SULHİ AKSÜT: Bilinçli verilmiş bir poz değil
Bu bıçak sırtı bir konu. Kızmadım derken, bunun bilinçli verilmiş olduğuna inanmadığım için kızmadım. Sibel böyle bir şey yapmaz. O artık belli bir yaşa geldi. Başka mesajlar vermesi, kendi çapında bir misyon üstlenmesi gerekiyor.
SİBEL CAN: Benimle evli olmak cesur yüreklilik
Tamamen yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan tatsız şeyler yaşadık biz. Sonrasında ise her şey ortaya çıktı zaten. Ben eşime hem çok güveniyordum hem de çok seviyordum. Bu iki duygu beni ayakta tuttu. Tabii ki yaşadıklarımız çok üzücüydü ama bunlar ilişkimizi, sevgimizi daha da güçlendirdi. Zor anımda Sulhi gibi biri karşıma çıktığı için çok şanslıyım. Sibel Can'la evli olmak gerçekten çok zor. Bu yüzden Sulhi için "O bir cesur yürek" diyorum."
Bizim 7 yıllık evliliğimiz normal evlilikte 50 yıla eşit
Yedi yıldır herkesin peşinde olduğu Sibel Can-Sulhi Aksüt çifti, ilk kez Kelebek’e konuştu. Bugüne kadar birlikte röportaj vermeyen çift, ilişkileri, aşkları ve evlilikleriyle ilgili hiçbir yerde okuyamayacağınız çok özel açıklamalarda bulundu.
n Yedi yıldır evlisiniz... İlk başlarda bu ilişki için çok şey söylendi. Mesela Sulhi Bey için "Sibel Can’la parası için evlendi" dediler. Biraz o günleri anlatır mısınız?
- Sulhi Aksüt: Hiçbir zaman bu söylentilere itibar etmedim. Neler olduğunu, başımdan geçenleri, sizler gayet iyi biliyorsunuz. Şimdi gerçekler ortada işte.
- Sibel Can: Yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan çok tatsız şeyler yaşadık. Sonrasında ise her şey ortaya çıktı zaten. Ben eşime hem çok güveniyordum hem de çok seviyordum. Bu iki duygu beni ayakta tuttu. Yaşadıklarımız çok üzücüydü ama bunlar sevgimizi güçlendirdi. Zor anımda Sulhi gibi biri karşıma çıktığı için çok şanslıyım.
n O yüzden mi eşinize Braveheart (cesur yürek) diyorsunuz?
- S.C: Evet. Sibel Can’la evli olmak gerçekten çok zor. O bir cesur yürek, kesinlikle.
- S.A: Açıkçası ben kendimi öyle görmüyorum. Tabii ki her erkek, her insan kadar cesurum ama sevginiz çok fazlaysa çok daha cesur olursunuz. O dönem bu kadar sağlam duruşumun sebebi de Sibel’i çok sevmemdir.
n Çok merak ediyorum, sizinki ilk görüşte aşk mı?
- S.C: Kesinlikle öyle... Ben Sulhi’yi çok sevdim, ona çok inandım.
n Sizi etkileyen ilk ne oldu?
- S.C: Çok şefkatli, merhametli olması... Kadına çok saygı duyan, kıymet bilen, annesini seven bir insan. İnsanın annesine kıymet vermesi, sevmesi çok önemlidir. Beni en çok etkileyen de bu oldu.
- S.A: Evlendiysem, sevdim, birçok özelliğinden etkilendim demektir. Biz 7 yıldır evliyiz ama çok şey yaşadık, paylaştık. Dinlenmek istersem, hayal etmek istersem hep ona bakarım. Eşim benim için çok değerli, önemlidir.
n Hep böyle sakin misiniz?
- S.A: Evet, sakinim.
- S.C: Çok sakin. Birbirimizi tam bulduk.
- S.A: Aslında biraz evde sertimdir.
- S.C: Ben de hemen ortamı yumuşatırım. Aslında bakmayın böyle sert durduğuna, çok yufka yüreklidir, neşelidir, keyiflidir.
n O zaman neden bugüne kadar sizi hiç gülerken görmedik?
- S.A: Bugüne kadar hakkınızda çıkan 100 haberden 99’u yanlış olunca, otomatikman böyle bir savunma mekanizması gelişiyor. Bu kadar sert durmamın sebebi de o...
n Sahne üzerinde çok gösterişli, alımlı bir kadın Sibel Can. O halini beğeniyor musunuz?
- S.A: Sesini çok beğeniyorum. Bana göre Türkiye’deki birkaç iyi sesten biri Sibel. Sahne performansından, icrasından gurur duyuyorum. Güzellik beni ilgilendirmiyor açıkçası. Tabii ki Sibel çok güzel bir kadın ama ben oradaki güzelliğe çok bakmıyorum. Yaptığı işin güzelliğine bakıyorum.
n Ya ev kadını Sibel Can nasıl?
- S.A: Evine hakim bir ev kadını Sibel... Rahmetli annesi de ev işlerine hakim olan, yemeğini kendi yapan bir kadındı. Öyle bir anneden farklı bir şey çıkmaz. Çünkü öyle büyümüşler, öyle yetiştirilmişler. Sibel gerçekten çok titiz ve programlı... Onun asla 12’lere kadar uyuduğunu görmedim.
- S.C: Mesela bu sabah biraz geç kalktık, 9 gibi. Zaten Emir başımıza gelir uyandırır bizi. Baş başa kaldığımızda ise kitap okur, sohbet ederiz. Gelenimiz gidenimiz, aile dostlarımız çok olur. Fırsat buldukça da sinemaya gideriz. İşlerimiz nedeniyle çok az görüşüyoruz. Az görüşmek de bizi birbirimize çok bağladı.
n Sulhi Bey sürprizler yapan biri midir?
- S.C: Çok romantiktir. O kadar güzel sürprizler yapar ki. Beni mutlu etmesini bilir. Zaten çoluk çocuk cıvıl cıvıl evimiz. O yüzden asla evimizde monotonluk olmuyor. İşlerimizden fırsat bulunca, iki gün de olsa Sulhi hemen bir şey organize eder ve baş başa yurt dışına gideriz. Çünkü orada rahat ediyoruz.
n Kim daha çok kıskanıyor?
- S.C: Ben çok kıskanırım. Sonsuz güvenim var ama yine de kıskanırım. Çünkü çok yakışıklı. Eşimi seviyorum ve kıskanmam da çok normal. Ama Sulhi beni kıskanmaz. Çünkü kıskandıracak bir şey yapmıyorum.
- S.A: Ben kadın-erkek ilişkilerine şöyle bakarım; eğer bir gün ayrılırsak -Allah korusun- ben ne kaybederim, o ne kaybeder. Bunu bilmek lazım. Kaybetmeyi göze alabiliyorsan, kötü bir hareket yapabilirsin. Ama kaybedilecek şey, dünyadaki hiçbir zevkle eşdeğer bir şey değildir. Ailen dağılıyor. Bundan kötü bir şey olabilir mi?
n Çok kavga eder misiniz?
- S.C: Allah nazardan saklasın, hiç kavga etmiyoruz.
n Bir ara kopma noktasına gelmiştiniz?
- S.C: O tatsız dönemimizdi. Kırgınlıklar vardı ufak tefek. Ben ev içindeki o kırgınlığı Antalya’da basınla paylaşınca, olay iyice büyüdü. O benim hatamdı.
n Hata yaptığınız zaman Sulhi Bey ne yapar?
- S.C: Konuşmaz. Ben hemen gider sarılır, gönlünü alırım. Hata yaptımsa özür dilerim... Sulhi de öyle. Ama bugüne kadar o hiç bana gelmedi, çünkü hiç hata yapmadı. Yani kırıcı bir şey yapmadı.
- S.A: Her insanın hata yapabileceğine inanırım. Affetmem için, özünde iyi insan olduğunu bilmem ve çok sevmem lazım.
n Çok sevdiğinizden mi susuyorsunuz peki?
- S.A: Bir düzen var. Sen, ailenin temel taşısın. Çabuk infial edersen, bunları göğüsleyemezsen, kırıcı olursan, bu aile yıkılır. Bizden çok, olan çocuklara olur. O zaman ne yapacaksın, susacaksın. O yüzden de asla ve asla kavga etmem.
n Biriktiriyorsunuz belki de...
- S.A: Bir insanı çok seviyorsanız, kızgınlığınız bir-iki saat ya da bir-iki gün içerisinde geçer. Ama bunları içinde biriktirmeye başlarsan, yapamazsın. Bir gün, bir yerden kopar. Sakın yanlış anlaşılmasın, insanları yönlendirmek adına söylemiyorum, ama ben rahatlamak için Kur’an okurum. 15-20 dakika okurum ve hemen sakinleşirim. O zaman bütün her şeyin boş olduğunu anlarsın. 20 senedir okuyorum, sadece Kur’an değil, tüm kutsal kitapları okudum. Okumak sana ailene sahip çıkman gerektiğini, bunları göğüslemen gerektiğini ve çevrede yaşananların aslında boş olduğunu gösteriyor.
n Evliliğinizin yürümesinin sebebi de bu mu?
- S.A: Bunun bu kadar yürümesinin sebebi de bu, evet. Sibel tangalı fotoğraf verdi ya, bir gazeteci şunu yazdı. Güya geçen sene Sibel bana para vermiş, ben oteli kurtarmışım, onun da böyle bir fotoğraf çektirmesine izin vermişim. Bunu yazan adama nasıl hakaret etmeyeyim? Adam seni çok adi bir yere koymaya çalışıyor. Ne diyeceksin, nasıl bakacaksın? O günleri de hep okuyarak atlattım.
n Sibel Can’la evli olmak çok zor değil mi?
- S.A: Böyle bir evlilik yaparsanız birçok şeye göğüs germek zorunda kalıyorsunuz. Bunu niye yaparsınız; sevdiğiniz için. Tabii ki çok kolay bir şey değil, ama çok zor da değil. Çünkü biz evliliğimizi çok sağlam temeller üzerine oturttuk. O zorlukları aştık. 7 yıllık evliliğimiz normal bir evlilikte 50 yıla eşittir. Çok zor günleri atlattık, geride bıraktık. Çok zorluklara rağmen bu yuvayı sağlam inşa ettik. Kimsenin bunu yıkmasına izin vermem.
n Yedi yıldır evlisiniz... İlk başlarda bu ilişki için çok şey söylendi. Mesela Sulhi Bey için "Sibel Can’la parası için evlendi" dediler. Biraz o günleri anlatır mısınız?
- Sulhi Aksüt: Hiçbir zaman bu söylentilere itibar etmedim. Neler olduğunu, başımdan geçenleri, sizler gayet iyi biliyorsunuz. Şimdi gerçekler ortada işte.
- Sibel Can: Yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan çok tatsız şeyler yaşadık. Sonrasında ise her şey ortaya çıktı zaten. Ben eşime hem çok güveniyordum hem de çok seviyordum. Bu iki duygu beni ayakta tuttu. Yaşadıklarımız çok üzücüydü ama bunlar sevgimizi güçlendirdi. Zor anımda Sulhi gibi biri karşıma çıktığı için çok şanslıyım.
n O yüzden mi eşinize Braveheart (cesur yürek) diyorsunuz?
- S.C: Evet. Sibel Can’la evli olmak gerçekten çok zor. O bir cesur yürek, kesinlikle.
- S.A: Açıkçası ben kendimi öyle görmüyorum. Tabii ki her erkek, her insan kadar cesurum ama sevginiz çok fazlaysa çok daha cesur olursunuz. O dönem bu kadar sağlam duruşumun sebebi de Sibel’i çok sevmemdir.
n Çok merak ediyorum, sizinki ilk görüşte aşk mı?
- S.C: Kesinlikle öyle... Ben Sulhi’yi çok sevdim, ona çok inandım.
n Sizi etkileyen ilk ne oldu?
- S.C: Çok şefkatli, merhametli olması... Kadına çok saygı duyan, kıymet bilen, annesini seven bir insan. İnsanın annesine kıymet vermesi, sevmesi çok önemlidir. Beni en çok etkileyen de bu oldu.
- S.A: Evlendiysem, sevdim, birçok özelliğinden etkilendim demektir. Biz 7 yıldır evliyiz ama çok şey yaşadık, paylaştık. Dinlenmek istersem, hayal etmek istersem hep ona bakarım. Eşim benim için çok değerli, önemlidir.
n Hep böyle sakin misiniz?
- S.A: Evet, sakinim.
- S.C: Çok sakin. Birbirimizi tam bulduk.
- S.A: Aslında biraz evde sertimdir.
- S.C: Ben de hemen ortamı yumuşatırım. Aslında bakmayın böyle sert durduğuna, çok yufka yüreklidir, neşelidir, keyiflidir.
n O zaman neden bugüne kadar sizi hiç gülerken görmedik?
- S.A: Bugüne kadar hakkınızda çıkan 100 haberden 99’u yanlış olunca, otomatikman böyle bir savunma mekanizması gelişiyor. Bu kadar sert durmamın sebebi de o...
n Sahne üzerinde çok gösterişli, alımlı bir kadın Sibel Can. O halini beğeniyor musunuz?
- S.A: Sesini çok beğeniyorum. Bana göre Türkiye’deki birkaç iyi sesten biri Sibel. Sahne performansından, icrasından gurur duyuyorum. Güzellik beni ilgilendirmiyor açıkçası. Tabii ki Sibel çok güzel bir kadın ama ben oradaki güzelliğe çok bakmıyorum. Yaptığı işin güzelliğine bakıyorum.
n Ya ev kadını Sibel Can nasıl?
- S.A: Evine hakim bir ev kadını Sibel... Rahmetli annesi de ev işlerine hakim olan, yemeğini kendi yapan bir kadındı. Öyle bir anneden farklı bir şey çıkmaz. Çünkü öyle büyümüşler, öyle yetiştirilmişler. Sibel gerçekten çok titiz ve programlı... Onun asla 12’lere kadar uyuduğunu görmedim.
- S.C: Mesela bu sabah biraz geç kalktık, 9 gibi. Zaten Emir başımıza gelir uyandırır bizi. Baş başa kaldığımızda ise kitap okur, sohbet ederiz. Gelenimiz gidenimiz, aile dostlarımız çok olur. Fırsat buldukça da sinemaya gideriz. İşlerimiz nedeniyle çok az görüşüyoruz. Az görüşmek de bizi birbirimize çok bağladı.
n Sulhi Bey sürprizler yapan biri midir?
- S.C: Çok romantiktir. O kadar güzel sürprizler yapar ki. Beni mutlu etmesini bilir. Zaten çoluk çocuk cıvıl cıvıl evimiz. O yüzden asla evimizde monotonluk olmuyor. İşlerimizden fırsat bulunca, iki gün de olsa Sulhi hemen bir şey organize eder ve baş başa yurt dışına gideriz. Çünkü orada rahat ediyoruz.
n Kim daha çok kıskanıyor?
- S.C: Ben çok kıskanırım. Sonsuz güvenim var ama yine de kıskanırım. Çünkü çok yakışıklı. Eşimi seviyorum ve kıskanmam da çok normal. Ama Sulhi beni kıskanmaz. Çünkü kıskandıracak bir şey yapmıyorum.
- S.A: Ben kadın-erkek ilişkilerine şöyle bakarım; eğer bir gün ayrılırsak -Allah korusun- ben ne kaybederim, o ne kaybeder. Bunu bilmek lazım. Kaybetmeyi göze alabiliyorsan, kötü bir hareket yapabilirsin. Ama kaybedilecek şey, dünyadaki hiçbir zevkle eşdeğer bir şey değildir. Ailen dağılıyor. Bundan kötü bir şey olabilir mi?
n Çok kavga eder misiniz?
- S.C: Allah nazardan saklasın, hiç kavga etmiyoruz.
n Bir ara kopma noktasına gelmiştiniz?
- S.C: O tatsız dönemimizdi. Kırgınlıklar vardı ufak tefek. Ben ev içindeki o kırgınlığı Antalya’da basınla paylaşınca, olay iyice büyüdü. O benim hatamdı.
n Hata yaptığınız zaman Sulhi Bey ne yapar?
- S.C: Konuşmaz. Ben hemen gider sarılır, gönlünü alırım. Hata yaptımsa özür dilerim... Sulhi de öyle. Ama bugüne kadar o hiç bana gelmedi, çünkü hiç hata yapmadı. Yani kırıcı bir şey yapmadı.
- S.A: Her insanın hata yapabileceğine inanırım. Affetmem için, özünde iyi insan olduğunu bilmem ve çok sevmem lazım.
n Çok sevdiğinizden mi susuyorsunuz peki?
- S.A: Bir düzen var. Sen, ailenin temel taşısın. Çabuk infial edersen, bunları göğüsleyemezsen, kırıcı olursan, bu aile yıkılır. Bizden çok, olan çocuklara olur. O zaman ne yapacaksın, susacaksın. O yüzden de asla ve asla kavga etmem.
n Biriktiriyorsunuz belki de...
- S.A: Bir insanı çok seviyorsanız, kızgınlığınız bir-iki saat ya da bir-iki gün içerisinde geçer. Ama bunları içinde biriktirmeye başlarsan, yapamazsın. Bir gün, bir yerden kopar. Sakın yanlış anlaşılmasın, insanları yönlendirmek adına söylemiyorum, ama ben rahatlamak için Kur’an okurum. 15-20 dakika okurum ve hemen sakinleşirim. O zaman bütün her şeyin boş olduğunu anlarsın. 20 senedir okuyorum, sadece Kur’an değil, tüm kutsal kitapları okudum. Okumak sana ailene sahip çıkman gerektiğini, bunları göğüslemen gerektiğini ve çevrede yaşananların aslında boş olduğunu gösteriyor.
n Evliliğinizin yürümesinin sebebi de bu mu?
- S.A: Bunun bu kadar yürümesinin sebebi de bu, evet. Sibel tangalı fotoğraf verdi ya, bir gazeteci şunu yazdı. Güya geçen sene Sibel bana para vermiş, ben oteli kurtarmışım, onun da böyle bir fotoğraf çektirmesine izin vermişim. Bunu yazan adama nasıl hakaret etmeyeyim? Adam seni çok adi bir yere koymaya çalışıyor. Ne diyeceksin, nasıl bakacaksın? O günleri de hep okuyarak atlattım.
n Sibel Can’la evli olmak çok zor değil mi?
- S.A: Böyle bir evlilik yaparsanız birçok şeye göğüs germek zorunda kalıyorsunuz. Bunu niye yaparsınız; sevdiğiniz için. Tabii ki çok kolay bir şey değil, ama çok zor da değil. Çünkü biz evliliğimizi çok sağlam temeller üzerine oturttuk. O zorlukları aştık. 7 yıllık evliliğimiz normal bir evlilikte 50 yıla eşittir. Çok zor günleri atlattık, geride bıraktık. Çok zorluklara rağmen bu yuvayı sağlam inşa ettik. Kimsenin bunu yıkmasına izin vermem.
Tangalı görüntüsü bana gazetelere bakmamayı öğretti
n Eşinizin tangalı fotoğrafını gazetede gördüğünüz andaki psikolojinizi merak ediyorum...
- S.A: Bu bana gazetelere bakmamayı öğretti. Ben onun ardında şunu ararım; eğer sen bunu bilerek yaptıysan, orada ilişkimiz baştan aşağıya gözden geçirilir. Eğer sen kadın kadına çıkıp öyle güneşlenmek istiyorsan ve adam da seni gizlice çekiyorsa, ona bir şey diyemezsin. Ne diyebilirim ki şimdi? Bu bıçak sırtı bir konu. Kızmadım derken, bunun bilinçli verilmiş olduğuna inanmadığım için kızmadım. Sibel böyle bir şey yapmaz. Ben Sibel’le ilk tanıştığımda bunu söyledim: "Senin böyle bir sisteme, o elbiseyi giymeye ihtiyacın yok... Çünkü sesin çok iyi... Sesinle yıllarca var olabilirsin." Sibel artık belli bir yaşa geldi. Başka mesajlar vermesi gerekiyor. Gençlere doğru örnek olmalı. Bu anlamda da iyi şeyler yaptığına inanıyorum.