Türkiye 2013 yılına bu üçgenin gölgesinde girdi.
Aslında bilinen bütün sorunların yumak yapılıp bu üçgen içinde harmanlandığını herkes biliyor.
Anayasa çalışmalarının özünde İmralı canisini ve yandaşlarını memnun edecek düzenlemelerin dayatıldığı bir gerçek. Bununla birlikte durumdan vazife çıkarmak ve Başkanlık Sistemine geçilerek aslan payına konmak isteyenler de var.
Suriye’deki anlamsız kaosa Ülkemizin neden bulaştığını anlayamamakla birlikte, bunun BOP projesinin bir aşaması olduğunu düşünenler olduğu bilinmektedir. Sonunda, Rusya ve Çin ikna edilerek Irak’ta olduğu gibi  bu ülkenin de bölünmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Kıbrıs ve AB politikalarında, ilhak dahil ayrı devlet seçenekleri ve AB üyelik talebimizin yeniden değerlendirilmesi sesli olarak tartışılmaktadır.
İçeride,  cari açık konusunda bir iyileşme sağlanamadığı takdirde,  KİT, otoyol, köprü, 2B  satışı gibi gelirlerin bir süre sonra durumu kurtarmaya yetmeyeceği de bilinmektedir.
Siyaset yelpazesinde bir türlü beklenen iyileşmelerin sağlanamadığı, kamu oyu yoklamalarına göre, muhalefet partilerinin oylarını arttırmak konusunda ilerleme sağlayamadıkları anlaşılmaktadır.
Muhalefetin bütün umudu, mahalli seçimlerde Adalet Kalkınma Partisi oylarının % 40  gibi bir oranda kalması olmakla birlikte, bu durumun gerçekleşmesine katkıda bulunacak  ciddi çalışmaları bulunmamaktadır.
Bu ortamda bize düşen en büyük görev, öncelikle yaşadığımız yerden başlayarak haklarımızı aramak, ülkemize ve demokrasiye sahip çıkmak olmalıdır. En güzel günlerimizi geçirdiğimiz güzel Şişli’miz  son yıllarda bizim olmaktan çıkmış gibidir.
Bölgemizin can damarları, gökdelenlere kurban edilmiş ve edilmeye devam olunmaktadır. Yakın geçmişte, Şişli’ye yeni yeni meydanlar ve yeşil alanlar kazandırılacağı vaad edilmiş olmasına karşılık, bu gün Bomonti Bira Fabrikası arazisi ve çevresi, Mecidiyeköy Stadı ve tarihi Likör Fabrikası arazileri de gökdelen furyasından nasiplerini almış bulunmaktadırlar.
Buna rağmen, hiçbir siyasi parti Şişli konusunda yeni politikalar üretmemekte, yıllardır Belediye Başkanımızın kişisel gücüyle Belediye seçimlerini kazanması geleneğinin bozulabileceğine ilişkin gelişme gözlenmemektedir.
Hatta, Sayın Belediye Başkanımızın  istediği takdirde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasına da kesin gözüyle bakılmaktadır.