Şişli'de bazı mahallelerin isimleri değişmeli!

Kültür, insanının yaşam biçimidir. Yemesi, içmesi, giyinmesi, inanışları, dini, dili, oyunları, kişi ve yer isimleri kültürün birer parçalarıdır. Yönetim biçimi de kültüre dahildir. Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür derken bu öğelerin gelişmesi gerektiğini işaret eder.

Türkler tarihi boyunca Orta Asya bozkır, İslam ve batı kültürüne sahip  olmuşlardır. Osmanlının son döneminde başlayan batılılaşma Cumhuriyet dönemi ile hız kazanmıştır. Cumhuriyet devrimlerinin amacı batılılaşma, muasır milletler seviyesine gelmek ve onları geçmekti.

Bu çabaların tamamına yer vermek bu yazımda elbette mümkün değil. Ben sadece kişi ve yer isimleri üzerinde durmakla yetineceğim.

Orta Asya bozkır kültüründe kullandığımız kişi ve yer isimlerine bir bakalım. Altay Dağları, Karakaş Dağları, Ural Gölü, İstemihan, Cengiz Han, Alper Tunga gibi Türkçe isimler vardı.

İslam kültürünü kabul ettikten sonraki yer ve kişi isimlerine bir bakalım.

Örneğin, babam peygamberlerin dört ismini çocuklarına koyarsa cennete gireceğine inanmış ve kardeşlerimin adlarını büyükten küçüğe Mehmet, Mustafa, Ahmet ve Mahmut olarak belirlemiştir.

İslam kültürüne göre en güzel isimler Kur-an’da mevcut. Sorun Arapça bilmeyen vatandaşların Kur-an’da geçen her ismi güzel sanmalarıydı.

Örneğin, Kur-an’da Cehennemül Kübra olarak geçen yer ismini bugün bir çok kadının adı olarak görmekteyiz. Oysa Kübra dip demektir. Cehennemül Kübra cehennemin dibi demektir.

Cumhuriyet döneminde ise 21 Haziran 1934 soyadı kanunu ile yer ve kişi isimlerinin Türkçe olması esas kabul edilmiştir.  Buna bağlı olarak Arapça, Kürtçe, Ermenice ve diğer dillerdeki yer isimleri Türkçe ile değiştirilmiştir.  Tatavla Kurtuluş olmuştur. Hatay’daki Süphe Köyü Üzüm Dalı, Bidende Köyü Maden Boyu olmuştur. Yine Narşin ilçesi Güroymak olarak değişmiştir.

Yer isimlerindeki bu değişiklikler bir asimilasyon politikası mıdır? Yoksa batılılaşma hareketi midir? Bu tartışılır. Ben bu tartışmaya girmeyeceğim. Bu değişiklikler yapılırken eski isimlerin ne olduğuna, bunun sonucunda da yeni isimlerin ne olacağına bakmalıyız.

Şişli’de bir Halil Rıfat Paşa Mahallemiz var. Halil Rıfat Paşa, İkinci Abdülhamit’in ispiyoncusu olmaktan başka bir özelliği olmayan kişidir.

Yine Şişli İzzetpaşa Mahallesi var. İsmini Ahmet İzzet Paşa Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayan haindir.

Meşrutiyet Mahallesi hala duruyorsa Paşa Mahallesi’nin hangi paşa olduğu bile belli değilse bu kimin ayıbıdır.

Bu mahalle isimlerinin tıpkı Kenan Evren, Fetullah Gülen isimlerinin değiştiği gibi değişmesi gerektiğine inanıyorum.  Bunu CHP’li İstanbul Belediyesi mi yapar? Şişli Belediyesi mi yapar bilemem.

Benim önerim; Muşrutiyet Mahallesi yerine Atatürk Mahallesi, Paşa Mahallesi yerine Kemal Paşa Mahallesi, Halil Rıfat Paşa Mahallesi yerine Fatma Girik. Son olarak Mahmut Şevket Paşa yerine Berkin Elvan olarak değiştirilmesi CHP’li belediyelere yakışmaz mı?

Çocuklarının adını Recep, Tayyip, Erdoğan olarak koyan ve pişman olduğu için çocuklarının ismini değiştiren adam kadar olamayacak mıyız?

Bizler Deniz’lerin, Mahir’lerin, Ulaş’ların, Devrim’lerin isimlerini çocuklarımıza koymaya devam edeceğiz. Ha sen niye oğluna Deniz değil de Aziz adını koydun derseniz. O babamın vasiyeti idi. Kızıma ise Ruhi Su’nun Ceren türküsü neden olmuştur.

Adınızla yaşayın, sağlıkla yaşayın, umutla kalın.        

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.