Türkiye özelleştirmede dünya ikincisi
Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci, Dünya bankası verilerine göre Türkiye'nin, 2004-2005 yılında özelleştirmede dünya ikincisi, son 4 yıl değerlendirdiğinde ise birinci olduğunu söyledi.
2003 öncesi 20 yılda Türkiye'de yapılan özelleştirme 8 milyar dolar civarında iken, son 4 yılda bu rakamın 18 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Demirci, “enerji alanındaki özelleştirme için yabancı şirketlerden büyük talep var, gelecek bir kaç yılda bugüne kadar yapılacak en iyi özelleştirme süreci yaşanacak” dedi.
Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Demirci, Özelleştirme İdaresi tarafından yürütülen, Dünya Bankası Sosyal Destek Projesi kapsamında yürütücü kuruluş olarak KOSGEB'in ve hizmet sağlayıcı olarak ADSİAD'ın faaliyet gösterdiği Adana İş Geliştirme Merkezi'ni (İŞGEM) ziyaret etti.
ADSİAD Başkanı Süleyman Onatça'dan İŞGEM'deki çalışmalar hakkında bilgi alan Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin özelleştirmede önemli başarılara imza attığını vurguladı. Demirci, gelecek dönemde enerji ve ulaşım alanında büyük özelleştirmelerin gerçekleşeceğini, ulaşımda otoyal ve köprülerin özelleşmesi ile yeni otoyolların yapılmasının gündemde olacağını bildirdi. Özelleştirmenin Türkiye'nin ve Türk girişimcilerinin ufkunu açtığını anlatan Demirci, şöyle konuştu: “2003 öncesi geçen 20 yılda yapılan özelleştirme 8 milyar dolar civarında iken, son 4 yılda bu rakam 18 milyar dolara yükseldi. OECD Özelleştirme ve Kitlerin Yönetimi Çalışma Grubu toplantısında, Dünya Bankasının yaptığı sunumuna göre 2004-2005 yıllarında dünyada ikinci sıradayız. Son 4 yıla baktığınızda özelleştirmede dünya birincisiyiz.”
SIRADA ULAŞIM VE ENERJİ ÖZELLEŞTİRMELERİ VAR
Önümüzdeki dönemde ise ulaşım ve enerji alanlarında yapılacak özelleştirmeler olduğunu anlatan Demirci, böylelikle Türkiye'nin daha dinamik bir yapıya kavuşacağını, Türk sanayicilerin yurt dışında da söz sahibi olabileceklerini belirtti.
Demirci, enerji alanında çözülmesi gereken 3 büyük halka bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin arz güvenliği olduğunu vurguladı.
Verimliliği artırmak, kayıp kaçak, müşteri memnuniyeti gibi konuların yanı sıra arz güvenliğinin büyük enerji şirketlerinin doğması için önemli olduğunu ifade eden Demirci, doğuya bakıldığında Endonezya'ya kadar özelleştirme yapılacak geniş alanlar bulunduğunu, güçlü bir enerji şirketi olması halinde buralarda yatırım yapılabileceğini, aksi takdirde enerji pastasından yeterli payın alınamayacağını söyledi.
Demirci, İspanya'nın enerji alanında özelleştirmeyle birlikte atılımı 1988 yılında yaptığını anımsatarak, “o dönemler Türkiye'de de aynı atılımlar yapılsaydı şu an Türk enerji şirketleri Doğu Avrupa ülkelerinde ihale alıyor konuma gelmiş olacaktı” dedi.
“ÖZEL SEKTÖRE KOLAYLIK SAĞLANMALI”
Çin'in bu konuda akıllıca yaklaşımlarda bulunduğunu, Çinli firmaların Afrika piyasasında bile iş yapar hale geldiklerini, son olarak Nijerya'da 1,4 milyar dolarlık baraj satın aldıklarına işaret eden Demirci, şunları kaydetti: “Türkiye enerji sektöründe kamu eliyle değil, özel sektörle dünyada söz sahibi olabilir. Bunun örnekleri, Çin'den Avrupa'ya kadar her yerde var. Özel sektör, müşteri memnuniyetini sağlayacak, buradan para kazanacak, kazandıklarıyla başka ülkelerde yatırım yapacak. Burada enerji sattıkça para kazanacak. Türk girişimcilerin burada özelleştirmeyle enerji şirketleri kurmaması için hiç bir nedeni yok.
Bizim 30 milyar kilovat saat üreteceğimiz, 30 bin megavatlık hidroelektrik santralimiz var. Artvin'de baraj yapılacak deniyor, 43 yıldır yapılmadı. İnsanlara zulüm etmeye gerek yok. Bu barajı yapmak isteyen adam da, para da var. Bu santraller bitsin diye 30 milyar dolara ihtiyacımız var. Enerjiye de ihtiyacımız var. Burada çözüm belli. Özel sektöre kolaylık sağlamak.”
YABANCI ŞİRKETLERDEN TALEP ÇOK
Demirci, enerji alanındaki özelleştirme için yabancı şirketlerden büyük talep olduğunu, gelecek bir kaç yılda bugüne kadar yapılacak en iyi özelleştirme sürecinin yaşanacağını vurguladı.
Petkim için 15 Haziranda tekliflerin alınacağını hatırlatan Demirci, burasıyla ciddi şirketlerin ilgilendiğini, Akfen, Çalık gibi şirketlerin de büyük yabancı şirketlerle bir araya gelerek büyümeye çalıştığını söyledi. Demirci, özelleştirmelerde öncelikle Türk girişimcinin kalkındırılması gerektiğini belirtirken, “Biz kendi insanımızı zengin etmeliyiz. Önce Türkiye'de özelleştirmeyle bir şirket sahibi olup, sonra yurt dışına yatırım yapabilmeli” diye konuştu.
İzmir Limanının özelleştirme ihalesini kazanan Hong Konglu Hutchison Holding'in yetkilileriyle Cumhurbaşkanı seçimi tartışmalarının yaşandığı dönemde görüşmeler yaptığını anımsatan Demirci, şöyle devam etti: “Hutchison'a (Türkiye'de seçim karışıklığı var, endişe ediyor musunuz?) diye sorduk. 47 ülkede liman işleten şirket, Türkiye'den herhangi bir endişe taşımadıklarını söyledi. Babasının hayrı için 1.275 milyar doları buraya yatırmadılar. 100'er dolar halinde arka arkaya eklersen, dünyayı dolaşır. Hiç kimse bu kadar parayı riske atmaz.” Demirci, Mersin ve İzmir limanlarının özelleştirilmesinin ardından sırada Derince Limanının bulunduğunu, Hutchison ve Singapur firması PSA gibi şirketlerin buraya ilgi gösterdiğini vurguladı.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.