Şişli'nin Nezih Semti Teşvikiye
Türkiye ve Dünya'da en çok tanınan yer olan Nişantaşı'nın gerçek ismidir Teşvikiye.
ŞİŞLİ’NİN NEZİH SEMTİ TEŞVİKİYE
Avrupa modasını takip eden, pahalı lüks butiklerin bulunduğu, pahalı parfüm kokulu, şıklık yarışında kadınların caddeleri doldurduğu, sakinlerinin genellikle kalburüstü dediğimiz yüksek gelirli kesimin oluşturduğu Şişli’nin özel mi özel bir semtidir Teşvikiye.
Teşvikiye yokuşundan aşağısı Beşiktaş ve Ihlamur’dur. Ihlamur kasrını o zamanlar Sultanlar Av Köşkü olarak kullanırlarmış. Her yer ağaçlık, yemyeşil doğal güzelliğe sahip bir bölgeymiş. Ta ki Sultan Abdülmecit’in bu bölgeyi oturum için teşvik etmesine kadar.
Maçka ve Nişantaşı arasında kalmış, genellikle ekalliyet dediğimiz Rumlar, Levantenler, Museviler ve de Saraya mensup kişilerin, yüksek rütbeli devlet erkanının yaşadığı bir yerleşim merkeziymiş ilk zamanlar.
Talebelik yıllarım devasa binaların arasına sıkışıp kalmış, değişime ayak uyduramamış iki katlı ahşap bir evde geçmişti. Bu sebeple semtin bende bıraktığı duygu çok farklıdır. Ayrıcalıktı o zamanlar Teşvikiye’de oturmak. Tarihi dokusu ve semte sahip çıkan sakinleri bakımından hiç bozulmamış olan Teşvikiye’de oturmak bugün de bir ayrıcalıktır.
Sultan Abdülmecid’in teşvikiyle oturuma açılmasından dolayı bu ismi aldığı söylenir. Yerleşimi teşvik amacıyla Haseki Meydanı denilen bölgeye bir cami inşa edilmiş önceleri. Padişahların, Sultanların spor yaptıkları, avlandıkları yermiş Haseki Meydanı.
Teşvikiye Cami, önceleri III. Selim tarafından inşa edildiğinde mütevazi bir mescitmiş. Daha sonraları Sultan Abdülmecit tarafından yeniden inşa edilerek cazip bir yerleşim merkezi haline getirilmiş. Osmanlı’nın batılılaşma sürecine en çabuk ayak uyduran semtlerden ilki olmuş burası. Bu sebeple Avrupai tarzı benimseyen kesim tarafından çok tercih edilmiştir. Caminin etrafı saray çevresinde yaşamaktan sıkılan, batılı yaşam tarzını rahatça yaşayabilmek için burayı tercih eden Saray erkanının köşkleri, malikaneleri ile çevrilmiş. İlk yerleşim de yine yüksek gelirli, aristokrat kişiler tarafından yapılmış. Teşvikiye Cami oranın ilk mimari yapısıdır.
Bahçesinde iki tane taş mevcut olup, taşlarının üzerinde “Eser-i Avatıf-ı Mecidiye Mahalle-i CedidiyeTeşvikiye “ (Abdülmecid'in karşılıksız iyilikseverliğinin eseri olan yeni Teşvikiye Mahallesi) ibaresi bulunur.
Teşvikiye Cami oldukça sade, tek minaresi olan zarif revaklı pek de büyük olmayan bir camidir. Avlusundaki taşlardan biri III. Selim Han (1629-76) diğeri de II. Mahmut Han (1808-39) dönemine aittir. Bunlara menzil taşı veya nişan taşı da denir.
Teşvikiye’den yukarıya doğru devam ettiğinizde, Nişantaşı ve Osmanbey’e uzanıp gidersiniz. Sinemalar, tiyatrolar, pasajlar, butikler sıralanmıştır cadde boyunca.
Semtin mimari yapısı, Osmanlı devletinin ekonomisinin dibe vurduğu zamanlarda adeta yıkılmadık ayaktayız der gibi bütün sanat eseri tarzındaki mimariyi bünyesinde toplayarak, trajedik bir zıtlık yaratmayı başarmıştır. Dışarıdan getirilen yabancı mimarlara yaptırılan neo klasik empire tarzı yapılar semti oldukça Avrupai, özenilir bir yerleşim merkezi haline getirmiş. Bütün sağlık ve eğitim merkezleri buraya kaydırılmaya başlamış.
Tanzimat fermanı ile yürürlüğe giren yabancılara mülk edinme olanağı yasal düzenlemesi ile bölge hızla tercih edilen bir yerleşim bölgesi olmuş. Türkiye ve Yunanistan arasındaki mübadele sırasında Yunanistan’dan sürgünden gelen Sebatay Sevi'nin müritleri de Teşvikiye dolaylarına yerleşmişler. (Onlara dönmeler veya Selanikliler de denir.)
Müritlerine dönme denmesinin sebebi ise; hepsinin yine İslam görünmelerine rağmen kendi dini inançlarını benimseyerek yaşamış olmalarındandır. Özellikle hepsinin cenazeleri Teşvikiye Cami’nden kalkar. Bu bakımdan Teşvikiye Cami bulunduğu konum itibari ile önemli bir camidir.
Bu sebeple Teşvikiye semti çok kozmopolit bir yapıya sahip olmuş. Bu yerleşim, beraberinde ünlü kişileri, ünlü mimarları ve onların eserleri olan ünlü mimari yapıları beraberinde getirmiş. Yapıların pek çoğu İtalya’dan getirtilen Levanten mimarların eserleridir.
Maçka istikametinde Rum Banker ailesi Ralli’lerin apartmanı, Art deco (Fransa kökenli klasik sanat) ve art nouveau (Londra kökenli zarif süsleme sanatı) tarzında eserleri ile mimar Mongeri imzalı binaları, Teşvikiye Palas gibi içinde pek çok ünlünün yaşadığı mimari eserler semte değer katmıştır.
Teşvikiye’de yaşayan ünlüler arasında sizinde yakından tanığınız bir ünlü var. Aytunç Altundal
Güzin Osmancık
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.