Adana Arkeoloji Müze Müdürü Kazım Tosun, yaptığı açıklamada, tarihi eserlerin, ülkenin en önemli kültür varlığı olduğunu belirterek, bu bilinci aşılamak için yoğun çaba gösterdiklerini söyledi.
Milli servet olan tarihi eserleri herkesin korumasını isteyen Tosun, bu kapsamda vatandaşların müzelere güvenmesi ve çekinmeden buldukları eserleri getirmeleri, gördüklerini de bildirmeleri gerektiğini vurguladı.
Tosun, tarihi eserleri kaçırıp suçlu olmaktansa değerinin tamamını alarak milli servete de katkıda bulunulabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Kaçakçılar rant elde edecekleri için elinde tarihi eser bulunan vatandaşları, 'müzeye gitmeyin, sizi hapse atarlar' gibi aldatıcı söylemler ile ikna edip suça ortak ediyor. Vatandaşların çoğu 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, tarihi eserleri bulup müzelere getirenlere eserin değerinin yüzde 100'ünün verildiğini, görüp kendilerine haber verenlere ise yüzde 40'ının ikramiye olarak ödendiğini ne yazık ki bilmiyor.”
Tosun, yaptıkları çalışmalarla müzelerin önemini kavrayan kişilerden bu yılın ilk 6 ayında müzelerine 179 tarihi eser getirildiği, bu eserler genellikle sikke gibi küçük parçalar olduğu için karşılığında da 3 bin 405 YTL ücret ödendiğini bildirdi.
Müzelerinde sergilenen eserlerin önemli bölümünün vatandaşlardan temin edildiğini de vurgulayan Tosun, bu eserler arasında en önemlisi olan Romalı bir senatörün müzelerinde sergilenen heykelinin, 1982 yılında Karataş ilçesinde dalış yapan emekli öğretmen Ercan Işık tarafından sahilden yaklaşık 300 metre açıkta, 15 metre derinlikte bulunduğunu kaydetti.
Tosun ayrıca, MÖ 800'lü yıllara dayanan ve çok nadir olan 'Arabalı Tanrı Tarhunda” heykelinin ise Yüreğir ilçesinde bir tarlada iki köylü tarafından bulunduğunu, köylülerin bu eserden elde ettikleri gelirle kendilerine araba aldıklarını da sözlerine ekledi.
ESER BULANLARA VERİLEN İKRAMİYELER...
Uygarlıklar beşiği Türkiye'de, eser kaçakçılığının önüne geçmek ve kültür varlıklarını korunmak için çıkarılan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda, kültür varlığı bulanlara çeşitli ödemeler yapılıyor.
Kanunda, taşınır ve taşınmaz kültür-tabiat varlıklarını bulan veya eserden yeni haberdar olanlar, en geç üç gün içinde en yakın müze müdürlüğüne, köyde muhtara, diğer yerlerde de mülki idare amirlerine durumu bildirmekle mecbur tutuluyor.
Buna göre, ülkede yer altı, yer üstü ve su altında bulunan taşınır kültür varlıklarını yetkililere haber verenler çeşitli ikramiyeler alıyor. Kanun'un 64. maddesinde düzenlenen ikramiyeler özetle şöyle:
-Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi mülkü içinde eser bulanlara, eserin değerini ödeyerek satın alabiliyor. Ayrıca ikramiye verilmiyor.
-Milli Mücadele, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Atatürk'e ait korunması gerekli taşınır kültür varlıkları, Kültür ve Turizm ve Milli Savunma bakanlıkları ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca satın alınabiliyor.
-Eser başkasının mülkü içinde bulunmuşsa, Bakanlık “varlığın belirlenen bedelinin” yüzde 80'ini, bulan ile mülk sahibi arasında ikramiye olarak yarı yarıya paylaştırıyor.
-Vatandaş, devlete ait arazide kültür varlığı ortaya çıkarırsa da “eserin takdir olunacak bedelinin” yüzde 40'ını ikramiye olarak alıyor.
-Nerede olursa olsun yeni bulunup da üç gün içinde haber verilmediğinden dolayı gizlenmiş sayılan kültür varlıklarını haber verenler ile bunları yakalayan kamu görevlilerine ise 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun'da, taşınır mallar için gösterilen oranlarda tespit edilen bedel, ikramiye olarak veriliyor.
-Eğer kültür varlıklarını bulan, haber veren veya yakalayan kişi sayısı birden fazla olursa, ikramiyeler kişiler arasında eşit paylaştırılıyor.
A.A