YARSAV'dan büyük tepki
YARSAV 'Yargı Teşkilatı 2009' toplantısına, sert tepki gösterdi.
YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaolu yaptığı açıklamada, Yargıtay Birinci Başkanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri, Adalet Bakanı ve bürokratları, İlk Derece Mahkemeleri Adalet Komisyonları Başkanları ve Cumhuriyet Başsavcıları'nın katılımı ile İzmir'de "Yargı Teşkilatı 2009" toplantısının yapıldığını hatırlatarak, "AB sürecinde görüşmelere kapatılan yargı ve temel haklar bölümünün tekrar görüşmelere açılabilmesi için yaşama geçirilecek bir yargı reformu strateji raporunun ortaya konulması koşulunun öngörülmesi nedeniyle, basında yer alan haberlere göre toplantıda, sınırlı çevrelerden alınan görüşlerden de yararlanılarak Adalet Bakanlığınca başlatılarak içerik ve gündemi oluşturulan, yargı reformu strateji taslağı görüşülmekte ve tartışılmaktadır" dedi.
AB ülkelerinin tamamında bu tür toplantılarda, katılım ve görüşlerin alınması yönünden, akla ilk önce resmi birim ve kurumların değil, yargıdaki sivil örgütlerin geldiğini söyleyen Eminağaoğlu tepkisini, "Bu toplantıya yargıç ve Cumhuriyet savcılarının tek sivil meslek örgütü olan YARSAV davet edilmediği gibi, görüşünün dahi alınmaması dikkat çekicidir. Söz konusu toplantıda, AB yolundaki yargı reformu stratejisinin, anılan katılım ve içerikte tartışılması, AB söylemlerini kullanan siyasi iradenin, AB ilke ve değerlerinden ne kadar uzak olunduğunu, AB ilke ve değerlerinin, sadece kendi siyasi söylemlerinin yaşama geçirilmesinin aracı olarak kullanıldığını, gerçekte bu ilke ve değerlerden kararlılıkla uzak durulduğunu, bunun da sahip olunan gerçek düşüncelerini net olarak ortaya koyduğunu göstermektedir" sözleriyle dile getirdi.
Raporlar taraflı
Toplantıya konu raporların da Adalet Bakanlığı'nın bakışına göre biçimlendiğini öne süren Eminağaoğlu şöyle devam etti: "Raporlarda, AB ilke ve değerlerinin esas alındığı gerekçesine dayanılmasına rağmen, Adalet Bakanlığının sahip olduğu yetki ve görevler tartışma konusu edilmeden, Bakanlığın elindeki yetki ve görevlerden vazgeçilmesi esas gündem maddesi durumuna sokulmadan, Adalet Bakanlığının mevcut yetki ve görevleri korunarak, AB ilke ve değerleri, yürütmeyi öne çıkaran bir anlayış ekseninde gündeme taşınmaktadır. AB, tek tip devletler yaratan değil, ortak ilke ve değerlerin yaşama geçirildiği bir sistemdir. Ancak, AB'deki örneklere dayanıldığı söylemine karşın o örneklerin söz konusu olduğu ülkelerdeki demokratik yapı ve o yapı içerisindeki örnek alınan kurumların işleyiş ve faaliyetleri analiz edildiğinde, o ülkelerde güçlü hukuk devletinin, demokratik yapı ve yargısal denetimin varlığı, söz konusu kurumların yetkili olmasının demokratik yaşamın işleyişine olumsuz bir etki yaratmadığı açıkça görülebilecekken, toplantıya konu çalışmalar Türkiye'deki demokratik hukuk devleti yapısı ve işleyişi ile birlikte değerlendirildiğinde, bu çalışmalarda ilke ve değerlerin değil, ilke ve değerlerin yetkilendirildiği kurumların ülkemize nakli ile yetinildiği, sonuçta yargı ve hukuk devletini kuvvetlendirmeyen aksine iyice sorunlara boğan yarınlar yaratacağı nedense görmezden gelinmektedir. Kamuoyuna yansıyan son toplantı, gerek katılanların kapsamı, gerekse içerik yönünden AB süreç ve söylemlerinin dillerden düşürülmemesine rağmen, ülkemizdeki uygulamada ve anlayışta hiçbir değişikliğin ortaya çıkmadığı düşüncesinin yeni bir fotoğrafı olmuştur. Bu anlayış sürdürüldüğü takdirde Türkiye'de yapılacak bu yöndeki düzenlemeler, gelecekte yargı reformu söylemlerini asla gündemden düşürmeyecek, aksine yargı reformu gereksinimini daha fazla ortaya çıkaracaktır."
YARSAV'dan yargı reformu önerileri
Yapılacak bir yargı reformunun, hukuk devletine kalıcı etkisinin olacağı gözetildiğinde, sadece bu gün için değil, her dönemde, iktidar hangi siyasi parti tarafından kullanılırsa kullanılsın, siyasi iradenin bakışına göre biçimlenecek bir yargı yaratılmamasının gerektiğini vurgulayan Eminağaoğlu, YARSAV adına şu önerilerde bulundu:
"TBMM tarafından öncelikle bir Yargı Reformu Yasası'nın çıkartılmalıdır. Bu Yasa'da yargı reformuna konu edilecek alanların, yasaların ve gözetilmesi gereken ilke ve kuralların tek tek listelenmelidir. Bu Yasa ile bir Yargı Reformu Komisyonu kurulmasının ve bu Komisyonun bütünüyle siyasi iradenin etkisinden soyut biçimde yargı ve hukuk çevrelerinden oluşturulmalıdır.
Bu Komisyon tarafından yargıç, savcı, avukat ve noterlerin meslek kurallarının, adalet personelinin tabi olacağı kuralların, temel yasaların, usul yasalarının taslakları hazırlanmalıdır.
Hazırlanan bu taslakların anılan Komisyon tarafından görüşülerek, sonuçta hükümet tasarısı olarak TBMM'ne sunulmasını ve TBMM tarafından bu tasarıların görüşülerek kabul edilmelidir."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.