Şişli'de Maçka ismi nereden geliyor?
Her semtin kendine has mutlaka bir hikayesi vardır. Şişli'de ki Maçka isminin nereden geldiğini Güzin Osmancık kaleme aldı.
MAÇKA-MATSOUKA
Her semtin kendine has mutlaka bir hikayesi vardır. Bu hikayeler asırlarca kulaktan kulağa aktarılarak tarihlerini oluştururlar. Benim en çok merak ettiğim ise semtlerin isimlerinin nereden geldiğidir.
Belgeler Maçka isminin Matsukadan geldiğini yazar. Matsouka, Rumcada kalın sopa yani nişangah anlamına gelirmiş. 150 yıl öncesini düşünürsek buraların kırlık, açık alanlar olduğu ve sultanların av bölgeleri olması sebebi ile nişangahların olması çok olasıdır. Maçka, deniz manzaralı daireleri, parkları, tarihi yapıları ile Şişlinin elit tabakasının oturduğu bir yerdir. Teşvikiye ile sınırları birbirine bitişik olan, devasa yapıları ile ünlü bir semt. Apartmanlar İtalyan Levanten mimarların eserleri olup Barok, Rokoko ve Neo Klasik tarzda, görenleri adeta büyüler.
Maçka’yı özel yapan en önemli unsur Köşk ve konak kültüründen sonra apartman kültürüne geçip İstanbul’un en önemli yapılarını şehre kazandırmasıdır. Maçka dendiğinde akla ilk gelen, edebiyat tarihine geçmiş İtalyan Levanten mimar Guillio Mongeri imzasını taşıyan Milano’nun ünlü “pallazzolarından” esinlenerek yaptığı Maçka Palas apartmanıdır. Ulusal mimarlık döneminin öncüsü olma sebebi ile yapı daha bir önem kazanmıştır. Mongerinin bilinen diğer bir eseri de Maçka İtalyan konsolosluğu binasıdır.
Maçka Palas,1922 de Türkiye’ye demiryollarına müteahhitlik yapmak üzere gelen İtalya’nın en zengin ailelerinden biri olan Laventen Vincenzo Caivanonun kendisi için yaptırdığı sanat eseri olan bir apartmandır. Vincenzo apartmanın bir dairesinde oturup, diğer dairelerini de kiraya vererek çok varlıklı zengin bir hayat sürmüş.
20. yy başlarında yapılan Maçka palas, pek çok ünlüye de ev sahipliği yapan, zamanın en ünlü apartmanıdır. İçinde kimler neler yaşamamış ki. Bakıldığında görkemli bir sarayı andıran devasa bu yapı ön süslemeleri ile görenleri kendine hayran bırakır. İnşaatı sırasında bütün malzemeleri İtalya’dan getirtilmiş.
64 daireden oluşan 4 girişli bu apartman, pirinç korkuluklu asansörü, hava gazı ile ısıtılan kalorifer sistemi, apartman sakinleri için yapılmış telefon kulübesi ile zamanın en lüks oturum merkeziymiş. Arka bahçede meyve ağaçları, tenis kortu, çiçek seraları yine apartman sakinleri için yapılmış spor tesisleri bulunmaktaymış.
Bu mekanda daha önceleri Tunuslu Hayrettin Paşanın güzel mi güzel eşi Münire Sultan’ın ahşap bir köşkü varmış. Münire Sultan aynı zamanda çok yardım sever olup bugün ki Güzel sanatlar akademisinin bulunduğu yerdeki sarayı yaptıran kişidir.
Kerime Nadir kitaplarını burada bu apartmanda yazmış, Abdülhak Hamit de Maçka Palasta yaşayan ünlülerden biri. Eşi Lüsyen hanımla burada çok tutkulu bir aşk yaşamış ve bu binada ölmüş. Yazışmalarında hep Maçka Palas antetli kağıt kullanmış. Pek çok ünlü yabancı konuklar ağırlanmış burada. Orhan Pamuğun “Cevdet Bey ve Oğulları” adlı kitabının bir bölümü de bu binada geçer. Mimar Ali Esat Göksel, “ Bir Sadakat Hikayesi” isimli kitabında 1922 den günümüze kadar Maçka Palasın mazisini anlatır.
Yine Safiye Erol’un dairesinde yapılan Salı günü seansları oldukça ünlüdür. Bu seanslarda Nezihe Araz, Sofi Huri, Semiha Ayverdi, Nihat Sami Banarlı ile birlikte bu beşli 2 yıl boyunca Mesnevinin 1. Cildini tercüme ederler.
Diğer ünlü bir yapı ise silahhane olarak geçen, 1861 yılında Abdülaziz tarafından mimar Simon ve Sarkis Balyan’a yaptırılmış üç katlı binadır. Sonraları jandarma okulu olarak hizmet vermiş. 1956 yılında ise Eğitim Bakanlığına tahsis edilmiş ve İstanbul Teknik Üniversitesinin kullanımına bırakılmıştır. Tanzimat üslubunun en büyük en görkemli binasıdır. Neo Klasik tarzda yapılan binanın ön kısmı çok yüksek olup, Ege usulü dört sütunla süslenmiş. Sütunların üzeri yine devasa bir saçakla örtülmüştür. Spor caddesine bakan yan yüzü ise pencereler ile binanın içine ışık girişi sağlanmıştır. Açılışı Pertevniyal Sultan tarafından yapılmıştır.
Maçka semtindeki bu önemli binalar, etrafında bir sürüde yerleşim merkezlerinin oluşmasına sebep olmuş. Maçka’da ki askeri yapılar, silah haneler, Fransızlara ve Ermenilere ait ibadethaneler okullar, elçilikler, lüks apartmanlar, mezarlıklar hep bu yapıların etrafında toplanmış
Yine semtin merkezinde günümüzde hala daha hayranlıkla seyrettiğimiz II. Abdülhamit zamanına İtalyan Mimar Raimondo D’Aronco tarafından yapılan Maçka çeşmesi bulunur. Yol genişletme çalışmaları sebebi ile sökülüp Maçka demokrasi parkı girişine taşınmıştır.( II. Abdülhamit çeşmesi olarak da bilinir) Barok üslupta yapılmış olmasına rağmen ayna taşı rokoko üslubu ile süslenmiştir.
Dört tarafı açık meydan çeşmesidir. Geniş bir saçağı vardır. Manzum metni Ahmet Talat efendiye ait olan kitabe Hattat Sami Efendi imzasını taşır.
Akaretlerden yukarıya doğru Spor Caddesi üzerinde bir çeşme daha vardır. Tanzimat döneminde Rokoko tarzında yapılan bu çeşme Valide Çeşmesi diye bilinir. II. Mahmud’un eşi ve Sultan Abdülmecid’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından 1839 yılında yaptırılmış. Valide Sultan aynı zamanda Dolma Bahçe camini yaptıran kişidir.
Spor caddesi üzerindeki bu çeşmenin arkasında birde namazgah varmış. Akaretler ile Maçka kışlasının kesiştiği yerde Bayıldığım Yokuşunun başladığı yerde Osmanlı mezarlığının olduğu söylenir. Son Osmanlılardan bazıları burada gömülüymüş. 18 YY başlarında ölen 2. Mustafa’nın kızı Safiye Sultan ve ailesi de buradaymış. Kimsenin bilmediği bu mekan set üstünde olup merdivenle çıkılıyormuş. Mezarlığın özelliği çok görkemli mezar taşlarının bulunmasıymış. Kimsenin bilmediği gizli kalmış bu Osmanlı Mezarlığı görmeğe değer diye düşünüyorum.
Ayrıca Maçka sadece apartmanları ile değil, parkları, yeşil alanları, denizi gören panoraması ile Şişlinin en pahalı ve en elit alışveriş merkezlerinden biridir. En görkemli binaları, en pahalı butikleri ve hiç değişmeyen yapısıyla Şişliye değer kazandırır. Değişen tek şey ise o tarihi yapıların üst katlarının otel, giriş katlarının ise ünlü markaların satış mağazaları olarak işletilmesidir.
Maçka’nın o tarihi yapılanmasından çok önce 17 yy dan bu yana bir mesire yeri vardır ki o da Maçka Küçük Çiftlik Parkıdır. Uzun seneler İtalyan sirkleri, lunapark ve gazinoları ile İstanbul’un en önemli eğlence merkezlerinden biriydi. Hatta Türk filmlerinin gazino sahneleri burada çekilirdi. Şimdilerde ise büyük sanatçılara büyük konserlere ev sahipliği yapmaktadır. Matsouka ya da bu gün ki ismi ile Maçka, İstanbul’un bozulmayan nadide semtlerinden ve ünlü kişilerin ikamet ettiği Tanzimat sonrası yapılanmış bir yerleşim merkezi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.