Cumhuriyet döneminde İstanbul’a yapılan ilk cami
Şişli Camii, sadece müslümanların değil gayrimüslim halkın da desteği, birlikteliği, gayretle ve el birliği ile çalışarak meydana getirdikleri bir eser olmuştur.
Şişli semtinin ilk anıt eseri olarak tarihe geçecek bu caminin mimarları ve mimari projeleri özenle seçilmiş. Planlar ve süslemeler oldukça sade, abartısız ama olabildiğince de sanatsal bir eser olarak tasarlanmş.
ŞİŞLİNİN İLK İSLAMİ ESERİ: ŞİŞLİ CAMİ
Halaskargazi caddesinden, Abide-i Hürriyet caddesine giden yol üzerinde karşınıza çıkıverir Şişli cami.
Oldukça mütevazi bir görünüşü vardır. Ortaköy ve Dolmabahçe camileri gibi barok, rokoko tarzı süslemeler yerine sade, klasik bir üslupta yapılmıştır.
Genelde Neo Osmanlı veya erken Cumhuriyet dönemi mimarisini yansıtır. Tek şerefeli minaresi ve tek kubbesi ile adeta Şişlinin adres bulma merkezidir.
“Şişli Caminin tam karşısı” veya “Şişli Camini döner dönmez karşınıza gelen ilk sokak” dediniz mi en zor adresleri bile bulabilirsiniz.
Büyük çoğunluğu ekalliyet dediğimiz Ermeniler, Rumlar ve Musevilerden oluşan bu yerleşim merkezinde cami ihtiyacı nasıl doğmuş derseniz buna zamanın getirdiği yaşam tarzı demek daha doğru olur.
Büyük Beyoğlu yangınından ve daha sonraları da apartman kültürüne geçiş yapan bu semt, zengin ve soylu halkın da itibar ettiği bir yerleşim merkezi olmuş.
Sanatçılar ve kentin kalburüstü dediğimiz ünlü kişilerin buraya itibar etmesi ile İslami bir ibadethaneye ihtiyaç duyulmuş.
1940 yılında hızla gelişen semtte semt sakinleri “Cami yaptırma ve yaşatma derneği” adı altında bir dernek kurmuşlar.
Dönemin İstanbul Valisi Dr Lürfü Kırdar’ın da destekleri ile çalışmalar başlamış.
Yer olarak Süvari ve polis kışlası yeri ve askeri tamir mektebinin olduğu yer cami inşaatı için tahsis edilmiş. Zaten çok daha öncesinde bu okulun yerinde, kapısı üzerinde tek bir minaresi bulunan Tulumcu Hüsamettin Camisi varmış. Bu sebeple yer konusunda hiçbir anlaşmazlık çıkmamış.
Caminin mimarı, o dönemin vakıflar baş mimarı olan Vasfi Egeli, statik hesaplamaları, Prof Dr. Fikri Santur yardımcı mimar Vahan Kantarcıyandır.
Detay çizimleri Nazimi Yaver Yenal’ın tasarladığı sekizgen şadırvan ise tamamen klasik dönemi yansıtan geometrik süslemelerden oluşur. Caminin hat süslemeleri ise Hamit Aytaç, Macit Ayral, Halim Özyazıcı’ya aittir.
Burada cami girişindeki hat yazısını anlatırken Hamit Aytaçtan söz etmeden geçemeyeceğim.
Çünkü Şişli Caminin en büyük özelliği olan kapı girişindeki hat yazısı cel-i sülüs aynalı istifi dünyaca ünlüdür. Milletler arası İslam mirasını koruma komisyonu tarafından 1986 yılında İstanbul da düzenlenen ilk hat müsabakasına Hamit Aytaç adı verilir.
Diyarbakırlı olan Hamit Aytaç, İslam yazı sanatına yön veren ve İslam dünyasının dikkatlerini İstanbul’a toplamayı başaran büyük Türk hattatlarındandır. (1891-1982) Bütün eserleri literatüre geçmiş, ününü Türkiye hudutlarının dışına taşımıştır.
Cami inşaatı 1945 yılında başlar.
Camide kullanılan taşlar Maçka ve Taşlık dan getirilir.Bina betondan inşa edilir.
Duvarlar Küfeki denilen (Osmanlı taşı da denilen 2.500 sene kadar dayanabilen bir taş) oldukça dayanıklı bir taştan yapılır.
Kapı, pencere söveleri, sütun ve başlıklarında Marmara mermeri kullanılır.
Cami tek kubbe ve onu taşıyan 3 yarım kubbeden betonarme olarak inşa edilir.
Caminin oturduğu zemin biraz yükseltilip, merdiven ile camiye ihtişamlı bir giriş sağlanır.
Demir parmaklı dikdörtgen pencerelerin sıralandığı bahçe duvarlarında doğu, batı ve güney yönlerine açılan basık üç kapı vardır. Merdivenli giriş kapısının üzerinde bir saçak ve altında altın harfler ile yazılmış ayet bulunur.
Pencerelerin tavanlarının üzeri kalem işi dediğimiz süslemeler ile tezyin edilmiştir.
Avlunun ortasındaki üzeri açık mermer şadırvan tamamen klasik Osmanlı tarzıdır.
Kuzey doğuda tek şerefeli tek bir minare, şerefenin altından geçen kırmızı bir bant minareyi daha zarif ve dikkat çekici hale getirir.
Caminin bahçesin de ise 2 katlı adeta bir köşkü andıran bir kütüphane vardır. Ayrıca bir imam ve müezzin odası bir de gasil hane vardır.
Caminin inşaatında İstanbul’un en kalifiye elamanları çalışır. İnşaat 1949 yılında bitip ibadete açılır. Semtin adını taşıyan Şişli Cami, her şeyden önce panoramik görüntüsü sebebi ile seçilen en mükemmel mekâna yerleştirilmiştir.
Ayrıca Cumhuriyet döneminde İstanbul’a yapılan ilk cami özelliğini taşımaktadır. Ve bir başka özelliği de, devlet ileri gelenlerinin değil, Müslüman ve gayrimüslim halkın birlikte gayretle, elbirliği ile çalışarak meydana getirdikleri bir eserdir.
Kutsal mekân dediğimiz bu ibadethane, sevgi, birlik, beraberlik ve kardeşlik anlayışının en güzel örneğini caminin yapım aşamasında vermiştir.
Son yıllarda caminin tam arkasına yapılan gökdelen caminin matematiksel panoramik görüntüsünü tamamen yok etse de, birçok ilke imza atan bu eser Şişlinin vazgeçilmez değerlerinden en önemlisidir.
Güzin Osmancık
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.