Yaralı er alçak saldırıyı anlattı: Göğüs göğüse çarpıştık
Dağlıca'daki çatışmada yaralanarak Ankara GATA'da tedavi altına alınan Bursalı er Ufuk Çelik yaşadığı geceyi Bakan Faruk Çelik'e anlattı.
Dağlıca'daki çatışmada yaralanan er yaşadıklarını, 'Yoğun sis vardı. 3-4 saatlik taciz ateşi başladı. Sonunda göğüs göğüse çarpıştık. Yaralananları tarıyorlardı' diyerek anlattı.
Hakkâri Dağlıca'daki çatışmada yaralanarak Ankara GATA'da tedavi altına alınan Bursalı er Ufuk Çelik yaşadığı geceyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e anlattı. Gazi er Çelik, "Gece önümüzü göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. 1 metreyi göremiyorduk. Çatışma 3-4 saatlik bir taciz ateşiyle başladı. Sonunda da adeta göğüs göğüse çarpıştık" dedi.
Çelik, Hakkâri'deki terörist saldırıda yaralanan askerleri, dün tedavi altında bulunduğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) ziyaret etti. Bursa Orhangazili er Çelik, Bakan Çelik'e, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:
"O gece önümüzü göremeyecek kadar yoğun bir sis vardı. 1-2 metreyi dahi göremiyorduk. Büyük ihtimalle gündüz sızmalar olmuş. Çatışma takriben 3-4 saatlik bir taciz ateşiyle başladı. Sonunda da adeta göğüs göğüse, sizinle aramızdaki mesafede çatışmalar oldu. Çatışmalar çok yakındı.
'Beni öldü sandılar'
El bombaları atılıyordu. Ben de bunlardan çıkan parçalardan yaralandım. Ölüp ölmediğimize yönelik bunun arkasından bir de tarama yapıyor, kurşun atıyorlardı. Bana karın boşluğumdan bir kurşun isabet etti. Öldü diye yanımdan geçtiler. Çok kalabalıklardı."
Bakan Çelik, 2 aydır GATA'da tedavisi süren astsubay bir gaziyi de ziyaret etti. Çelik, gazinin "İyileştikten sonra inşallah kalkıp mücadeleye devam edeceğiz" demesi üzerine duygusal anlar yaşanan GATA ziyareti Milliyet'e şöyle aktardı: "Delikanlı erimizin anlattıklarından çok duygulandım. Çünkü zor bir arazi. Ben devlet olarak her zaman yanlarında olduğumuzu söyledim. Maddi ve manevi ne gerekiyorsa ailelere destek olmak için telefonumuzu bıraktık. Hava şartları ve fiziki şartların çok sıkıntılı oluşu aleyhimize olmuş. Teröristler kalabalıkmış, yoğun sis varmış. Hava şartları dikkate alınarak sızmalar yapılmış. Taciz ateşleri yapılmış. Ve daha sonra da yakın temasta maalesef şehitlerimizi vermişiz."
Terör örgütünün yeni hedefinin halkın arasında bir çatışma ortamı yaratmak, devletin kurumları arasında anlaşmazlık varmış gibi görüntü yaymak olduğunu belirten Çelik, "Buna fırsat verilmemeli. Yapılacaklarla ilgili bir tereddüt, farklılık yok. Terörün esas amacı olan kardeşler arasında nifak tohumu ekmeye dönük çabaları boşa çıkaracak bir duruş sergilememiz lazım" dedi.
Sis, gözcüleri kör etti
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde konuşlu piyade taburunun emniyetini sağlayan Keritepe ve Beytepe'deki toplam 70 kişilik birliğe 21 Ekim'de baskın düzenleyen PKK'lıların, 1 gün önce sınırın Irak tarafına 9 katır eşliğinde geldikleri öğrenildi.
Milliyet'in aldığı bilgilere göre, PKK'lıların Dağlıca'da yaptığı baskın öncesinde ve çatışmalar sırasında şu gelişmeler yaşandı: 150-200 kişilik bir terörist grubu, 20 Ekim'de Kuzey Irak'taki mağaralara 9 katırla geldiler. Sınırdan 2 kilometre uzaklıktaki mağaralarda günü ve geceyi geçirdiler.
Sızmaları görüntülendi
Bulundukları mağaralar Dağlıca taburuna 6 kilometre uzaklıktaydı. Dağlıca taburu, PKK'lıları topçu ateşine tuttu, ancak topların menzili söz konusu noktaya yetişmedi.
Keritepe'deki gözcü grubu PKK'lıları görüntüledi. Teröristler 21 Ekim'de katırlardan mühimmat ikmali yaptılar ve akşam saatlerinde sınırdan sızmalar başladı. PKK'lıların sızmaları da termal kamera ve gece görüş dürbünü ile tespit edildi. Teröristler bu sırada silahların menzili dışında bulunuyorlardı.
İlerleyen saatlerde rakımı fazla olan tepeyi sis bastı ve hava soğudu. Termal kamera ve gece görüş dürbünü sis nedeniyle iyi görüntü vermemeye başladı.
Üç koldan saldırı
Havanın soğuk olması Keritepe'deki gözcü grubunun gözetleme yapmasını da olumsuz yönde etkiledi. Saat 00.20'deki baskından 2-3 saat önce PKK'lılar taciz ateşine başladılar. Taciz ateşine taciz ateşiyle karşılık verildi. Keritepe'de 50, Beytepe'de 20 Türk askeri bulunuyordu. Teröristler mevzilere üç koldan saldırdılar. Saldırılarını tepenin uçurum kısımlarından gelerek gerçekleştiren teröristler, askerlerin bulunduğu mevzilere 10 metreye kadar yaklaştılar. Bu sırada mevzilere el bombaları fırlatmaya başlayan teröristler, aynı zamanda aşağı bölgedeki Şehri Köprüsü'nü havaya uçurarak, taburdan destek gelmesini engellediler.
Saçmalı bomba attılar
Mevzilerdeki çatışmalar zaman zaman namlu namluya denilebilecek ölçüde yakın mesafede gerçekleşti. Ellerinde M-16 otomatik makineli tüfekler bulunan teröristler, el bombalarının içine, tesirinin artması amacıyla saçma doldurmuşlardı.
Çatışmalar sabah 04.30'a kadar sürdü. Çatışma sırasında 8 asker PKK'lılar tarafından teslim alındı. Uzman çavuş dışındaki askerlerin bölgeye yeni giden askerlerden olduğu öğrenildi.
Teröristler Kobra helikopterlerinin gelmesiyle birlikte kaçmaya başladılar. Helikopterlerden 2'sinin PKK'lıların açtığı ateş sonucu isabet aldığı, ancak üslerine döndüğü de öğrenildi.
Milliyet
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.