"Veli Küçük'ü tanımam"
"Ergenekon'un kasası Hayrettin Ertekin" Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Organize Suçlar Şubesi eski müdürü Adil Serdar Saçan'ın ifadesi
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Organize Suçlar Şubesi eski müdürü Adil Serdar Saçan 60 sayfalık savcılık ifadesinde, soruşturmanın tutuklu sanığı Veli Küçük'ü tanımadığını ve hayatında hiç görmediğini, hakkında işlem yaptığını söyledi.
Saçan, 2001 yılında Veli Küçük ile Ergenekon örgütü ile ilgili aldığı proje çalışma izninin bir intikamı olarak 2003 yılında bu örgüt tarafından meslekten atılması için komplo yapıldığını ileri sürdü.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan eski Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın savcıkta verdiği 60 sayfalık ifadesinde Ergenekon'un kendisinden intikam almak için komplo kurduğunu, kendisini öldürmek için intikam yemini veren Hayrettin Ertekin'in Ergenekon'un mali finansörü olabileceğini söylediği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından sorgulanan Saçan'a ilk yöneltilen soru ise oldukça uzun. Veli Küçük, Sedat Peker, Güler Kömürcü dahil tümErgenekon sanıklarının tek tek isimleri sıralayan savcı Pekgüzel, Saçan'a bu kişilerden kimleri tanıyıp kimleri tanımadığını sormuş.
Görev yaptığı dönemde şu anda iktidarda bulunan partinin genel başkanı ve milletvekilleri hakkında DGM'nin emri ile yolsuzluk soruşturması yaptığını belirten Saçan, iktidara gelir gelmez kendisini meslekten attıkları için birçok insan kendisini AKP muhalifi olarak görerek irtibata geçmek istediklerini, bu kişilerden Kuvayi Milliye Derneği Başkanı Bekir Öztürk'le site için yazı yazmak konusunda görüştüğünü, gecekonduda bulunan el bombalarında parmak izi bulunan emekli astsubay Oktay Yıldırım ile de Öztürk aracılığıyla bir kez bir araya geldiğini söyledi.
"Veli Küçük'ü tanımam, hakkında işlem yaptım"
Sorgusunda Veli Küçük'ü hiç tanımadığını ileri süren Saçan, Küçük'ü hayatında hiç görmediğini, telefonla görüşmediğini sadece Tuncay Güney'in anlatımları üzerine hakkında işlem yaptığını belirtti. Saçan Küçük'ün dostu olamayacağını ancak hasmı olabileceğini de ileri sürdü.
Saçan'ın sorgu tutanağına göre meslekten atılmasının nedeni de Ergenekon. Saçan, bu konuda "2001 yılında Veli Küçük ve Ergenekon örgütü ile ilgili olarak aldığım proje çalışma izninin bir intikamı olarak meslekten alındım" dediği öğrenildi.
Veli Küçük "Karşılaştık" dedi Saçan "Redddeti"
Savcılık sorgusunda Saçan'a, Küçük'ün kendisini tanıdığına ilişkin şu sözleri soruldu. Veli Küçük ifadesinde, "Adil Serdar Saçan isimli şahsı tanıyorum. Kendisi ile bir kez Yeditepe Üniversitesi sahibi Bedrettin Dalan'ı ziyarete gitmiştim. Orada Bedrettin beyin odasında karşılaştım. Kendisinin orada ders verdiğini öğrendim. Ancak konuşmadım. Zaten samimiyetimiz de yoktur" dediği hatırlatarak yeniden irtibatı soruldu. Ancak Saçan Küçük'ün bu iddialarını kabul etmedi. Saçan, Veli Küçük'ü hiç tanımadığını ve
karşılaşmadığını ileri sürdü.
"Sedat Peker'i Veli Küçük yönlendiriyor"
Saçan sorgusunda Peker'in Veli Küçük tarafından yönlendirildiğini istihbari olarak bildiklerini özellikle jandarma görevlileri ile arasının iyi olduğunu bildiklerin anlattı. Saçan'ın ifadesinde, "Sedat Peker in adamı olarak 1999 yılında şubemde çalışan Ali İhsan Yıldırım isimli polis memurunun sicilini bozarak attım adli idari soruşturma başlattım" dediği öğrenildi.
Kuvayi Milliye Derneğinde 5 dakika kaldım
Kuvayi Milliye Derneği ile irtibatı sorulan Saçan'ın "Kesinlikte üyesi olmadım. Üsküdar da verdikleri bir yemeğe davet etmişlerdi. Orada 5 dakika kaldım. Orada ben Bekir Öztürk ve Oktay Yıldırım'ı gördüm. Çok fazla kalmadan oradan ayrıldım" dediği belirtildi.
"Tuncay Güney anlatımlarını kasete aldım"
Saçan Güney'in 2001 yılında Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde Tuncay Güney'in anlatımlarıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara da cevap verdi. Saçan'ın Tuncay Güney ile ilgili olarak şunları anlattığı öğrenildi:
"Tuncay Güney'in anlatıları kasete alındı. Daha sonra çözümleri yapıldı. Ben bunun üzerine o zamanki DGM başsavcısı ile görüştüm. Bilgi verdim. Çünkü change otodan dolayı Fatih Adliyesi'ne gönderecektik. Ancak çete ile ilgili bilgiler verdiği için DGM Başsavcısı'na bilgi vermek durumunda kaldım. Kendisi bana gerekli çalışmayı yapmamızı kaset çözümlerini göndermemizi ve inceleyip gerekirse proje çalışması başlatacaklarını söyledi. Ben de kaset çözümlerini üst yazı ile başsavcımıza gönderdim. Buradan çalışma izni verildi. Ben bu talimatı aldıktan sonra bu bilgileri istihbarat şubesine gönderdim. 2000 yılı kasım ayında 2001 yılı 1 Mart tarihine kadar İstihbarat Şubesi Tuncay Güney'in telefonları dinlemişti. Change oto ile dinlemeler İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyada mevcuttur. Ancak Veli Küçük'ün Ergenekon ile ilgili herhangi bir talep göndermediler. Yalçın beye ilettim. O da gelen bilgiler çerçevesinde proje çalışmasını sonlandırarak soruşturma açılmasına gerek görmedi. Proje kapatılınca savcı bey tüm belge ve dokümanların Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'a teslim edilmesi talimatını verdi. Ben İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava nedeniyle teslim ettirmedim. Ben ne kadar belge ve doküman olduğunu bilmiyorum. Ancak 2003 yılında ayrılırken hepsi organize şubenin arşivindeydi"
Ergenekon sanıklarını öven mailleri soruldu
Savcı Pekgüzel, Saçan'ın "Üzülme sen Oktay kardeşim bizim haklılığımız onların güçlerini yıkar yakar ezer ve geçer" denilen mailini de sordu. Saçan'ın bu e-posta hakkındaki soruya "Oktay Yıldırım yakalanmadan yaklaşık 10 ay önce katıldığı bir mitingte polis tarafından tartaklanmış, kendisi bir gazi olarak üzülmüş. Bu nedenle ben de üzülerek yazdığım" şeklinde cevap verdiği belirtildi.
Telefon Görüşmeleri soruldu
Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesi de kendisine sorulan Saçan "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bunlarla ilgili çalışması var derken kimlerden bahsediyorsunuz?" sorusuna "Yargıtay'ın AKP'nin kapatılması davası ile ilgili olarak tanık gösterilmem için yaptığım görüşmedir" şeklinde yanıt verdiği belirtildi.
Başbakan'a ettiği küfürler soruldu
Savcılıkta Adil Serdar Saçan'a telefon görüşmelerinde Başbakan'a küfürlü konuşmaları da soruldu. Saçan bu soruya ise, "Benim yazmış olduğun Akbabalar ve Son Kale isimli kitaplardan dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şikayetçi olmuştu. Ben de bu durumdan dolayı küfürlü konuşuyorum" diye yanıt verdiği öğrenildi..
Saçan, o dönemin Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu ile yaptığı bir telefon görüşmesinde ise emniyetteki Fethullah Gülen'ci polislerle ilgili mücadelesini şöyle anlatıyor:
"Ben organize şube müdürüyken önce Tuncay Güney ile ilgili proje izni aldım. Daha sonra istihbarat şubesinde görevli olan Fethullahçı polislerle ilgili proje çalışma izni aldım. Fethullahçılar askere operasyon yaptırmak istediler" dedi.
Saçan'ın, Ergenekon sanığı Güler Kömürcü ile yaptığı konuşmada, "Meclis'te türbanlı kadınlar için ayrı kuaför açılıyor. Bu şekil gider ondan sonra bakarsın ki ağaçlarda sallanmalar var. Az kaldı çok az kaldı. Yani sabırları zorluyor bunlar. Bunlar yalnız Türk devletinin refleksini bilmiyorlar. O refleks yakınlaşıyor onu sana söyleyeyim. Bir gecede her şey değişir. Bu millet direnir" şeklinde konuşması sorulduğunda da; "Ben burada bir karşı devrim yapılması halinde Türk devletinin göstereceği refleksi anlatıyorum. Benim de devletin yanında olduğumu yorumluyorum" şeklinde yanıt verdiği belirtildi.
Akbil ve Albayraklar soruşturmasını kitap yapacakmış
Evinden ele geçirilen Akbil ve Albayraklar'la ilgili belgeleri kitap yazmak için bulundurduğunu belirten Saçan bunların gizli saklı belgeler olmadığını, yargılamaya başlandığı için aleniyet kazandığınısöyledi. Saçan ayrıca kendi adı geçen her türlü dosyayı da arşivlediğini belirtti.
"Danıştay saldırısı, Dink, Santoro ve misyoner cinayetleri tek merkezden yönetiliyor"
Mehmet Ali Pekgüzel'in Adil Serdar Saçan'ın medyada verdiği röportajları da sordu. Saçan'a 27 Ocak 2008 tarih ve 1071 sayılı Aydınlık dergisinin 9. sayfasında Ufuk Akkaya'nın yazısında "Danıştay baskını, Atabeyler operasyonu, Dink cinayeti, Santaro cinayeti, Malatya olaylarının tek merkezden yönetildiği ve emniyet içindeki F tipi örgütlenmeyle ilişkisi olduğu yolunda verdiği röportajda bu olayların başında emniyet içindeki Fetullahçı polis şeflerinin yönettiğini bunların başında da Ramazan Akyürek'in
bulunduğunu vurguladı" şeklindeki görüşünün neye dayandığı soruldu.
Saçan'ın ise Ramazan Akyürek'in sicil notunda Fetullahçı yazdığı için bu şekilde konuştuğunu söyledi. Bu cinayetlerin de ışık evlerinde yetişmiş olabileceğini düşündüğü için bu şekilde konuştuğunu belirtti.
Organize Şubesinin Arşivinde Yok Fırın Deposunda Var
Mehmet Ali Pekgüzel'in Saçan'a "Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü arşiv kayıtları tetkik edildiğinde 2001 yılında Tuncay Güney ile yapılan mülakat
kasetlerinin ve çözümlerinin mevcut olmadığı görülmüştür. Yapılan araştırmalarda bahse konu kasetlerin İstanbul Terörle Mücadele şubesine 12.12.2003 günü yapılan bir ihbar neticesi, Gaziosmanpaşa İlçesinde bir ekmek fırınının altında bomba yapımında kullanılan malzeme var ihbarı ile yapılan baskında bir çok resmi belge ele geçirildiği, bu belgelerin incelenmesinde Organize Suçlarla Şube Müdürlüğünü ilgilendirdiği anlaşılması üzerine ilgili şubeye teslim edildiği anlaşılmıştır. Devletin arşivinde bulunması gereken bu kasetleri ne amaçla götürdüğünüzü ayrıntılı olarak açıklayınız?"diye soru sorduğu, Saçan'ın ise bu soruya ise "Ben bu konuyla ilgili olarak Fatih 2. Asliye Ceza mahkemesi'nde yargılanıyorum" şeklinde yanıt verdiği öğrenildi.
Mülakat Kasetlerindeki İddiaları Niçin Araştırmadınız?
Mehmet Ali Pekgüzel'in Tuncay Güney'in mülakat kasatleri incelendiğinde birçok iddianın mevcut olduğu görüldüğünden bu iddiaları adli işlem yapan Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nün araştırıp araştırmadığı sorulduğunda ise Saçan "Bu iddialarla ilgili olarak savcılıktan soruşturma izni aldık. Somut bir delil olsaydı savcılık işlem yapardı. Biz de gereğini yapardık. Ancak savcılık soruşturma açmadığı için biz de operasyon yapmadık" yanıtını verdiği ileri sürüldü.
İstihbarat Şubesini Suçladı
Mehmet Ali Pekgüzel'in, Tuncay Güney'den elde edilen belgeler arasında Özel Kuvvetler Komutanlığı mesaj formları ve bu formların içeriği ile ilgili olarak
herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı sorulduğunda ise Saçan'ın "O belgeleri şu an hatırlamıyorum. İstihbarat Şubesi'ne gönderdim. Benim ne şekilde çalışma yaptığım belli değildir. Bu dosyayı bana istihbarat şubesi getirdiği için çalışmayı da oranın yapması gerekiyordu. Bu olay şubemize intikal ettiğinde Türkiye'nin şartları bu şekilde değildi. Askerler hakkında kolay operasyon ve soruşturma yapılamıyordu.
Başsavcının bana yazmış olduğu ön inceleme yazsından da bunu anlamanız mümkündür. Orada bazı kurumları yıpratmayalım şeklinde ibareler
vardı" dediği belirtildi.
Soruşturmayı Kapattın Suçlaması
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in Adil Serdar Saçan'a, Tuncay Güney hakkında başlatılan çalışmayı, Güney'i Fetullahçı polislerin Genelkurmay'ın üç dairesini hedef almasından dolayı pas ettiği ve Fetullahçı polisler hakkında soruşturma izni aldığı bir telefon görüşmesi soruldu. Saçan'ın Eski Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu ile yaptığı telefon görüşmesinden çıkartılan bu soruya yanıtı ise; soruşturmayı İstihbarat Şubesi yaptı şeklinde oldu.
Çetin Çapan Ev Aldı İddiası
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in Saçan'ın oturduğu Bahçeşehir'deki evi Gürbüz Çapan'ın oğlu Çetin Çapan'ın aldığı sorusuna ise Çetin Çapan'ı tanımadığını, o evi de Beylikdüzü'nde sahibi olduğu kooperatif evini satarak satın aldığını söyledi.
Evinde Çıkan Cd'ler Tuncay Güney Soruşturmasından
Soruşturma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in Saçan'a sorduğu ve evinden çıkan çeşitli CD'lerde Ergenekon örgütü ile bilgilere rastlandığı ve bu CD'leri niçin savcılara teslim etmediği sorulduğunda ise Saçan'ın bu CD'lerin Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan ele geçirilen CD'lerin birer örneği olduğunu, bu CD'lerin birer örneğinin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde emanetinde bulunduğunu söyledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.