CHP’nin Şişli’ye attığı en büyük kazık Muammer Keskin'dir!
Şişli Gazetesi’nin bölge halkı tarafından çok okunduğunu vatandaşlarımızın bana özellikle sosyal medya dönüşlerinden anlıyorum.
Makalelerimden birinde dile getirmiştim; benim en iyi okurum Muammer Keskin’dir. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezinden bir arkadaşım aradı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da makalelerimi okuduğunu söyledi.
12 Eylül sonrası sistemli olarak yağmalanan Şişli ilçesinin son yağmacısı olan Muammer Keskin yani nam-ı diğer Kibar Feyzo ve ekibidir. Ardından bu yağmaların seyircisi olan Kent Konseyi, Demokrasi Meclisi ve İttifak-ı siyaset Ortağı HDP’dir. HDP’ye karşı açık tavır alanlardan da biriyim.
Muammer Keskin ve Muammer Keskin’in yağmacı belediyeciliği toplumda her türlü desteğini yitirdiğinden meclislerde de Muammer Keskin fireler vermeye başladı. Şişli’de büyük bir hayal kırıklığı olan Muammer Keskin’i etrafına saçtığı ulufe söylentilerinin sebebi budur.
Ortağını söyle sana kim olduğunu söyleyelim Muammer..! Muammer Keskin’e en büyük destek İttifak ortak HDP’den.
Apdullah Öcalan ve yetmez ama evet çeteleri tarafından tasfiye edilen Selahattin Demirtaş CHP’nin büyük desteği ile içeri tıkıldıktan sonra HDP mevcut yapısı, ilişkileriyle, örgüt tavrı ile tamamıyla bir burjuva örgütü haline getirilmiştir. Taciz, tecavüz ve kadınlara yönelik şiddet, partinin neredeyse kurumsal kimliği haline getirildi. Rezaletlerin üstü parti tarafından örtüldükçe her gün başka bir rezalet ortaya saçıldı.
HDP gibi kadın inisiyatifinin yoğun olduğu bir partide bu rezaletlerin temel sebebi sermaye partileriyle girilen kirli, bavullu ilişkilerdi. O bavullu ilişkilerin seçimler hattına girildiği gün ortaya saçılacağını hepimiz biliyoruz. İyi Parti’den istifa eden bir milletvekili o bavulun kapağını araladı.
Solu ve devrimcilerin tasfiyesine soyunan HDP ve PKK’yı bir önceki makalemde ayrıntısıyla yazmıştım.
Solu, devrimcileri ve Kürt halkının tasfiyesine soyunan HDP özellikle Kürt coğrafyasında kazandıkları belediyeleri AKP’ye güle oynaya nasıl teslim ettiklerini Tunceli “ Dersim” belediye seçimlerinde ortaya koydukları tehditkâr tavırlarını ÖDP genel başkanını iki yıl önce tehdit edip sonrasında Beyoğlu belediye başkanlığında iki yüzlülükle nasıl desteklediklerini ayrıntısıyla yazmıştım. Devrimciler irade koymuş HDP’nin açtığı bu tuzağa en azından Dersim’de düşmemiştik.
Sistematik bir biçimde uygulanan bu politikalarla Kürt halkının kösemen koyunu haline getirilen HDP solu, kürtleri, sosyalistleri de tasfiye etmenin en önemli araçlarından biri haline getirildi. Bugün bu ilişkiler yumağıyla dün AKP’nin yamağı olan HDP aynı sistematik kurguyla bugün CHP’nin can simidi haline getirilmiştir.
Söylem olarak AKP ve MHP’ye daha yakın olan HDP’nin önümüzde ki seçimlere yönelik olası bir ittifak arayışında HDP_AKP_MHP ortaklığı ise hayal değildir. Öcalan bu ittifakı sürekli dillendirenlerden biridir. Daha dün Devlet Bahçeli’ye yazdığı mektuplarda Malazgirt’te beraberdik bugün neden beraber olmayalım siyaset önermesi hala aynı sıcaklığıyla ortada durmaktadır.
Maya bellidir. Milliyetçilik-Din-Mezhep kardeşliği, Kürt-Türk toprak ağaları ve sermayedarlığının ortaklığı.
Mahkeme tarafından kayıp trilyon davasında mahkum edilen ve sonrasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından affedilen Erbakan’ın anma töreninde ilkesizce esas duruşun sebebi budur. Erbakan’ın anısı önünde esas duruşa geçenlerle Abdullah Öcalan’ın Kenya uçağında söylediği her türlü göreve hazırız sözü eşitlenirken HDP’nin seni başkan yaptırmayacağız iradesinin de AKP devletine teslimiyetidir.
Altlarına topal makam, sandalye, araba verildiğinde HDP meclis üyelerinin asıllarının iktidarına nasıl hizmetkar olduklarını kendi halkından olanlara düşmanlıklarına gözlerimizle şahit olduk.
Bugün CHP ve onun Şişli uç beyi Muammer Keskin’in iş ortakları da bunlardır. Namuslu birkaç kişinin direnmesiyle Şişli’de ki büyük yağmaların, hukuksuzlukların önüne geçildi. En azından arsızlıklarını açıktan yapamıyorlar. Yaparlarsa da enseleniyorlar.
Teşhir..!
Emek düşmanı Muammer Keskin’in bütün hukuksuzlukları, CHP-HDP-Sarı sendikacılar ve göz yumanlar çetesini açıktan teşhir ettik.
Patron CHP’li belediyelerin belediye işçilerine yönelik emek düşmanlığı, grev kırıcılığını, sarı sendika çeteleriyle iradesi teslim alınmaya, ekmeği elinden çalınan işçilerin haklarına yönelik bu hasmane tutuma gerçek, demokrat CHP üyelerinin verdiği tepkiyi ortaya koyduk.
Kadıköy , Ataşehir, Maltepe belediyesi işçilerine yönelik CHP ve sarı sendikacıları ile CHP il yönetiminin ve İBB’nin grev kırıcılığını teşhir ettik. Bir dönem emeğin ve emekçilerin dostu olan CHP’nin nasıl savrulduğunu, belediye işçilerinin çalınan alın terini, sendika CHP ortaklığını ayrıntısıyla ortaya koyup teşhir ettik.
CHP’nin 10 Aralık’çı küresel sermayenin liberal sözcülerinin cuntacılar çetesi tarafından işgalini adım adım, tarih tarih yazdım. İradesi teslim alınmış libarel bir CHP değil 1960’lı, 70’li, 80 ‘li yıllarda demokratik sol sosyalizmdir fikrini savunan kamucu, toplumcu, devrimci, sosyal demokrat bir CHP’nin bu topluma daha faydalı olabileceğini savunmak gerekliliğin altını kalın çizerek ortaya koyduk. Bu cunta çetesinin Şişli’de ki uç beyi Muammer Keskin’in ilişkilerini ortaya koyduk teşhir ettik.
İki yıldır Şişli’de bir taşı diğerinin üzerine koymayan Muammer Keskin yağmacılığının teşhir edilmesinde, ihale usulsüzlüklerin ortaya dökülmesinde, belediye müteahhit ilişkileri, bölgenin müteahhitlere peşkeş çekilmesini, ilişkileriyle birlikte teşhir ettik.
Kent Konseyi’ni, Şişli CHP ilçe örgütünü, belediye emekçisini aşağılayan, operasyonlar çeken Muammer Keskin bütün zorbalıklarını teker teker teşhir ettik.
Nişantaşı Teşvikiye Mahallesi halkının yüzüne tükürdüğü belediye başkanını kim olduğunu açıktan yazdık, çizdik.
Nişantaşı kamu arazisinin müteahhitlere peşkeş çekilmesine öncülük eden kibar Feyzo’nun nasıl bir kirli işin içinde olduğunu yazdık.
Kendi ilçesinde Bomonti bira fabrikası alanına bina edilmeye çalışılan gericiliğe nasıl seyirci kaldığını, Etfal Hastahanesi’nin boşaltılmasına neredeyse belediye aracı gönderecek olan Kibar feyzo’yu yazdık da yazdık.
Haber, bilgi, belgeyi kimden alıyoruz?
Şişli’den günde en az 10 kişi Şişli belediyesi başkanı ve belediye ile ilgili usulsüzlükler için beni arıyor kimileri de mail atıyor. Kimileri doğru bilgi verirken kimileri de bizi Kibar Feyzo’nun tuzağına çektiğinin farkındaydık.
Belediye müteahhidi Gönen Orhan ile ilgili bizim solculardan bana gelen imzalı kaşeli belgeleri ortaya çıkarsam iddia ediyorum Gönen Orhan Sokağa bile çıkamaz.
Gönen Orhan’ın şirketleri üzerinden birebir bilgi verenleri bile ciddiye almadım. Çünkü elle tutulur şeyler değillerdi. Sen bu işleri kendi şirketlerin üzerinden niye yapıyorsun diyenlere verdiği yanıtlar bile bende kayıtlıdır.
Gönen Orhan’ın geçmişte CHP’li belediyelerde ki alışverişlerini kriminal başlıklı yazımla iki bölüm halinde yayımlamıştım. Muammer Keskin Gönen Orhan’la Teşvikiye Mahallesi’ne çektiği operasyon üstünde enselenmişti.
Birçok bilgi geliyor vatandaşlardan, partili muhaliflerden, mutsuz, işini belediye de gördüremeyip Muammer Keskin’e cephe alanların verdikleri bilgileri belgeleri üst üste koysam herhalde bütün ömrümü Şişli belediyesi Muammer Keskin dönemini yazmakla geçirmem gerekir.
Cumhuriyet Halk Partisi, 10 Aralık çetesinin Şişli’ye kakaladığı Muammer Keskin’den partili partisiz herkes nefret ediyor. Şişli Halkının emeğinin nasıl çarçur edildiğini Akit Gazetesi muhabirlerinden sevgili kardeşim Tuncay Say güzel bir haber yapmıştı.
Tuncay Say’ın haberi; 10-15 Şubat tarihleri arasında ‘sanatçılarla online söyleşi’ için ihaleye çıkan ve 5 gün için 301 bin 900 lira ödeme yapan belediyenin, böyle bir etkinlik gerçekleştirmediği ortaya çıktı.
Gazeteci kardeşim Tuncay’la yaptığım görüşmede; bir araştırmayla tespit ettim dediği haberi bizim gazetemiz bütün ayrıntılarıyla biliyordu. Akit Gazetesi’nin haberinin önüne geçip haber yapmak istemedik.
Gazeteci dayanışması gereği elimde bulunan belgeleri de gazeteci kardeşim Tuncay Say’a göndermiş haberini daha sağlam bir hale getirmiştim. Neden dayanıştık çünkü haber doğruydu. Bu soygun yağma ile uğraşmayanlar, sorgulamayanlar, haberin niteliğinden çok bu haberi hangi gazete yaptı diye sorgulama dümeniyle gerçeğin üstünü örtüyor ve gazetemize yönelik saldırıyorlar. Peki yalan mı? Belediyeden konuyla alakalı bir açıklama geldi mi? Hayır!
Şişli Belediyesi meclis üyelerine para dağıtıldı bilgisi gazetemize nasıl geldi, kim verdi, niye verdi bilmiyorum.
Bu tür bir bilgi bana da geldi. Üstelik info mailim üzerinden yazılı olarak geldi. Oradaki bilgi şu yöndeydi. Belediye başkanı sistematik olarak belediye meclisi üyelerini yemliyor. Yani belediye Meclisi üyelerine düzenli olarak zarf içinde para veriliyor.
Aslında ortada olan şey belediye başkanının meclis üyelerine belediye şirketlerinden hak ettikleri huzur hakkının ödenmesiydi. Banka üzerinden ödenmesi gereken bir para neden elden veriliyor? Alanlar almadık diyemiyor, veren de verdik diyemiyor peki neden?
İnfo adresine şu soruyu sordum; bu parayı alan meclis üyeleri kimlerdir? Sadece CHP’li meclis üyeleri mi? Özel olarak da şu soruyu sordum; HDP’li meclis üyeleri belediye başkanından para alıyorlar mı?
İnfo adresine attığım mail geri döndü muhtemelen o mail adresi silindi ve ben engellendim. Haber gazetemizde yayınlandıktan sonra gazetemizin sahibi Mehmet Tekin’e aynı soruyu sordum Mehmet Tekin konuyla alakalı olarak gazetede yazacağını söyledi.
Bir gazeteci haberi hangi etik ve teknik değerlerle yapar, o her gazetecinin kendi üslubuna göre bir iştir. Haberin kaynağını, devamlılığını vermek zorunda da değildir. Şişli belediye başkanı meclis üyelerine zarf içinde para dağıttı haberi ile Saraya bir CHP’li gitti haberi ile aynı niteliktedir.
Kimse görmedi, çünkü örtüldü, ama saraya biri gitti. Üstelik hepimizin bildiği o kişi saraya gitti. Kamu vicdanına göre de belediye başkanının içinde bulunduğu ilişkiler hasebiyle meclis üyelerine para dağıtma olayı deve de kulak, Saraya giden CHP’li de ulaktı.
Gazete olarak yağmacılara ve yandaşlarına karşı kamunun hakkını savunuyoruz. Çoluğunu çocuğunu, eşini, dostunu, akrabasını belediye de işe sokmak için 40 takla atıp 55 entrika çevirenler, etrafındakini satanlar belediye başkanının kulu olmuş zavallılar ise hala siyaset ayaklarını yalamaya devam ediyorlar.
Çapsız vizyonsuz bir adamı sırf 10 Aralık cuntacılarının isteği yerine getirilsin diye Şişli’ye belediye başkan adayı olarak gönderilmesi üstelik İlçe kongresinde adam yerine koyulmayıp seçilemeyen birinin belediye başkanı olmasının önünün açılması CHP’nin Şişli halkına attığı en büyük kazıktır. Bu kazığı sorgulamayanlar Şişli Gazetesi’nde ki haberin devamlılığını sorguluyorlar.
Kadın sığınma evlerine ayrılan parayı bütçede yük olarak gören, Şişli’nin sokaklarına, duvarlarına 8 Mart dolayısıyla asılan pankart, afiş ve billboardlara 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü yazamayan birini biz maalesef Şişli’ye belediye başkanı yaptık.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bayram zanneden ve o afişlere kendi resmini bastıran belediye başkanı olarak ta tarihe geçmiş oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi Şişli ilçe örgütünün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sokağa çıkardığı insan sayısına bakınca partinin içine düştüğü durumu daha iyi anlıyoruz.
8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününü fotoğraf çektirme günü olarak algılayan kadın örgütünün tavrı ise evlere şenliktir.
Her şeye rağmen yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü