TÜRBAN DİNİN SİYASETE ALET EDİLMESİDİR

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ÜNİVERSİTELERDE TÜRBAN SERBESTLİĞİNİN İPTALİNE İLİŞKİN GEREKÇELİ KARARI AÇIKLANDI.

Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliğini iptaline ilişkin gerekçeleri bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, CHP ve DSP’nin Anayasa değişikliğinin “iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması” istemiyle açtığı davada “9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 1. ve 2. maddelerini, Anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddelerini gözeterek” iptal etmiş ve yürürlüğünü durdurmuştu.

Yetki Anayasa’ya uymalı
Gerekçede değişiklikle türban yasağının kaldırılmasının amaçlandığı ve bunun Meclis’teki görüşmeler sırasında açıkça ortaya konulduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa değişikliklerini, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri ışığında inceleyip gerekirse iptal edebileceği belirtilen gerekçede, “Anayasa’nın 175. maddesine göre Anayasa’yı değiştirme yetkisi TBMM’ye tanınmıştır. Kaynağı Anayasa olan bu yetkinin Anayasa’nın öngördüğü yöntemlerle ve Anayasa’ya uygun olarak kullanılacağı kuşkusuzdur. Yasama organı bu yetkisini kullanırken, yetkinin her şeyden önce asli kurucu iktidar tarafından kullanılmasına izin verilen bir yetki olması gerektiği açıktır” ifadesi yer aldı. Gerekçede, şöyle denildi:

HAK İHLALİNE YOL AÇAR
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları gözetildiğinde, Anayasa’nın 10’uncu ve 42’nci maddelerinde yapılan düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa’nın ikinci maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini dolaylı bir biçimde değiştiren ve işlevsizleştiren bu düzenleme Anayasa’nın 4. maddesinde ifade edilen değiştirme ve değişiklik teklif etme yasağına aykırı olduğundan, Anayasa’nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen teklif koşulunun yerine getirilmiş olduğu kabul edilemez.

TÜRBAN DİĞER ÖĞRENCİLERE BASKIDIR
Bireysel bir tercih ve özgürlük kullanımı olsa da, kullanılan dinsel simgenin tüm öğrencilerin bulunmak zorunda olduğu dersliklerde, farklı yaşam tercihlerine, siyasal görüşlere veya inançlara sahip insanlar üzerinde bir baskı aracına dönüşmesi olasılığı bulunmaktadır. Bu olasılığın ortaya çıkması durumunda taşınan dinsel simgenin başkalarının üzerinde yaratacağı baskı ve olası eğitim aksamaları ile kamu düzeninin bozulması karşısında, üniversite yönetimlerinin ve kamu kurumlarının müdahalesine olanak verilmemesi, herkesin eşit şekilde eğitim hakkından yararlanmasını engelleyebilecektir.

TEMEL ÖZGÜRLÜKLER YASAMANIN İNSAFINA BIRAKILAMAZ
Anayasal düzenimizde yasa koyucuyu yasal düzenlemeye zorlayıcı bir hukuksal yaptırım mekanizması bulunmadığından, başkalarının özgürlükleri ve kamu düzenini koruyucu yasal önlemlerin alınmasının yasa koyucunun takdirine kalacağı açıktır. Yasa koyucunun temel siyasal karar mekanizması olduğu ve ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun belirli bir dine mensup olduğu dikkate alındığında, bu takdirin dinsel özgürlüklerin sınırlandırılmasında kullanılmasının güçlüğü açıktır. Temel düzen normu olan Anayasa kuralları değiştirilirken, çoğunluk inancının dışında kalan insanların temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasının yasa koyucunun takdirine bırakılmaması, kayıtlar ve güvence mekanizmalarının doğrudan anayasada yer alması, demokratik anayasacılık deneyiminin sonucu olan insan haklarına dayalı devlet olmanın da bir gereğidir.

SORUNLAR DİN İSTİSMAR EDİLEREK ÇÖZÜLMEZ
Toplumsal sorunların Anayasa’nın açık hükümleri çerçevesinde ve demokratik barışı ve uzlaşıyı esas alan yöntemlerle çözümü yerine, dinin, din duygularının veya dince kutsal sayılan şeylerin istismar edilmek suretiyle kullanılmasına Anayasa izin vermemektedir. Zira her bir toplumsal sorun istismarı, bu sorunun çözümlenmesi olanaklarını ortadan kaldırmak suretiyle, bir yandan toplumsal çatışmaların derinleşmesine ve demokratik süreçlerin işlevsizleştirilmesine yol açabilir sonuçta devlet iktidarının toplumsal sorunları çözeceğine yönelik inancı zedeleyebilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Polis Malzemeleri'nde En Güvenilir Adres Safari Sepeti
İyi Bir Haber Yazılımı Nasıl Olmalı
Ankara'da İmplant Tedavisi: Eksik Dişlere Kalıcı ve Doğal Çözüm
Denizli’nin En İyi Fizik Tedavi Doktorları ve Fizik Tedavi Hizmetleri
Yükseltilmiş Zeminler: Modern Yapılarda Fonksiyonellik ve Estetik Çözüm