"Tetiği çeken parmağın kopmuş be adam"
Bugün hayatta olmayan Çanakkale Savaşı gazileri, son günlerinde savaşı böyle anlatmıştı.
Çanakkale Zaferi'nin 94. yıl dönümü törenlerle kutlanırken 253 bin Mehmetçiğin şehit düştüğü savaş, hafızalarda canlılığını koruyor.
Çanakkale Savaşları'nın bir bölümü olan 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen dünyanın en güçlü donanmasını püskürterek çok önemli bir deniz zaferi kazanan Türk ordusu, bundan sonra cephe savaşlarının geçeceği kara çıkarmalarına karşı amansız ve çok kanlı bir savunma yaptı.
Bugün hayatta olmayan Çanakkale Savaşı gazileri, son günlerinde savaşı anlatmıştı.
Ezine ilçesine bağlı Geyikli beldesinden Halil Helvacı: ''27. alayda Arıburnu cephesinde 9 ay çarpıştım. Bir defasında 3 gün hiç durmadan süngü harbi yaptık. Koskoca alaydan 7 kişi kalmıştık. Sonra bize 10 er daha verdiler. Beni de çavuş yaptılar. Bir gün düşmana Arıburnu'ndaki mevziden ateş ediyoruz. Tetiği çekiyorum tüfek patlamıyor. Yanımdaki arkadaşa 'Tüfek bozuldu galiba' dedim. Arkadaş kontrol ettikten sonra yüzüme acı acı baktı ve 'Senin tüfekte bir şey yok, tetiği çeken parmağın kopmuş be adam' deyince acısını o an duydum.''
Çan ilçesi Halilağa köyünden Mustafa Aksoy: ''Seddülbahir'de başımızdaki komutan Yüzbaşı Şerafettin Bey, besmele çekip 'Hadi aslanlarım, ananız sizi bugünler için doğurdu. Ben sizin önünüzden, siz arkamdan gelin, sakın korkup geri çekileyim demeyin, düşmana aman vermeyelim' dedi. Düşman çok kalabalık geliyor. Zığındere tarafından çevirme yapmış, taktik icabı geri çekildik. O sırada dizlerimin altından vurulmuşum. Yanımda arkadaşlarım şehit olmuşlardı. Kanlı derenin içi yaralı dolu, katırlar ve atları da dereye indirmişler, onlar bile titriyor. Sıhhiye yok, yaralarım kendiliğinden soğudu. Destek ekip ile yeniden cepheye gittik.''
Yenice'nin Akçakoyun Köyü'nden Mehmet Oral: ''Arabistan Savaşı'ndan köye geldiğimin 12. günü Çanakkale cephesine gittim. Anafartalar'da sıhhiye bölüğü eri olarak sargı mahallindeydim. Büyük Komutan Mustafa Kemal'in çadırı da bizim sargı yerindeydi. Mustafa Kemal, Fırka komutanına şöyle sordu: 'Biz mi onlardan toprak istiyoruz, yoksa onlar mı bizden?' Fırka komutanı 'Onlar bizden toprak istiyorlar' dedi. Mustafa Kemal de 'Öyleyse neden biz hücum edip de askeri kırdırıyoruz? Onlar bize hücum etsin, biz onları kıralım, biz kırılmayalım' dedi.''
Biga ilçesine bağlı Karabiga beldesinden Recep Tural: ''Çanakkale cephesinde 27. alay 2. tabur 4. bataryada görevliydim. Mustafa Kemal, bizim hemen solumuzda, Conkbayırı'nda karargahını kurmuştu. Ben görmedim ama çok cesur olduğunu söylerlerdi. Gavur ateş ederken mızıkasını çalar, hiç kesmezmiş.''
Bayramiç'in Aşağışevik Köyü'nden Mustafa Konar: ''Kocadere'de ve Arıburnu sırtlarında düşmanla göğüs göğüse çarpıştık. Sabahlara kadar ateş kesilmezdi. İstihkamların arası insan cesediyle doluydu. Arpa demeti gibi yayılıp kalıyorlardı. Ne kadar düşman öldürdüğümüzü hatırlamıyorum. O soruyu tüfeklere sormalı.''
Biga'nın Gündoğdu Köyü'nden Ali Demirel: ''Arıburnu'nda düşman mevzileri çok yakındı. Savaşırken mermi yağdırır bomba atarlardı. Dinlenme zamanında soğan, sigara atarlardı. Düşman mevzilerine yaptığımız bir süngü hücumunda aynalı tüfek ele geçirdim. Marangoz olduğum için baka baka aynısını yaptım. Her mangaya bir aynalı tüfek dağıttım. Tüfeğin namlusuna önlü arkalı ayna koydum. Siperden kafamızı çıkarmadan aynaya bakarak düşmanı görür, hareketlerini izlerdik.''
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.