Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2007 yılı sonunda, yüzde 70 olasılıkla, enflasyonun yüzde 5,1-6,9 arasında, orta nokta yüzde 6 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini bildirdi. Yılmaz, bugün Merkez Bankasında düzenlediği basın toplantısında, banka tarafından hazırlanan Enflasyon Raporu'nu açıkladı.
Toplantıda Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Yılmaz, 2007 yılı sonunda, yüzde 70 olasılıkla, enflasyonun yüzde 5,1-6,9 arasında, orta nokta yüzde 6 olarak gerçekleşeceğinin, 2008 yılı sonunda ise yüzde 70 olasılıkla, yüzde 1,5-4,9 arasında, orta nokta yüzde 3,2 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirtti.
Bu tahminlerin mesajının ''faizlerin Ekim ayında indirileceği'' olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: ''Buradan çıkarılacak temel mesaj, yılın son çeyreğinde, kısa vadeli faizlerin ölçülü bir indirim olmasında dahi, sıkı para politikasının gecikmeli etkilerinin bir müddet daha enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğidir. Bu doğrultuda olası faiz indirimleri, dış talebe, kamu harcamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer değişkenlere dair veri ve bilgi akışına bağlı olarak daha erken gündeme gelebileceği gibi daha da ileriye de ertelenebilecektir.''
''YILLIK ENFLASYONDA GÖRÜLEN DÜŞÜŞ EĞİLİMİ, ENFLASYON BEKLENTİLERİNE DE YANSIMAKTADIR''
Yılmaz, yıllık enflasyonda görülen düşüş eğiliminin, enflasyon beklentilerine de yansımakta olduğunu belirterek, 2007 yılının başından itibaren genelde yatay bir seyir izleyen orta vadeli enflasyon beklentilerinin, son aylarda düşüş eğilimine girdiğini söyledi.
Yılmaz, ''Ancak orta vadeli beklentilerin halen hedeflerin üzerinde olması, ücret ve fiyat belirlemede risk unsuru olmaya devam etmektedir'' dedi. Durmuş Yılmaz, bugün Merkez Bankasında düzenlediği basın toplantısında, banka tarafından hazırlanan Enflasyon Raporu'nu açıkladı.
Merkez Bankası Başkanı, toplantıda, enflasyona etki eden unsurları izah etti ve mal gruplarına ilişkin bilgi verdi. ABD'deki piyasa faizlerinde yaşanan belirsizliğin, emlak piyasasında yaşanan sıkıntıların önemli belirsizlik unsurları olarak ortaya çıktığını ifade eden Yılmaz, uluslararası ham petrol fiyatlarında 2007 yılı itibariyle görülen artış eğilimin son dönemde enflasyon üzerinde etkili olduğunu söyledi.
''Buna ek olarak ABD ham petrol stoklarındaki dengesizlikler, Ortadoğu'da yaşanan gerginlikler, petrol fiyatlarının yukarı çekilmesine neden olmuştur'' diyen Yılmaz, konuşmasında şunları kaydetti:
''Petrol fiyatlarının yükselmesine, işlenmemiş gıda fiyatlarının beklenen düzeltmeyi yapmamasına rağmen, enflasyon son 3 ayda 2,26 puan düşerek yüzde 8,60 oranına gerilemiştir. İlk çeyrekte yıllık enflasyonda gözlenen, yükseliş kalıcı olmamıştır. İkinci çeyrekle birlikte düşüş eğilimi başlamıştır. Parasal sıkılaştırmanın hizmet ve dayanıklı tüketim malları harcama grupları kanalıyla gecikmeli etkileri ve geçen yılın aynı dönemindeki yüksek artışların oluşturduğu baz etkisinin ortadan kalkması, bu düşüşü belirginleştirmiştir. Yılın ilk yarısında, hizmet fiyatlarında belirgin yavaşlama dikkat çekmektedir. Aynı dönemde enerji fiyatlarının artış hızında geçen yıla kıyasla bir gerileme gözlenirken, işlenmemiş gıda fiyatları geçen yılın da üzerinde artış göstermiştir.'' Hizmet grubu fiyatlarındaki katılıkta önemli paya sahip olan kirada, ilk 6 ayda çok sınırlı da olsa bir iyileşme gözlendiğine dikkat çeken Yılmaz, iç talepteki yavaşlamanın sürmesi ve hizmet fiyatlarındaki iyileşmenin kademeli olarak devam edeceğini öngördüklerini bildirdi.
''YILIN İKİNCİ YARISINDA CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ TEKRAR ARTMA EĞİLİMİNE GİRMESİ ŞAŞIRTICI OLMAYACAKTIR''
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankasında düzenlediği basın toplantısında, banka tarafından hazırlanan Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Konuşmasında otomotiv ve beyaz eşya satışlarının mevsimsellikten arındırılmış verilerle yılın ikinci çeyreğinde de gerilemeye devam ettiğini belirten Durmuş, reel tüketici kredisi kullanımı ve tüketim malları ithalatı verilerinin de özel tüketim harcamalarında bir canlanmaya işaret etmediğini bildirdi.
Makine ve teçhizat yatırımlarında da ikinci çeyrek itibariyle bir canlanma beklenmediğini kaydeden Yılmaz, YTL'nin güçlü konumunun yarattığı olumlu fiyat etkisine rağmen kredi faiz oranlarının yüksek seyretmesinin dayanıklı tüketimle birlikte yatırım mallarına yönelik harcamaların ertelenmesine yol açtığını vurguladı.
Bu çerçevede 2007 yılının ikinci çeyreğine yönelik öncü göstergelerin büyümenin ilk çeyreğine benzer bir kompozisyon sergilediğini kaydeden Yılmaz, büyüme oranı ilk çeyreğin altında kalmakla birlikte mevsimsellikten arındırılmış verilerin sanayi üretiminde bir önceki çeyreğe kıyasla artışa işaret ettiğini anlattı. Yılmaz, şunları kaydetti:
''İhracattaki güçlü performansın devamı sanayi üretimindeki artışa temel oluşturmaktadır. İç talepteki yavaşlama petrol fiyatlarının 2007 yılının özellikle ilk çeyreğinden geçen yılın aynı dönemine göre düşük olması ve güçlü seyreden dış talep cari işlemler açığının GSMH'ye oranındaki artış eğiliminin durmasına yol açmıştır. Nisan-Mayıs döneminde dış ticaretteki iyileşme eğilimi devam etmiştir.
Bunun yanı sıra 2006 yılındaki olumsuz performans gösteren turizm gelirleri 2007 yılında yeniden artışa geçerek 2005 yılındaki düzeyini aşmıştır. Böylece cari işlemler açığındaki düzelme eğilimi Nisan ve Mayıs aylarında da devam etmiştir. Ayrıca Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) yayınladığı geçici verilere göre ihracattaki artış 2006 yılındaki yüksek bazın etkisiyle bir miktar yavaşlasa da Haziran ayında da devam etmiştir. YTL'nin yeniden güçlenme eğilimine girmesine karşın dış talepteki canlılığın devam etmesiyle ihracat büyümesinin bir miktar yavaşlamakla beraber yılın ikinci yarısında da sürmesi beklenmektedir. Diğer taraftan yurt içi talep de yılın ikinci yarısında muhtemel bir canlanmayla birlikte sermaye ve tüketim malı ithalatının artış eğilimine girmesi, ara malı ithalatının ise ihracat ve petrol fiyatı artışına paralel olarak yüksek oranlı büyümesini sürdürmesi beklenmektedir.''
''CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ GSMH ORANINDA DÜŞÜŞ OLACAĞI TAHMİN EDİLMEKTEDİR''
Buna göre yılın ikinci yarısında cari işlemler açığının tekrar artma eğilimine girmesinin ''şaşırtıcı olmayacağını'' belirten Yılmaz, ''Ancak 2007 yılında bir önceki yıla göre cari işlemler açığının GSMH'ya oranında düşüş olacağı tahmin edilmektedir'' dedi. Mevcut veriler ışığında iç talepteki ılımlı büyümenin dış talepteki düşüş seyri ile birlikte değerlendirildiğinde toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine destek vermeye devam ettiğinin düşünüldüğünü anlatan Yılmaz, ancak önümüzdeki dönemde borçlanma maliyetlerindeki iyileşmenin devam etmesi durumunda bir süredir ertelenmiş olan iç talebin tekrar ivmelenebileceğinin değerlendirildiğini söyledi.
Bu değerlendirmeye ilişkin gelişmeleri orta vadeli bir perspektifle enflasyonla mücadeleyi temel alan para politikası açısından yakından takip ettiklerini hatırlatan Yılmaz, finansal piyasalarda yaşanan gelişmelere değindi. Yılmaz, 2007 yılının ikinci çeyreğinde uluslararası likidite koşulları ve küresel risk iştahının haziran ayında ABD ikincil piyasa tahvil getirilerinde gözlenen yükseliş eğilimine ve ABD'de düşük dereceli ipoteğe dayalı konut finansmanı kredilerinde olası kayıpların artabileceği endişelerine rağmen gelişmekte olan ülkelerin lehine seyretmeye devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu gelişmede en önemli etken, ABD'de çekirdek enflasyonun kontrol altında olduğuna ilişkin göstergeler ile ABD ve Avro bölgesine dair büyüme beklentilerinin olumlu seyrine devam etmesi olmuştur. Gecelik piyasada sterilize edilen fazla likitide yılın ikinci çeyreğinde geçtiğimiz üç aylık döneme kıyasla artış göstermiştir. Hazinenin sene başında öngördüğü borç çevirme oranının üzerine çıkmasına rağmen ortaya çıkan bu gelişmede TC Merkez Bankası olarak düzenlemiş olduğum döviz alım ihaleleri en önemli belirleyici olmuştur. Likidite düzeyindeki bu gelişmeler sonucunda açık piyasa işlemlerinde kullanılan mevcut araçların yanı sıra likidite yönetiminin etkinliğinin artırılması amacıyla 19 Temmuz 2007 tarihinde 32 gün vadeli ilk likidite senedini ihraç etmiş bulunmaktayız.''