Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, ''Krizin varlığını kabul etmekte geciken iktidar, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır''' dedi.
Kaya, birlik binasında düzenlediği basın toplantısında, Tüketiciler Birliği'nin, 2007 yılı Haziran ayından bu yana, ulusal ekonomi ve küresel ekonomide 2008 yılı Eylül ayı itibariyle sorun yaşanacağına ilişkin sürekli uyarılarda bulunduğunu belirtti.
ABD finans sektöründe baş gösteren ve tüm dünyayı etkisi altına alan krizin nasıl çözüleceği, etkisinin ne olacağı konusunda öngörüde dahi bulunulamadığını savunan Kaya, sorundan en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye'nin yer alacağının ortaya çıktığını ileri sürdü.
''Krizin varlığını kabul etmekte geciken iktidar, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır'' diyen Kaya, hem karar vericilere yol gösterici olması, hem de yaşanan sorunun tüketici penceresinden nasıl göründüğünün ortaya konulması için Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Bülent Deniz ile birlikte ''Kriz Raporu 1 Kasım 2007-1 Kasım 2008'' başlıklı bir rapor hazırladıklarını belirtti.
KRİZ RAPORU
Bülent Deniz de bilinen tüm çarelere başvurulmasına, 100 milyarlarca dolarlık önlem paketlerinin uygulamaya konulmasına rağmen önce finans, ardından reel sektördeki dünya devlerinin iflas etmeye başladığını, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomi ayrımı olmaksızın tüm ülke ekonomilerinde krizin ötesinde çöküşler meydana geldiğini belirtti.
Deniz, küresel ekonomik krizden Türkiye'nin etkilenmemesinin veya sorunun ''teğet geçmesinin'', yeryüzündeki ekonomik ilişkilerin yoğunluğu, derinliği ve Türkiye'nin de bu ilişkiler ağının bir bileşeni olması nedeniyle mümkün olmadığını savundu.
Bu genel nedenin yanında, cari açık sıkıntısı içinde olan ve cari açığını yurt dışından gelen sıcak para ile kapatmak durumunda olan bir ülke ekonomisinin, yaşanan sıkıntıdan etkilenmemesinin düşünülemeyeceğini belirten Deniz, kurda yaşanan hareketlilik, bankaların kredi alacaklarına ilişkin katılaşmaya başlayan tutumları, tüketicinin zorunlu tüketim dışında harcama yapmaktan kaçınmaya başlayan harcama eğilimi, enerji fiyatlarına yapılan büyük oranlı zamlar gibi göstergelerin küresel sorunun Türkiye'yi ''teğet geçmediğini'' ortaya koyduğunu vurguladı.
BİR YILLIK ZAM ORANLARI
'Kriz Raporu''nun, 1 Kasım 2007-1 Kasım 2008 tarihleri arasındaki zaman dilimi esas alınarak hazırlandığını anımsatan Deniz, bu zaman aralığında tüketiciyi ilgilendiren bazı kalemlerdeki değişimler hakkında şu bilgileri verdi:
''Türkiye'de son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 74, elektriğe yüzde 62,5, suya yüzde 250, mazota yüzde 23, ekmeğe yüzde 14 ve asgari ücrete yüzde 9 zam yapılmıştır.
Tüketiciye ulaşan tüm mal ve hizmetlerin üretiminde temel maliyet kalemi olan enerji fiyatlarının bu dönemde yüzde 50'nin üzerinde artması, bir yandan mal ve hizmet üreten reel sektörü artan maliyetlerin resesyon ortamında fiyatlara nasıl yansıtılacağı sorunsalı ile karşı karşıya bırakırken, diğer yandan tüketiciyi de satın aldığı tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının bu nedenle artmış olması karşısında harcama eğilimini gözden geçirmeye zorlamaktadır.''
AKARYAKIT DAĞITIMI
Deniz, Tüketiciler Birliği olarak birkaç ay önce Rekabet Kurumu'na, ''Türkiye'de akaryakıt dağıtımı yapan 5 büyük firmanın fiyatları arasında birbirine çok yakın aralıkların olması, rekabet oluşturulmayıp, aralarında anlaşarak fiyat belirledikleri'' yönünde başvuruda bulunduklarını anımsattı.
Bu firmaların cezalandırılmasını istediklerini ifade eden Deniz, aynı gün Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) görevlileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını da söyledi.
EPDK'nın kuruluş yasası gereğince temel görevlerinden birinin, piyasada rekabeti oluşturmak ve tüketiciyi korumak olduğunu ifade eden Deniz, EPDK'nın, birbirleriyle anlaşarak fiyat belirleyen bu dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini çok uzun zamandan beri göz yumduğunu iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Görevi ihmal iddiasıyla kurum görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Rekabet Kurumu, bize bir karar gönderdi. Gelen kararda, hakkında şikayetçi olduğumuz 5 büyük firma hakkında yapılan inceleme sonucunda gerçekten oligopol düzeni oluşturdukları, anlaşarak fiyat tespit ettikleri, piyasada bir tekelin söz konusu olduğu ve EPDK'nın bu konuda görevini yapmadığı ortaya kondu.
EDPK'nın aralarında anlaşarak fiyat belirleyen veya yurt dışında 140 dolardan, 60 doların altına düşen varil fiyatını fiyatlara yansıtmayan bu dağıtım şirketleri hakkında çok acilen müeyyide uygulanması gerekmektedir.'