Doğa Derneği, Dünya Su Forumu öncesinde suyla ilgili doğru sandığımız 7 temel yanlışa dikkat çeken bir rapor yayınladı.
Türkiye'de ve dünyada su kaynaklarının yönetimi yedi büyük yanılgı üzerine inşa edilmiş ve bu yanılgılar kodlanmış mesajlar halinde pek çoğumuzun zihnine kazındı. 5. Dünya Su Forumu sırasında da bu yanılgıların sıkça tekrar etmesi beklenmekte. Dünya Su Forumu'nu sağlıklı bir şekilde izlenebilmesi için bu doğruların bilinmesi büyük önem taşımakta. Doğa Derneği, bu nedenle suyla ilgili doğru bildiğimiz yanlışları içeren bir rapor hazırladı..
Suyla ilgili doğru bildiğimiz 7 yanlış:
1. Su boşa akmaz.
2. Çok baraj, çok kalkınma değildir.
3. Günümüzde göllerin kuruyor olmasının en temel nedeni küresel ısınma değil, yanlış tarımsal sulama projeleridir.
4. En çok su tasarrufu evde değil, tarlada yapılır.
5. Sulu tarım her zaman daha karlı değildir.
6. Nehirleri taşıyarak her zaman su sorunu çözülmez.
7. Türkiye'de doğayı yok eden en büyük etken orman yangınları veya çölleşme değil, yanlış su politikalarıdır.
Devlet Su İşleri (DSİ), bugüne kadar Türkiye'deki su kaynaklarının yönetimini büyük ölçüde bu 7 yanlış üzerine inşa etmiştir ve bu nedenle su kaynaklarımız hızla yok olmaktadır. Doğa Derneği, bu durumun değişebilmesi için su kaynaklarının yönetiminin havza ölçeğinde yapılmasını talep etmektedir. Türkiye göllerinin yarıya yakınının kurumasına neden olan, Türkiye'nin önemli doğa alanlarını tehdit eden yanlış su politikaları Türkiye'nin geleceğini tehlikeye sokacak kadar ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır.
Sulama ve baraj projelerinin gerek planlama gerekse uygulama aşamasında tarımsal, çevresel ve orta vadeli ekonomik etkileri göz ardı ettiğini belirten Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, bunun sonucunda, yer altı ve yer üstü sularının kalite ve miktarında son 20 yıl içerisinde ciddi azalmalar ortaya çıktığını söyledi.
Su konusunda Türkiye'de kamuoyunun bilimsel temeli olmayan “suyumuz boşa akıyor” cümlesiyle yanıltıldığını bildiren Eken, bilinenin aksine doğada tek bir damla suyun boşa akmadığını kaydetti ve raporda belirtilen diğer yanlışlara dikkat çekti.
DSİ'nin yanlış su politikaları nedeniyle 20 yıl içinde Marmara Denizi büyüklüğünde (1,5 milyon hektar) sulakalanının kuruduğuna dikkat çeken Güven Eken "Türkiye'nin su kaynaklarının her şeyden önce entegre havza yönetimi ilkesi doğrultusunda yönetilmesi gerekirken bunun yerine sularımız DSİ tarafından ihale ölçeğinde yönetilmektedir. Zaman kaybetmeden bu anlayış terk edilmelidir. Su kaynaklarına yönelik her türlü müdahalede gelecek kuşakların yaşam hakkını da dikkate alan üstün kamu yararı gözetilmelidir. Su yatırımlarında şirketlerin elde edeceği kazançlar yerine suyun doğal döngüsü ve akışından elde edilen ekolojik ve ekonomik kazanç dikkate alınmalıdır. Suyun kullanımında arzın yönetimi yerine talebin yönetilmesi benimsenmelidir. Aksi takdirde su bitecek, Türk bakacak" dedi.