TOPRAK AĞALARINDAN TOPLUM SÖZCÜSÜ OLAMAZ

TOPRAK AĞALARINDAN TOPLUM SÖZCÜSÜ OLAMAZ

Tekirdağ bağımsız Milletvekili adayı Metin Algül sermaye ve toprak ağalarının bu ülkeyi yönettiğini, halkın iradesinin bu güne kadar Meclise yansımadığını açıkladı.Algül gazetemiz Çorlu temsilciliğini ziyaretinde yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verd

Abdurrahim Yıldırım / Çorlu'dan bildiriyor


İnsanların devlet yönetimi anlayışı maalesef daha toplumların ve tarihin ilk yapraklarında iken dayatma mantığı ile örülmüş. Birçok gelenekçi anlayışın bile altında yatan sebep feodalitenin dayattığı halkı uyutmak, uyuşturmak, aptallaştırmak ve köleleştirmek için ürettiği deli saçmasından ibarettir. Çünkü insanlar bu değerlerin peşinden koşarlar ise uyanmayacak, akıllanmayacak ve sistemi sorgulamak akıllarına bile gelmeyecektir.Bu yüzden feodal toplum mantığı;hep emir,kural,yasak koyacak ve dayatan değerler üretmeye devam edecektir.Sırf insanlar sorgulamasın,eleştirmesin,sistemin karşısına dikilmesin diye.

   Gelelim siyasileşmede; bilinçli bir yurttaş olarak toplum ferdi olmanın neresindeyiz? Bunları biliyor muyuz? Eskiden insanlar, kendilerini yönetecek yasaları yine kendileri yaparmış. Bakmayın kendileri yaparmış dediğime  aslında erkekler yaparmış.Fakat bir süre sonra nüfus çoğalıp  coğrafya büyümeye başlayınca fiziki engeller artmış ve insanların  kendi yasalarını kendilerinin yapması zorlaşmıştır.Kendileri adına söz söyleyecek vekil tayin etmişlerdir. İşte Parlemento (Meclis)  bu yüzden doğmuştur. Seçimler ise halkın kendi sesini dünyada, yaşadığı toplumda, Parlementosunda duyurabilmek için kendi adına söz söyleyeni belirlemek için yaşadığı süreçtir.

      Türkiye tarihine bakılırsa; şimdiye kadar meclise ister sağ partilerden ister sol partilerden olsun hep toprak sahipleri ve büyük patronlar gönderildiler. Sermayenin gücü burada da konuştu. İşçiler, işsizler, köylüler, küçük esnaf, tüm yoksul halk kesimleri meclise hemen hemen hiç seçilemediler. Giden birkaç kişi de  bu kesimler adına değil egemenlerin temsilcisi olarak gönderildiler. Halk, sözcüsünü belirlerken burada da yanılgıya düşürüldü.

                        Artık bu durumu değiştirmenin zamanı gelmedi mi?

 Siyasileşmede ve seçim sürecinde yer alan halkın niteliği, ister gelişmiş  ülkede olsun ister az gelişmiş ülkede zengin- yoksul, aydın cahil, devrimci, milliyetçi, işçi, köylü, kentli, çiftçi, öğrenci, memur v.s.Öyle ise seçmen kadar seçilen de; halkın içinden çıkan biri ,halk tabanlı duruşu ile zengini,yoksulu anlayan bir halk sözcüsü olmalıdır. Bir feodal beyi(toprak ağası),sermayeci hiç olmamalıdır.

      Toprak ağasından belediye başkanı olmaz. Toprak ağasından milletvekili hiç olmaz. Olursa neler olur ortada” dedi.

                                                                       




HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.