kadar her gün onlarca mail alıyorum. Şişli’nin yereline dair.
Bu şikayetleri bundan sonra Şişli Gazetesindeki köşemden dilim döndüğü ve halkın anlayabileceği üslup ile kaleme alacağım.
Seçildiği gün itibariyle yarım yamalak “Alo Muammer”den ve parasını halktan aldığı çöp toplama hizmetinden başka Şişli’ye çakılmış bir çiviyi gösteren yurttaşlarımızdan özür dileyeceğim.
Hizmet dedikleri, tencere, tava, yemekhane, vatandaştan bilgisayar-tablet dilenme, İzmir depremine gönderilen, arkalarında Şişli Belediyesi yazan birkaç emekçinin icraatından başka ortada elle tutulur gözle görülür hiçbir şey yoktur.
Halkından kopuk ve yalan söyleyen bir belediye başkanı.
Halk Tv’de, milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyen bir belediye başkanı olur mu? Olur. CHP’li belediyelerin konuk edildiği Halk Tv’de, halkın yaptığı tazyik ve tepki sonucunda yayını başka bir bahane ile terk etmişti Kibargillerin Feyzo’su!
Kibar Feyzo’nun bütün suçları üzerine attığı, Şişli'nin eski belediye başkanlarından Mustafa Sarıgül için Halkın arasında şöyle bir deyim var; Düğün evinin tefçisi, ölü evinin ağlayıcısı. Düğüne de gelirdi Cenazelere de mutlaka katılır, mutlaka araç ve ihtiyaç tahsis ederdi.
İlçesinden kim olursa olsun, ünlü, ünsüz, yoksul, fakir herkesin cenazesine uğrar, cenaze sahibine bir baş sağlığı diler, cenaze de bir görünür giderdi. Her cenaze sahibi bilirdi ki; Mustafa Sarıgül mutlaka cenazeye gelecektir.
Şişli'nin başına Canan Kaftancıoğlu tarafından bela edilmiş olan, ne insanlığında ne duruşunda bir meymenet olmayan Kibar Feyzo'nun bırakın cenazeye katılmak sokağa bile çıktığı yok herhalde. Kent Meclisinden üstelik eski arkadaşı vefat eden bir insan hayatını kaybediyor, bırakın cenazeye gelmeyi, çelenk göndermeyi, kendi resmi hesabından bir taziye bile yayınlamıyor.
Televizyon ekranlarından yalan söylüyor.
Şişli halkının sırtından haraç, mezat aldığı paralarla reklam haber niteliğinde ki televizyon programlarına çıkıp, sabah akşam millete yalan söylemeye, fırsatını buldukça da vatandaştan bilgisayar, tablet, kira dilenmeye devam ediyor.
Deprem konusunda, kibar feyzo aksanıyla Halk Tv'da lagalugaları baştan ayağa yalandır. Ne olası bir depreme yönelik bir önlem, koruma ve deprem sonrası planlama hepsi baştan ayağa kibar Feyzo yalanı. Tapu sorunuyla uğraşıyormuş, kentsel dönüşüm bürosuymuş baştan ayağa yalan. Zaten konuşmasını dinleyenler görecektir yalan söyleyeceği zaman çok hızlı konuşup geçiyor.
Okmeydanı’na sözüm ona kurdukları bir kentsel dönüşüm bürosu, o büronun ne iş yaptığı oradaki işlevi hakkında kimsenin bilgisi bile yok. Seçileli neredeyse 2 sene olmasına rağmen olası bir erken seçim olmazsa, iki sene daha Şişli halkının sırtına yancıları, değnekçileriyle binip, tıpkı kendisinden öncekiler gibi Şişliyi sağıp defolup gidecekler.
O defolup gittikten sonra yeni bir benzeri gelecek. Gelen de bir önceki belediye başkanı gibi önce demokrasicilik oynayacak, meclislerini kuracak, hükmedeceği erkete, kent, mahalle, demokrasi konseylerini dizayn edecek, bankamatikçilerden bir duvar örecek ve bu döngü sürüp gidecek.
Halkından uzak bir kibar Feyzo'nun faydası ancak kendine ve etrafındakilere. Şişli'de utanmasalar çöpü bile vatandaşa toplatacaklar.
Yukarıda ifade ettiğim gibi yıl olmuş seçileli, Şişli'de kayda değer bir metre üretilmiş iş maalesef yok.
İtibarda tasarruf olmaz deyip, HDP'li meclis üyelerine de reklamını yaptırdığı saltanatına kattığı lüks araçlarla paytak halife ile yarış ediyor.
Üç kuruş menfaat ve belagat için utanmadan sıkılmadan vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söylemeye devam ediyorsun. Utanmadan sıkılmadan Şişli'yi benden önceki belediyeler bu hale getirdin diyorsun.
Allah’ın Kibar Feyzo'su senden öncekiler AKP'li belediyeler miydi? Senden önceki belediyeler ve belediye zabıtaların, ispiyoncu meclis üyelerin esnafı, seyyar satıcıyı neredeyse adeta haraca bağlayıp belediye işçilerine kan mı kusturuyordu.
Hadi oradan.
Şişli ve halkına çakılmış tek şey ahhaa da bu yalancı Kibar Feyzo ve saz ekibidir. Tıpkı bir önceki gibi…
Bu vesileyle 1978 yılında Kibar Feyzo filmini yapan büyük usta Atıf Yılmaz’ı, filme emek veren, hayatta olan olmayan sinema emekçilerini özlem ve saygıyla anıyorum.