İstanbul'un tarihinde önemli bir yere sahip olan İstanbul Lisesi, Kabataş Lisesi, Vefa Lisesi, Çamlıca Lisesi, Çapa Anadolu Lisesi, Sultanahmet Meslek Lisesi, Fatih İlköğretim Okulu’na ait tarihi binaları otele dönüştürmek için Milli Eğitim Müdürlüğü hereket geçerken otulların mezun dernekleriini tepkisini çekti.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, sahip olduğu tarihi binaların envanterini çıkarmak için düğmeye bastı. Amaç, eldeki kaynakları değerlendirmek. Projenin en önemli ayağı da Milli Eğitim Müdürlüğü'nün sahip olduğu tarihi binaları yap-işlet-devret modeli ile otel ve sosyal tesis olarak kullanıma açmak. Proje kapsamında İstanbul içinde 156 tarihi binanın tespiti yapıldı. Tespit edilen binaların yüzde 25'i halen okul olarak kullanılıyor.
BU CAMİALAR OKULUNU VERMEZ
Ancak dünyanın her ülkesinde tarihi değerlerin, aynı kimlikle korunmasının esas olduğunu belirten tarihi okulların mezun dernekleri “Sultanahmet Camii’ni kapatıp otel yapmakla aynıdır. Bu fikri savunanlar tarihe olan saygılarını yitirmişlerdir. Tarih yerinde korunursa tarihtir. Böyle köklü okulları yapacaklarına önce selimiye Kışlası’nı otel yapsınlar” dediler.
Tarihi binalarda bulunan okulların yöneticileri de son gelişmeden tedirgin. İstanbul Erkek Lisesi Mezunlar Başkanı Şahin Yılmaz konunun gündeme gelmesinden hoşnut olmadığını ifade ederek “Dört sene önce binamızla ilgili yine böyle bir proje çalışması yapıldı. O zaman Kabataş ve Vefa Lisesi'yle ortak hareket edip konuyu kamuoyuna duyurduk ve proje kaynak eksikliği nedeniyle durduruldu. Ancak, sürekli tetikteyiz. Binamızı, tarihi değerini bilerek gayet iyi koruyoruz. Başka bir amaçla kullanılmasına da müsaade edemeyiz' açıklamasını yapıyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün projesi sadece okul yöneticilerinin değil, mimarların da tepkisini çekmiş durumda.
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. İhsan Bilgin, 156 binanın aynı yaklaşımla değerlendirilmesini mimari açıdan doğru bulmadıklarını belirtiyor. Bilgin, şöyle devam ediyor: 'Binalar tek tek ele alınsa farklı bir değerlendirme yapılabilir. Ancak kimlerden oluştuğu belirtilmeyen bir komisyon tarafından 156 binanın belirlenip, toptan uygulamaya gidilecek olması insanda tedirginlik yaratıyor.'
Amaçlarının yapılan her şeye karşı çıkmak olmadığının da altını çizen Bilgin, tarihi bina restorasyonunun en zor inşaat kalemi olduğunu söyleyerek, restorasyonun yeni bir bina yapımından daha uzun sürdüğüne dikkat çekiyor.
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ KAYNAK ARIYOR
Öte yandan İstanbul 2010'da 'Avrupa Kültür Başkenti' olacağı için başlatılan hazırlıklara katılmak için böyle bir proje hazırlığına giriştiklerini belirten İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, 'Üzerinde çalıştığımız projenin birkaç ayağı var. Belediyelerin kültür fonlarından tarihi eserlere kaynak ayrılması, binaların restorasyonları için eleman yetiştirilmesi, binaların deprem etütlerinin yapılması, bir de yap-işlet-devret modeli ile halka açılması gibi bölümlerden oluşuyor' dedi.
PROJE BAKANLIĞA SUNULACAK
Tarihi binaların envanterini İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kurduğu 6 kişilik komisyon çıkardı. Toplam 156 binanın belirtildiği rapor önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'olur' vermesi ile de harekete geçilecek.
Tarihi binaların gerektiği şekilde korunmadığını söyleyen Özer, proje çerçevesinde okul müdürlerini binaların tarihçeleri konusunda da bilgilendireceklerini belirtiyor. Özer, 'Ayrıca 156 binadan öne çıkan ve paha biçilemez olarak gösterilen 20 adet binayla ilgili kitaplar da hazırlayacağız' diyor.
Özer, Cağaloğlu'ndaki dört binadan oluşan ve 450 kişinin çalıştığı İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün de müzeye veya tarihi bir otele dönüştürülmesi konusunda bir proje hazırladıklarını söyledi. Özer, “Aynı proje çerçevesinde Cağaloğlu'nda bulunan ve tarihi değeri yüksek olan İl Milli Eğitim Müdürlüğü binamızın da müze olmasını öngörüyoruz. Tarihe sahip çıkma projesi oluştururken bizzat biz bu projeye önayak olmak istiyoruz” diye konuştu