2009’un ilişkilerinde belirleyici yıl olacağını vurgulayan düşünce kuruluşu, reform sürecine dönüleceğini defalarca duyuran iktidar partisinin bu konuda çok az şey yapması yüzünden inanılırlığını kaybettiğini bildirdi.
Merkezi Brüksel’de bulunan saygın düşünce kuruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG) bugün, “’nin kritik bir yıla girdiğinin vurgulandığı raporda, Avrupa Birliği üyelik beklentilerinin “ya tamam ya devam” aşamasında olduğu mesajı verilerek her iki tarafa da süreci kurtaracak adımlar atması çağrısında bulunuluyor.
AKP’nin reform sürecine döneceğini defalarca dile getirdiğine ancak bu alanda çok az şey yapıldığına dikkat çekilen raporda, “Bunun sonucu olarak AKP, içeride ve uluslararası alanda inanılırlığını kaybetti. ‘Reform yanlısı’ ve ‘’ın icadı olan Ankara kriterlerinin Kopenhag kriterlerinin yerini tutamayacağını gösterdi” ifadeleri kullanılıyor.
Dış politika açılımlarının değil, tam bir demokrasinin yerleşmesinin üyeliği için çalıştığı konusunda ikna edici olabileceğinin vurgulandığı raporda, reformlar konusundaki isteksizliğin ’nin yapılmasını istediği reformlarla ilgili taahhüdün yürütmenin en üst kademesinde yinelenmesi.
*Kıbrıs’taki çözüm müzakerelerine tam destek verilmesi ve petrol arama girişimlerine donanma müdahalesinden kaçınılması.
*Kürtlerin yoğunlukta olduğu bölgelerde ekonomik gelişme planlarını devam ettirerek, kültürel ve dilsel hakları geliştirerek Türk Kürtlere yönelik dahil etme politikasının genişletilmesi.
*Okulda din eğitimi seçimi, papaz okullarına erişim ve ibadet merkezlerinin statüsü konularında özgürlüklerin ve eşit hakların tüm inanışların üyelerine yayılması.
*Daha az otoriter, yeni bir sivil anayasa hazırlamaya doğru götürecek, tüm tarafların katılımının sağlanacağı ulusal düzeyde bir tartışmaya destek olunması ve bunun teşvik edilmesi. Şeffaflığı ve temsil oranını yükseltmek için siyasi partiler ve seçim yasasının reforme edilmesi.
ENGELLER KALKSIN
’nin, tüm kriterleri karşılaması durumunda ’den gelen tutuklama ve iade taleplerinin adil bir şekilde değerlendirilmesinin sağlanması.
*Dini özgürlükler konusundaki adımların sadece Müslüman olmayan azınlıklar için değil, Alevilerin de dahil olacağı şekilde, Müslümanların hakları için de atılmasının teşvik edilmesi.
’deki ifade özgürlüğünün hiç bir anlamda güvence altında olmadığı vurgulanarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Deniz Feneri davası nedeniyle bazı basın-yayın organlarına yönelik olarak takındığı tavıra da dikkat çekiliyor.