Ülke depreme değil sonrasına hazır
17 Ağustos Depremi'nin üstünden 8 yıl geçmesine rağmen, Türkiye depreme hazırlık için yapılan çalışmalarda sınıfta kaldı. Sadece İstanbul'da hâlâ 800 bin bina risk altında.
İsmail Yanmaz ve Sevda Yüzbaşıoğlu'nun haberi
İstanbul'un farklı bölgelerine deprem sonrası hasar durumu hakkında bilgi verecek 140 adet cihaz yerleştirildi... Arama kurtarma ekipleri hazır... Ceset torbaları alındı... Toplu mezar yerleri belirlendi... Arama kurtarma ekipleri kuruldu. "Büyük deprem kapıda" denilen İstanbul'da yatırımlar olası bir depremde ağır bir yıkımın yaşanmaması ve can kayıplarının önüne geçilmesine yönelik değil, deprem sonrasına göre yapıldı.
Yarın, yaklaşık 18 bin kişinin hayatını kaybettiği büyük Marmara Depremi'nin sekizinci yıldönümü. Yıllardır büyük tehlike altında olduğu söylenen ve acil önlem alınması gereken İstanbul'da durum hâlâ hiç de iç açıçı değil.
İstanbul'da 1.5 milyon adet bina bulunuyor. Binaların 800 bini ise riskli durumda. Bu konuda bol bol envanter çıkarıldı ama binaların yenilenmesi ile ilgili henüz yeterli bir çalışma yapılmış değil.
Yıllardır söylenmesine rağmen İstanbul, Sakarya ve Kocaeli'de bulunan 211 adet alt-üst geçit, 37 adet viyadük, 5 adet tünelin güçlendirme çalışmalarına Temmuz 2006'da başlandı. İstanbul'da güçlendirilmesi gereken 100'den fazla hastaneden sadece 12 tanesi güçlendirilebildi.
İstanbul'da yıkımlar da dahil olmak üzere 800 binanın güçlendirilmesi için 5 milyar dolara ihtiyaç var. Ancak bu parayı kredi olarak vatandaşlara kullandıracak olan belediyelere böyle bir kaynak aktarılmış değil.
Deprem uzmanlarının ortak görüşü "İnsanımızı enkaz altından nasıl kurtarırızın çalışmasını yapıyoruz. Halbuki ana görev 'benim insanım enkaz altında nasıl kalmaz' olmalı."
Kaçak binaların sayısı hala çok yüksek
17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen ve herkesin aklına kazınan Marmara Depremi, yaklaşık 18 bin kişinin canına mal oldu. Türkiye'ye faturası ise 24.5 milyar dolar. Aynı tehlike İstanbul için de söz konusu. En az 6.5 şiddetindeki bir deprem riski altında olan İstanbul'da olası bir depremde çıkacak faturanın çok daha ağır olacağı yönünde tahminler yapılıyor. 50-70 bin kişinin hayatına mal olması beklenen olası depremin Türk ekonomisine faturasının ise 50 milyar doları bulacağı belirtiliyor.
İstanbul Valisi Muammer Güler'e göre İstanbul'u yıkıp yeniden yapmak gerekiyor. Doğal Afet Sigortalar Kurumu DASK, son 7 yılda İstanbul'da 2.5 milyon konutu sigortaladı. Ancak bu sigorta da deprem sonrası için kayda değer bir garanti değil.
Bakırköy birinci derecede deprem bölgesi. Bakırköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdür Yardımcısı İlyas Çınar, "Marmara Bölgesi, Türkiye'nin GSMH'nın yüzde 60'ını karşılıyor. Bu da yaklaşık 250 milyar dolara tekabül ediyor. Aradan geçen zamana rağmen yenilemelerde kayda değer bir gelişme sağlanamadığı için devletin üstlendiği risk yükseliyor. Kredilendirerek iyileştirme yapmazsa, bunu da riske atıyor demektir" diyor.
Bina sahiplerinin bütçeleri yetmedi
Birçok ülkedeki prosedürler incelenerek, Türkiye'ye uyarlanan ve 6 Mart 2007'de yürürlüğe giren Afet Yönetmeliği, dünyadaki en iyi mevzuatlardan birisi olarak kabul ediliyor. Çınar, yönetmelikten iyi sonuç alınabilmesi için Afet Kanunu ile İmar ve Kat Mülkiyeti Kanunu arasındaki kopuklukların giderilmesi gerektiğini söylüyor. Çınar, bina sahiplerinin de iyileştirme masraflarını karşılayamadığını belirtiyor.
150 milyon dolar Adapazarı'na gitti
Çınar, Dünya Bankası'nın 300 milyon dolar civarında sağladığı desteğin bir kısmının Adapazarı'ndaki binaların yeniden yapılmasına, bir kısmının da kamu binalarının iyileştirilmesi için kullanıldığını söylüyor. Çınar, "Dünya Bankası özel binalar için Hazine garantisi istedi ancak bu garanti verilmediği için, kredinin yüzde 50'si kullanılamadı" diyor. İstanbul'daki yapıların iyileştirilmesi için 5 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyaç olduğunu belirten Çınar, Hazine garantisi sağlanarak, düşük faizli ve uzun vadeli kredinin hemen temin edilerek, güvenli olmayan yapıların acil olarak iyileştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Geçen zamanı iyi kullanamadık
Deprem uzmanları da İstanbul'un bugüne kadar katetiği yoldan hoşnut değil. Jeofizik Kurumu Başkanı ve İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, "8 yılı depremsiz geçirdik. Ama zamanımızı iyi kullanamadık. Bilimsel ölçekte baktığımız zaman İstanbul'da Kuzey Marmara'da olacak depremin her şeyini biliyoruz. Bu dünya ölçeğinde bilimsel bir başarıdır. Sonuç olarak belli büyüklükte bir deprem olursa İstanbul'un nereleri yıkılacağını biliyoruz. Artık zaman buraların ele alınma zamanıdır" açıklamasını yapıyor.
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise "Nasıl bir ülkenin savunma stratejisi, dış işleri politikası varsa Türkiye gibi depremi yaşamış bir ülkenin de afet yönetim stratejisi olmak zorundadır" diyor.
22 Temmuz seçimden önce partilerin programlarına baktığını ancak hiçbirinde ulusal afet stretejisiyle ilgili bölüm göremediğini söyleyen Işıkara, "Unuttuk, ama yarın çok büyük bir deprem olabilir, Marmara'da potansiyel bir deprem tehlikesi var. Bu olayın üzerine gidilmesi lazım. İnsanımızı enkaz altından nasıl kurtarırızın çalışmasını yapıyoruz. Halbuki ana görev 'benim insanım enkaz altında nasıl kalmaz' olmalı" diyor.
Ordu yönetimi ele almalı
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, İstanbul'un olası depremden 3 gün sonra normal hayata dönmesinin zorunlu olduğunu söylüyor. Ekonomik bir çöküntüye uğramamak için İMKB'nin hızla açılması gerektiğini söyleyen Işıkara, bunun ancak askeri müdahele ile mümkün olacağı görüşünde. "Bugün İstanbul'da depreme en hazır kurum 1. Ordu Komutanlığı'dır. Marmara depremi olduğu andan itibaren koordinasyon görevi 1. Ordu Komutanı'na verilmeli. Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı 1. Ordu Komutanı ile beraber kriz masasını kurmalı ve afeti yönlendirmelidir. Depremden itibaren 2 ay sıkı yönetim ilan edilmeli" diyor.
NASUH MAHRUKİ: Deprem unutuldu, AKUT'a yapılan bağışlar da azaldı
Türkiye'nin 17 Ağustos 1999 depreminde yakından tanıdığı Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki, Türkiye’nin geçen 8 yılı iyi değerlendirilemediğini ve bu süre içinde kaynakların yanlış yönlendirildiğini söylüyor. Mahruki, “Türkiye bu sürede risk yönetimi yerine kriz yönetimine kaynak ayırdı. Mevcut bina stoklarını güçlendirmek yerine arama kurtarma ekiplerinin sayısını artırdı, deprem sonrasında olacak senaryoların üzerinde çalıştı” diyor.
1999'da 2 olan ekip sayısını geçen 8 yılda 14'e çıkartan AKUT bugün 700 gönüllünün çalışmalarıyla ayakta duruyor. Mahruki’ye göre olası Marmara depreminden önce İstanbul’da çözülmesi gereken iki önemli sorun var; kaçak yapılaşma ve yoğun göçün yarattığı aşırı nüfus. “Bugün İstanbul’daki aşırı nüfus sorununun üzerine gidilmediği takdirde kayıplar kaçınılmaz olacaktır” diyen Mahruki bu sorunların çözümünün uzun soluklu bir devlet politikasında yattığını söylüyor.
Deprem korkusunun zaman içinde insanların kafasından silindiğini dile getiren Mahruki, bunu AKUT'a yapılan bağışların örnek olarak gösterilebileceğini kaydediyor. Mahruki, "Biz sadece bağışlarla ayakta duran bir kurumuz. 1999 depreminden sonra yapılan bağışların toplamı 430 bin YTL'ydi. 2000 yılıyla 2005 arasındaki bütün bağışların ortalaması alındığında ise yıllık gelirimiz 125 bin YTL olarak gerçekleşti. Bu da aylık 10 bin YTL ediyor" diyor.
Kızılay bütün afet stoklarını yeniledi
- Afet stoklarını merkezde toplanmak yerine Türkiye'de 7 bölgeye dağıttı. - Hiçbir enerjiye ihtiyaç duymadan kesintiz haberleşme sağlayan 23 uydu telefonu alındı.
- Bütün afet stokları yenilendi.
- 50 bin adetlik çadır stoğu oluşturuldu.
- 250 bin battaniye stoklandı.
- Stoklara eksi 21 derecede hiçbir ısınma aracı gerek duymadan kullanılabilecek 5 yıl dayanıklı çelik afet evleri dahil edildi.
- 400 uzman afet personeli yetiştirdi.
Afet Koordinasyon Merkezi deprem sonrasına hazır
* İtfaiye, afetlere müdahale için 24 saat bekliyor.
* İtfaiyenin 39 yangın istasyonunda 307 müdahale aracı ile 2153 personel hazır bulunuyor.
* 17 Ağustos öncesi 29 olan kurtarma eğitimi almış personel sayısını 84'e, 71 olan kurtarmacı sayısını ise 440 çıkardı.
* İstanbul'un 10 ayrı merkezinde deprem anında devreye girecek sağlık personelinden oluşan ekipler kurdu.
* Çadır kentlerde kullanmak üzere gerekli malzemeler su tesisat malzemeleri, su depoları, su bidonları, hipoklorit, sahra tuvaletleri ve banyolar gibi malzemeler temin edildi.
* Şişli ve Kavacıkta iki Afet Müdahale Merkezi açıldı. Avcılar, Kartal, Fatih ve Kocasinan'da da açılması için hazırlıklar tamam.
Bugüne kadar neler yapıldı?
- İstanbul'daki okulların yüzde 85'i güçlendirildi.
- Yapı denetimi özel kuruluşlara devredildi ancak mekanizma tam olarak işlemiyor.
- Halk deprem konusunda bilinçlendirildi.
- İçişleri Bakanlığı bünyesinde Sivil Savunma Genel Müdürlüğü güçlendirildi. Arama kurtarmalarda çalışacak 2 bin 500 kişilik ekip kuruldu.
- Zorunlu deprem sigortası çıkartıldı ancak hala Kanun Hükmünde Kararname statüsünde olan sigortanın bağlayıcılığı yok.
- İstanbul, Sakarya ve Kocaeli'ndeki 211 adet alt-üst geçit, 37 adet viyadük, 5 adet tünelin güçlendirme çalışmaları başladı.
MARMARA DEPREMİNİN BİLANÇOSU
* Resmi verilere göre toplam 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi, 675 bin kişi evsiz kaldı.
* Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. 35 bin 180 konut, 5 bin 770 işyeri yıkıldı.
* Düzce'de 270 kişi öldü, 1157 kişi yaralandı, 1447 konut ve 301 işyeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü.
* Adapazarı'nda 4 bin kişi hayatını kaybetti. Ağır hasarlı ve yıkılan 25 bin 538 konut ve 5 bin 89 işyeri tespit edildi.
* Yalova'da 25 bin 980 konut ile bin 375 işyeri ağır hasar gördü.
(Referans)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.