Gün Hepimizin Günü...

Bugün 8 Mart Dünya kadınlar günü...

Yerine göre Annemiz...

Yerine göre Babamız...

Yerine göre Sevgilimiz olup, arkamızda durdukları zaman bizi kanatlandırıp başarıya uçuran, dünya güzeli kadınlarımızın günü...

Bizim de günümüz...

Hepimizin günü...

Bu güzel gün için, geleneği biraz değiştirip geriye doğru gidelim...

ABD’ye...

8 Mart 1857...

ABD nin New York Eyaletinde tekstil fabrika işçisi 40 bin kadın, haklarını aramak için çalıştıkları fabrikada greve başlar...

Ancak, işçilerle polisin çatışması sonucu hepsinin fabrikaya kilitlenmesi ve arkasından çıkan yangında, fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamamaları nedeniyle çoğu kadın 129 işçinin yanarak can vermesi ve cenaze törenine 10.000’ i aşkın kişinin katılması sonucu, bu olay zuhur eder.

Görüyoruz ki, çok eski tarihlerde bile; hakkın aranması, hukukun sağlanması gibi güzel olan her şeyde, ilk kadınlarımız var.

Sadece hak aramak ve yanarak can veren kadınlarımız için, 1921 yılından beri ülkemizde de anma yıldönümleri yapılmaktadır...

O gün bugün, tüm demokratik ülkeler bu acıdan ders alıp, kadınlara karşı, ona göre tavır takınırlar.

Biz daha ileri...

Daha yeni...

Daha demokratik ülkeyiz ya!..

Yüzde 51’ le Başbakanın en fazla oy aldığı kadınlara karşı gösterdiği demokratik tavra bir bakalım...

1 Haziran 2011 yılında Hopa olaylarını protesto edip polis Toma’sı üzerine çıkan ve kalçası kırılan Halkevleri üyesi Dilşat Aktaş için,‘’ O kadın, kız mıdır kadın mıdır, bilemem. ‘’

7 Mart 2011 de, ‘’ Kadın ve erkek eşitliğine inanmıyorum, kadın ve erkek farklıdır...’’

Kürtajın yasaklanmasının konuşulduğu 2012 yılında, ‘’ Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. ‘’

Kadınlar sokaklarda eylem yaparken de, ‘’ Benim bedenim, benim kararım diyen kadın, Feminist ‘’ diye tavır takınmıştır.

Ya Bakanları...

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,‘’ Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek...’’

Orman ve Su Bakanı Veysel Eroğlu, kendisinden iş isteyen kadına ‘’ Evdeki işler yetmiyor mu? ‘’ diye azarlayıp,

Antepli olmayan, Antep bakanı Hüseyin Çelik de, sunucu Gözde Kansu’yu kıyafetinden dolayı işten attırıp, işsiz bırakmakla, hünerlerini gösteriyorlar.

Tokat milletvekili Zeyit Aslan da, kendisine TBMM meclisindeki fotoğraflarını soran kadın gazeteciye ‘’ Ben de sizin bacaklarınızı çekip gazeteye bastırsam ‘’ diye hakarette bulunuyor.

En övündükleri Belediye Başkanı Melih Gökçek de, ‘’ Kadın ahlaklı olsun tecavüze uğramasın ‘’ deyip, işi çığırından çıkarıyor.

Emek...

Ve biraz ekmek uğruna yanarak can veren kadınlarımıza karşı takınılan tavır, bu kulunuzun içindeki isyankar ruhu daha da depreştiriyor.

Bilmenizi pek istemiyorum ama canımdan çok sevdiğim kadınlarımıza yapılan haksızlık karşısında, elimden bir şey gelmediğin için, bazen kendimi yalnızlığa vurup ağlamak istiyorum.

Fakat...

Daha sonra yazıyı kaleme alırken üzerimde melekler gibi beyazlar içinde dolaşan güzel annem başımı okşayıp, ‘’ Merak etme hepsi geçecek, düzelecek ‘’ diyor.

Teselli bulup:

‘’ Kadınlarımız gerekli dersi verecek değil mi, güzel ANNEM ?..‘’ diye ona bakıyorum.

Bakıp, görüyorum onu...