Sultanahmet Camii'nde batı girişi detayları!
İstanbul Sultan 1. Ahmed tarafından 1616 yılında mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya Ayasofya Müzesi’nin karşısında yaptırılan Sultanahmet Camii, İstanbul’un en çok turist çeken mekanları arasında ön sıralarda yer alıyor. Osmanlı sultanları ve
6 minarenin sırrı
İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan Sultanahmet Camii, Mimar Sinan sonrası klasik mimarinin en büyük ve en önemli eseri olarak biliniyor.
İznik çinileriyle bezenmesi, yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate şayan en önemli yanı olarak öne çıkıyor. Sultanahmet Camii, aynı zamanda Türkiye’nin 6 minareli tek selatin camisi olma özelliğini de taşıyor. Caminin 6 minaresi olmasına ilişkin aktarılan bir efsane şöyle: “Dönemin padişahı I. Ahmed, minareleri altından yaptırmak istemiştir ancak kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet
Ağa bu emri güya yanlış işiterek ‘altın’ sözcüğünü “altı” yaparak camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir.”
Sultanın vurduğu ilk kazma duruyor
Toplam 260 pencereyle aydınlatılan caminin ibadethane bölümü 64x72 metre boyutlarında. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı ise 23.5 metre. Avlunun batı girişinde, demirden ağır bir kordon bulunuyor. Bu kordon, avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmamak için eğmesini gerektiriyordu. Bu durum da padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylem olarak kabul ediliyordu. Çocuk yaşta padişah olan ve genç yaşta da ölen Sultan 1. Ahmed’in caminin yapımında ilk vurduğu kazma, bugün Topkapı Sarayı’nda hala saklanıyor.
TÜRKİYE
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.